Kendini polis ve savcı gibi tanıtanların yanı sıra kapora dolandırıcılığı ve dede-torun yöntemleri de hızla yaygınlaştı.
Polis ve savcı gibi arıyorlar
Polis ve savcı gibi kendilerini tanıtıp özellikle yaşlı kişileri kandırıyorlar. Tüm uyarılara rağmen tuzağa düşürecek kişiler bulmakta zorlanmıyorlar. Sıkça kullandıkları yöntemlerin başında ise kontörcülük geliyor. 2007 yılında kontör avcılığıyla başlayan bu yöntem, ciddi boyutlara ulaştı.
Şebeke üyeleri çekici-aracı ve atıcı olarak kendi aralarında 3 kısma ayrılıyor.
"Atıcı" olarak adlandırılan şebeke üyeleri, ağlarına düşürdükleri mağdurları dolandırmak için "aracı" adı verilen diğer şebeke üyeleriyle irtibata geçiyor. Aracılar ise "çekici" yani mağdurların paralarını teslim almaya giden kişileri buluyor.
Çekiciler parayı teslim almaya giderken atıcılar da mağdurlarla telefon görüşmesi gerçekleştiriyor. Elde edilen miktarın yüzde 5'i çekiciye, yüzde 25"i aracıya, yüzde 70"i ise atıcıya kalıyor.
Şebeke üyeleri kişisel verileri 750 lira karşılığında bilgisayar korsanları aracılığıyla temin ediyorlar. Eski altın rehber sayesinde de telefonlara ulaşıyorlar.
En yeni yöntem 'dede-torun'
Dolandırıcıların kullandığı bir başka yöntem ise dede-torun tuzağı. Bu yöntemde zanlı gözüne kestirdiği yaşlı kişiyi arayarak kendisini sanki onun gerçek torunuymuş gibi tanıtıp, çeşitli bahanelerle para koparmaya çalışıyor.
Provizyon ücreti dolandırıcılığı
Ayrıca müşteriye kiraladıkları araca, teslim almadan 1 gece önce hasar verilmek suretiyle provizyon dolandırıcılığı yapanlar da ortaya çıkmaya başladı. Zanlılar aracı teslim alırken, "hasar oluşmuş" diyerek teminat olarak aldıkları provizyon ücretini geri ödemiyor.
Haber: Murat Can Öztürk
Kamera: Yunus Yaman