Türkiye, uzun yıllardır yaşadığı en büyük deprem ile sarsıldı. 10 ilde binalar yıkıldı, binlerce can enkaz altında kaldı.
"Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı yaraları sarmak için Türkiye'nin ve dünyanın her yerinden desteğe gelen ekipler canla başla çalışıyor.
Enkaz altında 105 saat dayandı
7,7'lik ilk depremde evlerinin yıkılmasıyla Kahramanmaraş'ta Gökhan Apartmanı'nın yıkılmasıyla göçük altında kalan Öğretim Görevlisi Arif Gürler de ekiplerin yoğun mücadelesiyle enkaz altından 105 saat sonra sağ kurtarıldı.
Gürler, eşini ve iki oğlundan birini kaybetti. Eşini ve oğlunu kaybeden baba şimdi 16 yaşındaki oğlu Göktuğ Gürler ile teselli buluyor.
"İdrarımı içerek hayatta kaldım"
Göçük altında idrarını içerek hayatta kalan Arif Gürler yaşadıklarını TRT Haber'e anlattı:
"8 katlı binanın 4'üncü katında oturuyoruz. Depremin olduğu gün tam uyuyacağım bir gürültü koptu. Deprem oldu binamız dayanmadı 10 saniye içinde çöktü. Oğlum düşerken 'Baba beni koru' dedi, dönemedim can verdi. Eşim 'Allah bir' dedi, o da öyle öldü. Naaşları da birbirlerine sarılmış vaziyette çıkarılmış. 5 gün kaldım. Kendime küçük bir yaşam alanı açtım. Kiriş düşmüştü. Sürekli kaçırıyorum zaten hareket ettikçe sağ elim hareket etmiyormuş, daha sonra neyi koparttığımı bilmiyorum ben önce tişörtümü yırttığımı zannediyordum. Çıktığımda kardeşim ve oğlum tişörtü değil halıyı koparmışsın dediler bana. İdrarımı bandırıp bandırıp çiğniyordum. Artık umudum kalmadı ikinci depremi de enkazda yaşadım. Şahadet kelimesi getirirken herhalde bayılmışım."
Oğlu kendi çabasıyla 15 dakikada kurtulmuş
Enkaz altından kendi imkanları ile yerini belli etmeye çalışan Göktuğ Gürler, çevredekilerin yardımı ile enkazdan sağ çıktı. Akrabaları tarafından köye götürülen Göktuğ Gürler, depremin 4’üncü gününde babasının sağ olduğunu ancak annesi ile kardeşinin hayatını kaybettiğini öğrendi.
Göktuğ Gürler de yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Ben depremden yaklaşık 12 dakika önce uyandım. Depremi anlamadım ne olduğunu yan dönmeye çalıştım. Sonra direk bina üstümüze yıkıldı. Kendimi çök kapan yapmaya çalıştım. Yapamadım tabii ki vaktimiz olmadı buna sonra ayağım hafriyatın altında kaldı. Taş attım dışarı, odam dış cephede kalıyordu. Kardeşimde normalde benimle aynı odada kalıyordu ama o gün ailemle kalmak istemişti. Taş atıyordum dışarı oradan birinin ayağını gördüm. Ona ben taş atmıştım. O taş ayağına değince geldi. Telefon flaşı ile beni görüp ayağımın üstünü temizledi. Ondan sonra ayağımı çektim ilk 15 dakika içerisinde dışarı çıktım."
“Yangını söndürme çalışmasında babamın üzerine gelen sıvı hayatta kalmasını sağlamış"
Göktuğ Gürler enkazda yangın çıktığını ve babası için umudunun tükendiğini belirterek şunları aktardı:
"Babam 105 saat kaldı enkaz altında. Enkazda yangın çıkmıştı. Bizim de umudumuz tükenmişti artık çünkü küldü her şey. Bu yangın aslında hayatta tutmuş. Babam enkaz altındayken vücuduna ılık ılık bir şeyler gelmiş, su olur, toprak olur. Yangını söndürmek için sıkılan su babamın vücuduna değmiş, o zaman hava eksi derecelerdeydi. Dışarıda donuyorduk o zaman onun hipotermi geçirmesin, donarak ölmesini engelledi."
Haber: Necmettin Çuhadaroğlu