Kalın, dövizlerin TL'ye çevrilmesi çağrısı ile ilgili olarak, "Cumhurbaşkanımız bu çağrıyı yaptığı gün itibarıyla hesabındaki bütün dövizleri Türk lirasına çevirmiştir. Bunun aksini beklemek, hatta düşünmek bile abesle iştigaldir. Cumhurbaşkanımız Erdoğan böyle bir kampanyayı başlatacak ve kendisi bunun içinde olmayacak, yani insanlara 'yapın' dediği bir şeyi kendisi yapmayacak, böyle bir şey söz konusu dahi değil. Bu kampanyada Cumhurbaşkanımız da vatandaşlarımızla, iş adamlarımızla, kurumlarımızla Türk lirasına, milli paramıza sahip çıkmıştır." şeklinde konuştu.
"Terörle mücadele büyük bir özenle sürdürülmeye devam edecek"
İbrahim Kalın, "FETÖ'nün güvenlik güçlerimize, polis teşkilatımıza, silahlı kuvvetlerimize sızdırılmış olan elemanlarının temizlenmesinden sonra terörle mücadele konusunda Türkiye çok daha etkin ve kararlı bir noktada bulunmaktadır." diyerek şöyle konuştu:
"Terörle mücadelede özgürlük-güvenlik dengesinin gözetilmesi de büyük hassasiyet ve önem arz etmektedir. Bu konuda bütün devlet kurumlarımız, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, bu hassasiyeti her vesileyle dile getirmekte ve kararlar buna göre alınmaktadır. Bu çerçevede terörle mücadelede eşit vatandaşlık ve temel hak ve hürriyetlerin korunması noktasında bütün vatandaşlarımızın can, mal güvenliğinin sağlanması ve özgürlük haklarının korunması noktasında terörle mücadele hassasiyetle ve büyük bir özenle sürdürülmeye devam edecektir."
"Türkiye'yi zaaf içerisine düşürmeye çalışıyorlar"
Askeri yöntemlerle algı operasyonlarıyla hedeflerine ulaşamayanların bu sefer farklı enstrümanları devreye sokmak suretiyle Türkiye'yi zaaf içerisine düşürmeye çalıştıklarını kaydeden Kalın, "Bu bildiğimiz bir gerçek. Buna karşı da devletimizin, hükümetimizin aldığı tedbirler hamdolsun bu planları da boşa çıkartmış bulunmaktadır." şeklinde konuştu.
"Anayasa değişikliği bir paket halinde Meclise gelecek"
İbrahim Kalın, "Türkiye'de daha etkin bir yönetim modeline geçmek, kuvvetler ayrılığının daha net bir şekilde ortaya konduğu bir yönetim şeklini hayata geçirmek için tarihi bir dönemden geçiyoruz. Önümüzdeki günlerde neticelendirilecek olan bu müzakereler sonucunda da bu tasarı, anayasa değişikliği bir paket halinde Meclise gelecek. Gerekli desteği alması halinde de yani 330 sayısına ulaşması halinde de bildiğiniz gibi önümüzdeki aylarda da bir referandum süreci yaşayacağız." ifadelerini kullandı.
"Rejim, hiçbir ateşkese hiçbir formüle açık değil"
Suriye rejiminin, Halep'te açıkça bir insanlık suçu ve savaş suçu işlemeye devam ettiğini vurgulayan İbrahim Kalın, "Rejimin başındaki kişinin bugün basına yansıyan açıklamalarından da gördüğümüz kadarıyla rejim, hiçbir ateşkese hiçbir formüle açık değildir. Bu da aslında Halep'te ve diğer bölgelerde rejiminin asıl niyetinin ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur." dedi.
"Münbiç'ten YPG unsurlarının tamamının çekilmiş olması gerekirdi"
Kalın, "Bize verilen sözler çerçevesinde Münbiç'ten şu an itibariyle aslında YPG unsurlarının tamamının çekilmiş olması gerekirdi. Biz kendi kaynaklarımızdan bunu teyit edene kadar bu konudaki ısrarımızı da sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
İbrahim Kalın, şunları kaydetti:
"Sincar bağlamında da PKK'nın oradaki mevcudiyeti hepimiz için büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. 'Yezidileri DEAŞ'a karşı savunuyoruz' bahanesiyle PKK'nın orada kendine alan açmaya çalışması asla ve asla kabul edilemez. Sincar'ın bir ikinci Kandil olmasına Türkiye olarak biz müsaade etmeyiz."
'Bundan sonra Avrupa-Türkiye ilişkilerinde üç nokta önemli'
Bundan sonra Avrupa-Türkiye ilişkilerinin nasıl işleyeceği konusunda üç noktanın önemli olduğunun altını çizen Kalın, bu sürecin önünü açacak önemli adımlar atılabileceğini, bunlardan birincisinin Schengen vize liberalizasyon meselesinin artık sonuçlandırılması olduğunu kaydetti.
"İkinci olarak mültecilerle ilgili yük paylaşımı konusunda Avrupalıların üzerine düşen görevi yapmasını bekliyoruz" diyen Kalın, Türkiye'nin bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını vurguladı.
İbrahim Kalın, Türkiye-AB ilişkilerindeki üçüncü önemli noktanın da yükselen aşırı sağ, popülist akımlara karşı Avrupa siyasetinin daha sorumlu hareket etmesi olduğunu söyledi.
Arakan'da yaşananlar
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, son zamanlarda Arakan'da yaşanan, hak ihlalleri ve şiddet olaylarını tasvip etmediklerini de söyledi.
Kalın, "Biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığında Myanmar Temas Grubu'nun toplantıya çağrılması için gerekli girişimleri yaptık. Burada, uluslararası toplumun da harekete geçmesini bekliyoruz. İnsani yardımlar konusunda, uzun yıllardır devam eden Arakan krizinin çözümüne dönük olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız." şeklinde konuştu.