Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinden (MSGSÜ) akademisyenlerin yer aldığı ekibin çalışmalarıyla, bölgenin kültür envanterinde nicelik ve nitelik olarak artış kaydedildi.
Yüzey araştırmaları ekibine başkanlık eden MSGSÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kuzey Ege Arkeoloji Araştırmaları ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Murat Özgen, gazetecilere, Adramytteion çevresi ve Edremit Körfezi Güney Sahası olarak tanımlanan Burhaniye, Gömeç ve Ayvalık ilçelerinde yaklaşık 8 yılda 182 noktada detaylı tespit ve belgeleme yaptıklarını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan ayrı ruhsatla, Adramytteion kazı ekibi olarak fiziki müdahalesiz yüzey tespitlerini sürdürdüklerini belirten Özgen, şöyle konuştu:
"Son yıllarda yüzey araştırmalarında kazılardan elde ettiğimiz kadar, hatta daha fazla veri elde etmiş bulunmaktayız. Madra Dağları ve kıyı şeridi arasındaki sahada oldukça az çalışılmış ve belgeleme oldukça yetersiz kalmışken tarih öncesinden günümüze yakın süreçlere dair kültür izlerini arkeoloji metodolojisiyle belgeledik. Burhaniye sınırları içindeki Neolitik Dönem yerleşimi, bugün Kızıklı ve Börezli köylerinin hemen ardında yer alan Sülüklü Çeşme yerleşimi... Denizle ilişkili olarak da kuzeyden güneye doğru farklı Tunç Dönemi yerleşimlerini, bir tema şeklinde Ören Bergaz Tepe'de Kalkolitik Dönemi saptamıştık.
Bunun yanı sıra milattan önce 4 ila 3'üncü yüzyıllarda verimli alüvyal düzlüğü koruyan, merkezinde Adramytteion da olabilir, bu süreç içinde kaleler sistemine rastladık. Bunları karakol yerleşimi olarak adlandırmak daha doğru olur. Tanımladığımız düzlüğe iç vadilerden gelen rotaları da kontrol eden ve her biri diğerini göz hizasında temasla tutan kale yerleşimleriyle ilgili de kuzeyden güneye 7-8 ayrı belgeleme alanımız oldu."
Veriler coğrafi bilgi sistemlerine işleniyor
Özgen, aynı sahada daha önce bu bölgede belgelenmemiş Oğuzların Çepni boyunun tamgalarına da rastladıklarını dile getirdi.
Ayvalık sahasında Bizans dönemi kilise kalıntısı gözlemlendiğini aktaran Özgen, 18-19'uncu yüzyıl Osmanlı dönemi Rum sivil mimarisinin arkeoloji metodolojisiyle bu yakın dönem örneklerinin de belgelenmesinin önemli olacağını anlattı.
Özellikle Ayvalık sahasında hem antikite hem de 18-19'uncu yüzyıl Rum sivil mimari örnekleri olarak kilise, şapel, manastır ve adaların hububat tarımıyla ilgili kullanımına dair izlere rastladıklarını kaydeden Özgen, Burhaniye, Gömeç ve Ayvalık'ın yer aldığı güney sahasındaki belgelemeleri dijital ortamda da arşivleyerek ilgili Koruma Bölge Kurulu ile temas halinde bekletmeden tescil süreçlerini gerçekleştirdikleri bilgisini verdi.
Bu verileri coğrafi bilgi sistemlerine de yüklediklerini bildiren Özgen, Balıkesir Büyükşehir Belediyesince devam eden İda-Madra Jeoparkı çalışmaları kapsamında bu sahada yeni bir belgeleme alanı olarak antik taş ocakları bulduklarını ve bunları basit rölöve çalışmalarıyla ayrı tema olarak ele aldıklarını ifade etti.