24 Ocak'ta Elazığ'da yaşanan 6,8 büyüklüğündeki depremde Mustafa Paşa Mahallesi'nde yıkılan apartmanın enkazı altından çıkarılan Yüsra ile annesi Ayşe Yıldız, Fethi Sekin Şehir Hastanesindeki tedavilerinin ardından Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik Cerrahi Servisine sevk edildi.
Hastane yönetiminin aynı odada tedavilerinin sürdürülmesi kararı sayesinde günler sonra anne ve küçük kızı birbirlerine kavuştu.
Yaşanan afette eşi Hüseyin Yıldız ile 12 yaşındaki oğlu Onur Yıldız'ı kaybetmenin acısını derinden yaşayan Ayşe Yıldız, kızı Yüsra ile yeniden yaşama tutunmaya çalışıyor.
"Kapıya vardığımızda bina yıkıldı"
Anne Yıldız, deprem anında yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Birbirimize sarıldık, odanın içinde ayakta duramadık, düştük. Hemen elektrikler kesildi. Dışarı çıkmak için kapıya koştuk. Annemi aşağı gönderdim, peşinde olduğumuzu söyledim. Dışarı soğuktur diye eşimle battaniye almak için geri geldik. Kapıya vardığımızda bina yıkıldı."
"Anne üstümde taşlar var, kıpırdayamıyorum"
Gözlerini açtığında bir çukurun içinde olduklarını, etrafın kapkaranlık olduğunu anlatan Yıldız, şöyle konuştu:
"Öldüğümüzü zannettik. Elimi uzattım her taraf taş. Ayaklarım yok gibiydi, çok sancım vardı. Elimi uzattım eşimin başında kan vardı. O gitmişti. Eşim, bize sarılmış, kucaklamış, kendini bize siper etmişti. Karanlıktan dolayı kimin yaşadığını anlamak için elimle dokunuyordum. Kızım yanımdaydı, nefes alıyordu. Taşları kaldırıp onu kucağıma aldım. Kendine geldi, oğlum da kendine geldi. Sonra merdivenlerde kendine gelen komşuların sesini duydum, annem de oradaydı. Bizi kurtarın diye bağırıyorduk. Çalan telefon taşların altında olduğu için alamıyordum. Oğlum çok mücadele etti. Sürekli 'Anne üstümde taşlar var, kıpırdayamıyorum, ayaklarım, belim ağrıyor, nefes alamıyorum' diyordu. Onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Komşularımız kurtarıldığı zaman da sesleri duyuyorduk. Oğlum 'Anne bak bizi kurtarmaya geliyorlar, anne çabuk olsunlar, nefesim azalıyor, kıpırdayamıyorum, dayanamıyorum' diyordu."
"Oğluma bir yudum su veremedim"
Yıldız, annesiyle konuştuğunu, oğlunun da kendisini kaybetmemesi için annesiyle konuşturmaya çalıştığını ifade ederek, "Oğlumun acı çekişi, sürekli çırpınışı, son nefesine kadar 'anne beni kurtar' demesi... Onu kurtarmak için sürekli taşları kaldırdım. Kızım kucağımdaydı, oğlum da yanımdaydı fakat başına yetişemiyordum. Sürekli benden yardım istedi. Benden su istedi, oğluma bir yudum su veremedim" dedi.
Oğlunun üzerinde çelik kapı olduğunu, elini ona uzatamadığını vurgulayan Yıldız, şunları anlattı:
"Oğlum susuz gitti. Ekipler annemi kurtardığı zaman oğlum ninesinden ve benden helallik istedi. 'Zor nefes alıyorum, belki ölürüm şehit olur, cennete giderim' diyordu. Ben oğlumun yaşadığını zannediyordum, ekipler bizi kurtardığı zaman oğlumun bedeni sıcaktı. Onun yaşadığını söylediler. Çocuklarımın yaşadığına şükrettim. Birkaç gün geçti, oğlumun ölüm haberi bana verildi. Dünyam yıkıldı ama çok şükür ki bir evladım daha var. Allah alsa bizi de alırdı. Rabbimin bir bildiği var. Hastanede geçirdiğim sürede sanki dünyada kimse yaşamıyor, bir benim sanıyordum. Hep o an aklımdaydı. Rabbim bana sabır verdi, kızım bana umut oldu."
Deprem anını unutamıyor
Deprem anının hiç aklından gitmediğini belirten Yıldız, ameliyatlarının çok zor geçtiğini anlattı.
"Allah tüm doktorlardan razı olsun. Zor bir tedavi süreciydi. Bir ameliyat daha geçireceğim. Doktorlar süreç içerisinde yürüyebileceğimi söylüyorlar. Kızım yanımda ondan güç alıyorum. Kızıma bakmam için ayağı kalkmam lazım. Yaşama bağlanmak için bir umudum var" diyen Yıldız, 1-2 yılda iyileşeceğini umut ettiğini belirtti.
"Devlet bize ev verdi"
Kızı ile bir ay ayrı kaldıklarını vurgulayan Yıldız, yeniden bir araya gelmenin, buluşmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Yıldız, bir ayın senelerdir ayrı kalmış gibi uzun geldiğini anlatarak, "Yan yana geldik çok şükür. Sanki dünyalar benim oldu, o kadar ki mutlu oldum. O sandı ki; ben onu terk etmişim. Önceleri yanımdan uzaklaştı, bir kaç gün geçtikten sonra baktı ki ben hastayım bu defa o benim için üzüldü" dedi.
Kızının enkaz altından 24 saat, kendisinin ise 28,5 saat kurtarıldığını hatırlatan Yıldız, doktorların gereken tedavi yaptıklarını söyledi.
"Devlet bize ev verdi, Allah razı olsun. Buradaki halk da biraz eşya verdi. Bundan sonra kızımla birlikte yaşayacağım, kızımı okutacağım. Ne olursa olsun son nefesime kadar her zaman kızımı destekleyeceğim, ona yardım edeceğim."