Hazreti Muhammed'in recep ayı girdiğinde, "Allah'ım, recep ve şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi ramazana kavuştur" şeklinde dua ettiğini ve bu kutlu zamanların önemine dikkati çektiğini aktaran Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, müminler için bütün zamanların kıymetli olduğunu ve Allah'ın rızasını kazanmak gayesiyle kulluk şuuru içerisinde yaşanması gerektiğini vurguladı.
Mübarek gün ve gecelerin yaratılış gayesini idrak ederek, yaratan ve yaratılanlarla münasebeti ve hayatı muhasebe etmek için çok kıymetli fırsatlar olduğunu bildiren Erbaş, "regaip" kelimesinin "kendisine rağbet edilen, arzulanan, talep edilen şey" anlamına geldiğini aktardı.
Allah'ın rahmetinin, mağfiretinin ve nimetlerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah'a yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve müminlerce gönülden arzulanması sebebiyle bu geceye "Regaip" denildiğini aktaran Erbaş, şunları kaydetti:
"Müslümanlar olarak her yıl, içtenlikle yaptığımız dualar ve samimi tövbelerle ihya ederek ruhen ve bedenen huzur bulduğumuz Regaip gecesi bizlere, tüm rağbetimizi Rabb'imize yöneltmemiz, bugüne ve geleceğe dair duygu, düşünce, tutku ve isteklerimizi bu eksende gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.
Rabb'imizin sonsuz af ve mağfiretine sığınmak, hata ve günahlarımızdan arınmak, gönüllerimizi ferahlatmak, kendimizle baş başa kalarak hayatın yoğunluğu içinde ihmal ettiğimiz dünyamızı gözden geçirmek ve nefis muhasebesi yapmak için bizlere bahşedilen bu müstesna zaman dilimlerini, öze dönüş, manevi diriliş ve ahlaki yükseliş fırsatları olarak görmemiz gerekmektedir.
Dünyevileşmenin hayatı kuşattığı, nefsani arzuların öncelendiği, insani değerlerin ve ahlaki erdemlerin zayıfladığı bir çağda insan, evrene tefekkürle bakmayı, söz ve davranışlarını hikmet ve ahlak terazisinde tartmayı ihmal edebilmekte, gönül ve inanç dünyasına yabancılaşarak, kontrol edemediği tutkularının etkisiyle farklı mecralara sürüklenebilmektedir.
Dolayısıyla yıpranan değerlerin ihyasına, kaybolan huzurun teminine, hayatı ve düşünceyi esir alan, makam, servet, şöhret ve haz tutkusunun dizginlenmesine şiddetle ihtiyaç duyulan bir zamanda mübarek gün ve geceler, kapsamlı bir muhasebe, daha iyi ve güzel bir hayat adına yeni bir başlangıç için önemli bir imkandır."
“İbadetlere daha bir özen gösterilmeli"
Erbaş, bu kutlu zamanları, birlikte yaşama sevincini tazelemesine ve kardeşliği daha güçlü hale getirmesine vesile kılmak istediklerini, kalpleri buluşturmaya, gönülleri birleştirmeye engel olan kin, nefret, nifak, fitne, fesat, haset ve ön yargılardan arınarak rahmet ve muhabbete vesile olan duygu ve düşüncelerin yaygınlaşmasına imkan vermeyi istediğini belirtti.
Rahmet gecelerini fırsat bilerek, vahşeti ve şiddeti besleyen, hayatı çekilmez hale getiren, samimiyeti zedeleyen, saygı, sevgi ve kardeşlik duygularını zayıflatan bütün tutum ve davranışları hayattan çıkarmak gerektiğini vurgulayan Erbaş, hayırlı ve yararlı işlerle iyilikleri artırmak, gönül dünyasını ve sosyal hayatı yeniden inşa etmek gerektiğini ifade etti.
Nesillere daha iyi bir dünya bırakma sorumluluğunu muhasebe etmek gerektiğini aktaran Erbaş, bilerek ya da bilmeyerek yapılan bütün hatalardan ve işlenen günahlardan samimi pişmanlıklarla tövbe ederek arınma fırsatını değerlendirilmesi, ibadetlere daha bir özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Erbaş "Aciz ve muhtaç bir varlık olarak mülkün sahibine ilticalarımızı ifade eden dualarımızı milletimizi, ümmeti ve bütün insanlığı kuşatacak kadar büyütmeli, asil bir duruşa ve ahlaka dönüştürmeliyiz. İçinde bulunduğumuz bereket ve rahmet gecelerinde milletimiz ve mukaddesatımız yolunda, hak, hakikat uğrunda, ülkemizin ve insanlığın barış ve huzuru için canları pahasına gece gündüz mücadele eden kahraman güvenlik güçlerimize dualarımızla destek olmalıyız" dedi.
Kaynak: AA