Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.
Darbe girişimini sırasında, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, gemide kendisine yardımcı olan diğer sanıklarla silah zoruyla Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi,
Donanma Komutanının tutulduğu kamaranın kapısını açılmayacak şekilde dışarıdan bağlanması, Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ün silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi ve Ebubekir Öztürk'ün Donanma Komutanının bulunduğu kamarasının kapısına kelepçelenmesi olayında bulunduğu,
Donanma Komutanının darbeye karşı direktiflerini içeren mesajı çekmeye çalışan astsubay Nurdoğan Balkaya ile harekat subayı Hürol Çırmıklı'yı silah zoruyla telsiz odasından çıkarıp, mesajın çekilmesini engellediği, dijital materyallerinde hafıza kartında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait kitapların olduğu" gerekçesiyle hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi'nin 2. Komutanı Kurmay Yarbay Meftun Metin, esasa ilişkin savunma yaptı.
Metin, darbeci olmadığını, darbe yanlısı emirleri yerine getirmediğini ve bu yönde bir talimat vermediğini, kendisini kandıran komutanlarının suçlu olduğunu öne sürdü.
Yabancı dil sınavından yüksek puan almasıyla ilgili iddiaları cevaplandıran sanık Metin, ortaokuldan bu yana eğitim sürecinde ve 25 yıllık subaylığı sırasında tüm sınavlardan yüksek puan aldığını söyleyerek, "FETÖ ile bir irtibatım, ilişkim yoktur. Hiç kimseden sınav soruları almadım. Çalışarak başardım." diye konuştu.
"Donanma Komutanını darbeci sandık"
Firari amiral Ayhan Bay'ın gemileri SABKOR alarmı gerekçesiyle seyre kaldırılması emrinin normal olduğunu, 25 milimetre topların atışa hazır hale getirilmesinin kanunsuz bir emir olmadığını savunan Metin, "TCG Yavuz Gemisi'nde yaşananların darbenin bir parçası değildir. Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın şüpheli tutumları nedeniyle biz onların darbeci olabileceğini düşündük." ifadelerini kullandı.
Sıkıyönetim mesajını nüfuz etmediğini, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın televizyondaki açıklamalarından sonra darbecilere tepki gösterdiğini öne süren Metin, şunları kaydetti:
"Donanma Komutanı o gece saat 02.50 sularında gemiye sivil kıyafette bir lastik botla geldi. Komutanı, Uça karşıladı. Bize herhangi bir şey söylemedi. Resmi üniforma istedi, temin edilmesi yönünde ilgili personele emir verdim. Ayhan Bay, gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk'ü arayarak, emirleri Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanından aldığını, Kösele'nin etkisiz hale getirilerek kamarada tecrit edilmesi talimatını vermiş. Bu emir doğrultusunda darbeci olduğuna inandığımız Kösele ve Uça'yı, orantılı güç kullanılarak etkisiz hale getirdik. Emirleri uyguladık. Darbeci firari amiral Ayhan Bay, emir komutayı suistimal ederek bizi yanılttı. Sonra botla kaçtığını öğrendik. Darbeye teşebbüsle ilgili bir faaliyetim olmadı."
Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ü ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ü de etkisiz hale getirdiklerini anlatan sanık Metin, "Ebubekir Öztürk bize direndi. O sırada 2 el silah sesi duyuldu. Ben ateş etmedim. Öztürk, gemi komutanına silah çekince, ben de elimle silahını yere doğru eğdim. O sırada arbede yaşandı. Bunu kendimizi korumak için yaptım. Bu nefsi müdafaadır. Ebubekir Öztürk, Donanma Komutanının bulunduğu kamaranın önünden ayrılmak istemedi. Kamaranın kapısının kelepçelenmesini kendisi istedi. Kendisine ve başkasına zarar vermemesi için kapıya kelepçeledik. Sabah saatlerinde Kösele ve Uça'nın darbeci olmadıklarını öğrenince Ebubekir Öztürk ve Yalçın Gül'e silahlarını geri verdik." ifadelerini kullandı.
Metin, Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin, tüm gemilere emir komutanın kendisinde olduğunu içeren mesajının çekilmesini engellemek için ilgili personele silah çekerek tehdit ettiği yönündeki iddiaları reddederek, "Telsiz kamarasına gittim ve 'Gemi komutanının emri olmadan mesaj çekemezsiniz.' diyerek, engel oldum. Ancak silah belimdeydi. Kimseye silah çekmedim. Darbeci olduğunu düşündüğüm Donanma Komutanının mesaj çekmesini, gemi komutanının emriyle engelledim." diye konuştu.
Hafıza kartında Gülen'in kitapları bulundu
Gemide gerçekleştirilen brifingin darbe girişimiyle ilgisinin olmadığını öne süren Metin, bunun seyre çıkan her gemide yapılan rutin bir toplantı olduğunu savundu.
Evinde yapılan aramada ele geçirilen hafıza kartında, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait PFD formatında dijital kitapların bulunduğu iddiasını ilişkin Metin, "Evime Fetullah Gülen'e ait kitap kesinlikle giremez. Evimde kimse yokken arama yapılmış. Bu hukuksuzdur. Böyle bir hafıza kartım yoktur. Bir başka dosyanın delili olarak benim dosyama yanlışlıkla konulmuş olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
"Silah sesi duyunca çok korktum"
Darbe girişimi sırasında, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle hareket ettiği, Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatarak etkisiz hale getirilmesi, Donanma Komutanının tutulduğu kamaranın kapısını açılmayacak şekilde dışarıdan bağlanması, Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ün silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi ve Ebubekir Öztürk'ün donanma komutanının bulunduğu kamarasının kapısına kelepçelenmesi olayında bulunduğu, olayları sırasında Kösele ve Uca'nın bulunduğu kamaranın kapısını iple bağlayan ve kamaranın kapısında nöbet tutan kişilerden olduğu" gerekçesiyle hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde yüzbaşı rütbesiyle başçarkçı görevi yapan tutuklu sanık S.Y, esasa ilişkin savunmasında hakkındaki suçlamaları reddetti.
S.Y, Donanma Komutanı, koruma ve emir astsubayları ile komodorun etkisiz hale getirilmeleri sırasında orada olmadığını ileri sürerek, "Donanma Komutanının gemiye geldiğini 20 dakika sonra öğrendim. O sırada subay salonundaydım ve bütün olaylar yaşanmış, bitmişti. Kamarada, Kösele ve Uca'nın tutulduğunu bilmiyordum. Kamaranın arka kapısının siyah bir iple bağlandığını gördüm. Kamaraya kulak dayadım. Ses yoktu. 'Beni kurtarın' diye bağırsalar veya bir şey söyleseler biz de ona göre yardım ederdik. Kamaranın arka kapısına ipi ben bağlamadım." ifadelerini kullandı.
Silah sesleri ve bağırtılar duyduğunda salonda olduğunu belirten S.Y, şöyle konuştu:
"Amiral kamarasının önünde, Donanma Komutanının koruma ve emir astsubayı ile Gemi Komutanı ve 2. komutan arasında yaşanan arbededen sonradan haberim oldu. Yarın bebeğim dünyaya gelecekti. Bu yüzden çok korktum bana bir şey yaparlar diye. Hemen revire gittim. Bu durumda nasıl olur da kamaranın ipini bağlayabilirdim. Olayların yaşandığı yerlerde olmadığıma dair hem müşteki hem de tanıkların beyanları vardır. Suçsuz yere 2 yıldır cezaevinde yatıyorum. Donanma Komutanı ve komodor biraz cesaretli olsaydı, şimdi burada yargılanıyor olmayacaktım. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum."
Mahkemeye heyeti, sanıklardan Sezayi Özgür Öztürk ve Meftun Metin'in tahliye taleplerini reddederek, diğer sanıkların savunmalarını yapması için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
Kaynak: AA