“Hurdaya dönen araçtan emniyet kemeri sayesinde kurtuldu”, “Tır devrildi, emniyet kemeri hayat kurtardı”, “Bariyerlere çarpan otomobilin sürücüsü, emniyet kemeri sayesinde yara almadan kurtuldu”...
Şiddetli sayılabilecek çarpışmalarda bile emniyet kemeri sayesinde hayatta kalan sürücüler defalarca haberlere konu oldu. Ölümcül trafik kazalarından en az zararla kurtulmanın yolu, son derece basit bir uygulama olan emniyet kemerinden geçiyor. Bu nedenle yıllardır sürekli kemer kampanyaları düzenleniyor.
“Kemerin ses getirsin”
Ülkemizde her yıl yüzbinlerce trafik kazası meydana geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan 2018 yılı verilerine göre karayollarında 1 milyon 229 bin 364 kaza meydana geldi. Bu kazalarda 6 bin 675 kişi yaşamını yitirdi. Ortaya çıkan acı bilanço, emniyet kemerinin önemini gözler önüne seriyor.
Türkiye’de emniyet kemeri konusunda bugüne kadar pek çok kampanya yapıldı. Kamu spotları, afiş çalışmaları ve kitle iletişim araçları yoluyla emniyet kemeri kullanımının önemi her fırsatta vurgulanıyor. İçişleri Bakanlığınca “Kemerin Ses Getirsin” sloganıyla başlatılan kampanyayla bu basit ama hayat kurtaran önlem yeniden gündeme geldi.
Kampanyaya sanat, siyaset, spor, akademi ve medya dünyasından isimler destek verdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yoğun ilgi gösterilen kampanyayla ilgili olarak, “Bir farkındalık oluşturdu. Bize gelen tüm değerlendirmelerin sonucu öyle gösteriyor ki, kemer konusunda yüzde 99’a varan bir duyarlılık var” dedi.
1992’de zorunlu oldu
Bu kadar hayati önem taşıyan emniyet kemeriyle ilgili ülkemizdeki ilk yasal uygulamanın tarihi 1986’ya kadar uzanıyor. O yıl, şehirlerarası yollarda sürücüler ve sürücü yanında oturan kişiler için emniyet kemeri uygulaması başlatıldı.
1992’de ise ticari yolcu taşımacılığı yapan araç sürücüleri hariç tüm araçların sürücüler ve ön koltukta oturanlara emniyet kemeri takma zorunluluğu getirildi.
1995’te arka koltukta emniyet kemeri uygulamasına geçildi. 1998’den sonra üretilen minibüslerin arka koltuklarında, kamyon, kamyonet, çekici ve şehirlerarası otobüslerde emniyet kemeri bulundurulması zorunlu kılındı.
Zorunluluğa rağmen emniyet kemeri kullanmayan sürücüler trafikte yakın takipte tutulmaya devam ediyor. Kemer takmamanın cezası 108 lira. 2017’de 235 bin 316, 2018’de ise 553 bin 874 sürücüye kemer cezası uygulandı.
Üç noktalı emniyet kemeri 1959’da icat edildi
Hayat kurtaran önemli bir tedbir olan emniyet kemerinin geçmişi 20. yüzyılın başlarına dek uzanıyor. Emniyet kemeri aslında 1903’te Gustave Liebau tarafından icat edildi. Günümüzde kullanılan üç noktalı emniyet kemeri ise 1959’da Nils Bohlin tarafından geliştirildi.
Emniyet kemeriyle ilgili dünyanın pek çok ülkesinde yasal zorunluluklar uzun yıllardır uygulanıyor. Örneğin 1967’de Amerikalı araç üreticileri arka koltuklara da emniyet kemeri yerleştirdi. 1969’da İsveç’te ön koltukta üç nokta emniyet kemeri bulunması zorunlu hale getirildi. 1979’da Fransa arka koltuklarda emniyet kemerini mecburi kıldı. Dünyada bugüne dek 1 milyondan fazla insanın hayatını emniyet kemerine borçlu olduğuna dair tahminler yapılıyor.
Ölüm ve yaralanma riskini azaltıyor
Emniyet kemeri, kaza sırasında araçta bulunanların direksiyona, cama, tavana veya içerideki diğer kişilere çarpmasını önlüyor. Çarpma anında oluşabilecek etkileri, vücudun daha güçlü bölgelerine yönlendiriyor. Böylece ölüm ve yaralanma riski azalıyor. Özellikle hassas ve hayati öneme sahip organların yer aldığı kafa ve omuriliğin darbe almasını önlüyor.
Emniyet kemeri konusunda yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bazı çarpıcı bilgiler şöyle sıralanıyor:
-Ölümlü trafik kazalarının yüzde 80’i eve 30-35 kilometre uzaklıkta ve saatte 55-60 kilometre hızın altında gerçekleşiyor.
-Trafik kazası ölümlerinin yüzde 35’i şehir içinde meydana geliyor.
-Emniyet kemeri kullanmayanlar, saatte 30 kilometre hızla kaza yapsa bile ağır yaralanma riski var.
-50 kilometre hızdaki çarpma, dördüncü kattan düşmeyle eş değer.
-Ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların yüzde 24.8’i kazayı yaralanmadan atlatıyor.
-Arka koltukta emniyet kemeri kullanımı, ölüm ve yaralanmaların üçte ikisini önlüyor.
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı
Grafik: Şeyma Özkaynak