Deprem 11 ilde etkili şekilde hissedildi ve şu ana kadar yapılan çalışmalarda 118 bin binanın acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. Peki bu yıkımlardan ortaya çıkan molozlar ne gibi tehditler oluşturuyor, gelin yakından bakalım.
“Aceleci olunmamalı”
Geçtiğimiz günlerde Hatay’da belediyeler tarafından enkazdan toplanan molozlar Mileyha sulak alanına bırakılmış, bu uygulama sosyal medyada yaban hayatı uzmanları ve akademisyenler başta olmak üzere birçok kişi tarafından tepki görmüştü.
Kısa süre içinde bölgede görevli Amasya Valisi Mustafa Masatlı’nın sağladığı koordinasyonla Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri sürece dahil olmuş ve molozlar bölgeden kaldırılmıştı.
Bu sorunun kısa sürede çözülmesi önemliydi çünkü uzmanlara göre enkazdan çıkan molozlar doğru noktalara taşınmazsa orta ve uzun vadede hem insan sağlığına hem de ekosisteme ciddi zararlar verebilir.
Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Barış Çallı da bu işlemin doğru şekilde yapılmasının önemli olduğunu vurguluyor:
“Hızla bu atıkları bölgeden uzaklaştırmak tabii ki hedefimiz, önceliğimiz. Normal günlük hayata geri dönmek için bunun yapılması gerekiyor ama doğru noktalara. Afet yıkıntı atıklarının şehir içinde insan sağlığına kısa vadede büyük bir zararı yok. Eğer dikkatli seçilmezse götürülüp atıldığı bölgede çok daha ciddi çevre sorunlarına yol açabilir. Bu molozların sulak alanlara, baraj alanlarına ve tarım arazilerine kesinlikle dökülmemesi gerekiyor.”
Kimyasal maddeler en büyük tehdit
Molozların içinde sadece beton yok. Uzmanlara göre izolasyon malzemesinde kullanılan kimyasallardan demire, plastikten asbeste kadar birçok zararlı madde molozların arasında bulunuyor.
Bu maddelerin içme ya da sulama suyu kaynaklarına karışması, tarım arazilerine ve hayvanların üreme bölgelerine bırakılması insan sağlığını ve çevreyi büyük oranda olumsuz etkileyebilir. Prof. Dr. Barış Çallı süreci uzun vadeli düşünerek yönetmek gerektiğinin altını çizerek ekliyor:
“Oradaki sulak alanlar veya temiz su kaynakları, yer altı suyu kaynakları, tarım toprakları gözetilmeden bu moloz atıkları dökülürse tarım etkilenir, yeraltı suları etkilenir. İnsanlar susuzlukla karşı karşıya kalabilir. Acımız çok büyük ama o ilk şaşkınlığı atıp, uzun vadede o bölgede tekrardan 13 milyon insanın yaşayacağını düşünerek insanları olumsuz etkileyecek, uzun vadede çevre felaketlerine yol açacak adımlar atmadan bu yıkıntı atığını çok doğru bir şekilde yönetmemiz gerekiyor.”
Maddi kaybı azaltmanın yolu geri dönüşümden geçiyor
Enkazdan çıkan moloz atıklarının içerisinde ciddi miktarlarda geri dönüştürülebilir materyal de bulunuyor. Çallı, demir, PVC doğrama, mobilya ve tekstil gibi geri dönüşüme uygun malzemelerin mümkün olduğunca molozlardan ayrılması gerektiğini belirtiyor:
“Biz şimdi acımızı bağrımıza bastık. Ayaklarımız yere basıp gerçekçi adımlar atmamız gerekiyor. Burada çok ciddi bir ekonomik kayıp var. Yani biz bunu içindeki demiriyle, tuğlasıyla, kiremitiyle, fayansıyla, doğramasıyla, parkesiyle hepsini gömersek çok ciddi bir milli serveti de gömmüş olacağız. Biz nasıl plastiği, ambalajı, kağıdı geri dönüştürebiliyorsak bu yıkıntı atıklarının içinde ciddi miktarda bulunan çeşitli malzemeleri de geri dönüştürülebiliriz. Bu ayrım işlemi döküm sahalarına götürüldükten sonra veya direkt şehir içinde de yapılabilir. Yıkıntı atıkları içindeki değerli malzemeleri ne kadar geri kazanabilirsek ekonomik kaybımızı bir nebze olsun azaltırız. Yıkıntı atıkları içindeki geri dönüştürülebilir malzemeler milli servettir.”
"Atıkların nasıl yönetileceği noktasında bir plan belirledik"
Peki bölgede enkaz kaldırma çalışmaları için nasıl bir plan hazırlanıyor? Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Eyyüp Karahan bu soruya şöyle yanıt verdi:
“Bütün deprem bölgelerinde enkazın çevreye en az zarar, en az hasar verecek şekilde nasıl kaldıracağımız noktasında bir çalışma ortaya koyduk. Şimdi bölgelerde öncelikle koordinatör valilerimiz ve valiliklerimizle enkaz döküm alanlarını belirledik. Bu alanlar çeşitli özelliklere sahip. Yani doğaya, çevreye zarar vermeyen yapıda olan alanları belirledik.”
Enkazların tekrar ekonomiye geri kazandırılmasıyla ilgili de bir çalışma başlattıklarını belirten Karahan, “Bütün atıkların nasıl yönetileceği noktasında bir plan belirledik. Bu plana göre de bu geri dönüşümleri sağlayacağız.” dedi.