DSİ 2. Bölge Müdürü Ali Fuat Eker, 2017'nin son 44 yılın en kurak mevsimi olarak kayıtlara geçtiğini belirterek, 2018 yılının Ocak ve Şubat aylarında da beklenen yağışın olmadığını, Şubat ayının son günlerinde yağış miktarının biraz artmasıyla depolarda yüzde 10 artış olduğunu açıkladı.
Mart ayının da yağışlı geçmesini beklediklerini söyleyen Eker, "Böylece depolarımız dolacak ve bu yılı arazilerde su sorunu yaşamadan atlatabileceğiz. İzmir konum olarak, havzası çok sulak bir alan değil. İzmir'de nüfusa oranlarsak kişi başına düşen su miktarı 750 metreküp civarında görünüyor. Türkiye ortalamasına baktığımızda, kişi başına düşen su miktarı 1500 metreküptür. Türkiye'nin toplamdaki su miktarı 110 milyar metreküp. Aslında İzmir su açısından fakir bir yer. Bir de yağışlar az düşünce, olumsuz yönde etkileniyor" dedi.
Tüm olumsuzluklara rağmen gerekli tedbirleri aldıklarını dile getiren Eker, buna rağmen susuzluk sorunu yaşanacak diye uykularının kaçtığını söyledi.
Vahşi sulamanın önüne geçilecek
Küçük Menderes'te 2013'ten sonra sürekli depolamalar yaptıklarını aktaran Ali Fuat Eker, bu şekilde susuzluk tehdidinin önlemini aldıklarını belirtti.
Aktaş, Rahmanlar, Burgaz, Bademli, Beydağ gibi barajlar ile bu düzensiz akımları kışın depolayıp, yazın da kullanıma sunduklarını vurgulayan Eker, şunları söyledi:
"Bu çerçevede ciddi yatırımlar yapıldı. Bu projelere paralel olarak sulama kanallarının yapılmasıyla birlikte vatandaşlarımızın arazilerine düzgün şekilde su verilmesi sağlanıyor. Biz suyu biraz hor kullanıyoruz. Tarlaya suyu bırakıyoruz, iyice bir göllenmesini bekliyoruz. Vahşi sulama bizim için ciddi bir sorun. Bu nedenle ön yüklemeli veya ön ödemeli sayaç dediğimiz kapalı sistemlerle bu sorunu aşmayı planlıyoruz. Evimizde nasıl bir sayaçtan geçirip suyu kullanıyorsak, tarlada da aynı sistemi yapma çabasındayız. Çalışmalar sürüyor. Gediz, Küçük Menderes, Bakırçay Havzası ve diğer bütün havzalarımızda bu çalışmalarımız devam ediyor. Sulama projelerimizi bundan sonra basınçlı borulu sistem ve ön yüklemeli sayaçla teslim ediyoruz. Burada amacımız su kaybının olmaması."
"İzmir'in içme suyu sorunu yok"
İzmir'e içme suyunu sağlayan en büyük barajın Tahtalı olduğunu anımsatan Ali Fuat Eker, bu barajda bugün itibarıyla doluluk oranının yüzde 50'ye ulaştığını açıkladı. İzmir'in içme suyu konusunda herhangi bir sorun bulunmadığını aktaran Eker, kentin su konusunda sorun yaşamaması için Manisa sınırları içerisinde bulunan Gördes Barajı'nı yaptıklarını belirtti. Bu barajdan da yıllık 59 milyon metreküp içme suyunun İzmir'e transferini gerçekleştirmek amacıyla yaptıkları isale hattının da tamamlandığını vurgulayan Eker, Bornova Kavaklıdere arıtma tesisinin olduğu yere kadar çalışmaların tamamlandığını söyledi.
Gördes Barajı'nda zemin ıslahı yapıldı
Gördes Barajı zemininde yaşanan su sızıntısıyla ilgili gerekli önlemleri aldıklarını belirten Ali Fuat Eker, "Karstik boşluklardan dolayı barajda zemin ıslahının yapılması gerekiyordu. Bu nedenle iki ihale yapıldı ve zemin ıslah edildi. Belli bir koda (yükseklik) kadar herhangi bir sorun yaşamayacağız. Islah ettiğimiz zeminin üzerine çıkmamamız gerekiyor. Bunun üzerine çıkarsak riskli olabilir. Bunun yaşanmaması için tedbir almamız gerekiyor. Buna da belli bir bütçe lazım. Bütçenin sağlanması ile birlikte gerekli tedbirleri alacağız. Sorun yaşamamak için barajı kontrollü çalıştıracağız" dedi.
Çeşme'de içme suyu sağlayacak barajlar tamamlandı
Çeşme'de içme suyu sağlayacak olan Karareis ve Salman barajlarının tamamlandığını açıklayan Ali Fuat Eker, su tutulmaya başlandığını söyledi. Çeşme'ye içme suyu temin edecek barajların isale hattı proje çalışmalarının devam ettiğini belirten Eker, projeler bittikten sonra yapılacak olan ihaleyle Çeşme'nin artık su sorunu yaşamayacağını dile getirdi.
Vatandaşların suyu dikkatli kullanması gerek
Tüm dünyanın ciddi bir susuzluk sorunu ile karşı karşıya olduğunu belirten Ali Fuat Eker, suyun önemine değinerek, dikkatli kullanılması önerisinde bulundu. Vatandaşların eski alışkanlıklarından vazgeçip, suyu dikkatli kullanması halinde sorunun aşılabileceğini ifade eden Eker, "Evimizdeki musluktan akan suyu düşünün. Nasıl musluktan su damladığında rahatsız oluyorsak, aynı şekilde tarlada da insanlar suyu fazla bıraktıkları zaman rahatsız olmaları lazım. Çok sulayınca tarladan çok verim elde edilmiyor, tarla çoraklaşıyor. O bilinci de yavaş yavaş edineceğiz" dedi.
Kaynak: DHA