FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, sanık eski Yargıtay üyesi Günal Akyol, hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Akyol ile yakınları ve avukatı katıldı.
Duruşmada Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tarafından sanık hakkındaki iddianamenin özeti okundu.
Akyol, daha önce savcılıkta verdiği ifadeyi tekrar ettiğini ancak bazı eklemeler yapacağını söyledi.
"Sohbet toplantılarına gitmeye başladım"
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirten Akyol, bu yapıyla 1995'e kadar herhangi bir bağlantısının olmadığını, Ankara'da hakim adayı eğitim merkezine geldiğinde kendisi gibi hakim adayı olan İbrahim Demirtaş ile tanıştığını ve zaman zaman evine gidip geldiğini anlattı.
Afyonkarahisar Başmakçı'ya atandığını ve burada Kaymakam Veysel Beyru'nun "İbrahim Demirtaş, seni yemeğe davet ediyor." demesi üzerine önceden de tanıdığı için Demirtaş'ın Afyonkarahisar'daki evine sohbet toplantılarına gitmeye başladığını belirten Akyol, zaman zaman Ömer Köroğlu'nun evinde de toplantılar yaptıklarını kaydetti.
Akyol, 28 Şubat sürecinde bu toplantılarda eşi kapalı olanların başını açması, namaz kıldıklarını gizlemeleri, kalabalık içinde göstermelik de olsa içki içebilecekleri yönünde tavsiyelerde bulunulduğunu, kendisinin namazla ilgili tavsiyeye uyduğunu bildirdi. Sanık Akyol, bu toplantılarda himmet adı verilen aidatların da hatırlatıldığını ancak kendisinin ödeme yapmadığını öne sürdü.
Daha sonra atandığı Kahramanmaraş'ta, hakim Rafet Emre tarafından toplantılara çağrıldığını anlatan Akyol, "O zamana dek hiç para vermediğimi, az da olsa vermem gerektiğini söyledi. Ben de yapının yurtlarında, evlerinde kalmadığımı, hiçbir maddi kazancım olmadığını, ödeme yapmayacağımı söyledim. Kırgın şekilde ayrıldık. Sonra Nazmi Dere geldi. Dere, aidatın önemli olmadığını, sohbetlere katılmamın yeterli olduğunu söyleyince toplantılara katılmaya devam ettim. Bu tarihten sonra Dere'nin evinde toplanmaya başladık." ifadelerini kullandı.
Elazığ'a atandığında da sonradan Yargıtay üyesi olan Mehmet Ali Demirezici ile eski İdare Mahkemesi Başkanı Süleyman Ayhan ile toplantılara devam ettiğini bildiren Akyol, bu toplantıların Demirezici tarafından organize edildiğini aktardı.
İzmir'de ise Mehmet Sait Demiröz, Cahit Kargılı, Mustafa Simavlı, Muharrem Karayol ve Ali Sayın'ın bulunduğu toplantılarda yer aldığını dile getiren Akyol, toplantıların yer ve zamanının Demiröz ile Simavlı tarafından belirlendiğini anlattı.
Akyol, 2-3 günlük yatılı programlar da yapıldığını ancak sıkıldığı için bunlara katılmadığını savundu.
Yargıtaya seçilmekle ilgili talebinin olmadığını ancak Karayol'un büyük ihtimalle Yargıtaya seçileceğini söylediğini aktaran Akyol, kurulu düzeninin bozulmaması için bunu istemediğini, Kargılı'nın seçilmesinin daha iyi olacağını ifade ettiğini, Kargılı'nın da buna itirazda bulunmadığını ancak kendisinin seçildiğini söyledi.
Akyol, 23. Hukuk Dairesinde görevlendirildiğini, burada üye Salih Çelik'in evinde toplandıklarını, toplantı için Ali Akın'ın evine de gittiklerini bildirdi.
Sanık Akyol, "Yargıtay üyeliğim sırasında katıldığım toplantılarda grup sorumlusu Salih Çelik'ti. Himmet miktarının evli olup olmamaya, çocuk sayısına göre değiştiğini, en düşük miktarın yüzde 5 olduğunu, zorlama olmasa da bir çetele tutulduğunu bu toplantılarda öğrendim." dedi.
"Amacın hukuki olmadığını düşünüyordum"
Bu yapının bazı faaliyetlerinden rahatsız olmaya başladığını dile getiren Akyol, "Dershanelerin kapatılmasını prensip olarak doğru buluyordum. Bunu toplantılarda ifade ettiğimde, öyle olsa bile bunu dillendirmemek gerektiği, asıl amacın cemaati yıpratmak olduğu söylendi. MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılmasının da gerekli olduğunu savunuyorlardı. 17-25 Aralık sürecinden sonra toplantılara katılmamaya başladım. Çünkü operasyonun düzenlenme şeklinin etik olmadığını, asıl amacın hukuki olmadığını düşünüyordum." diye konuştu.
Sanık Akyol, toplantılara eski Yargıtay üyeleri Osman Yurdakul, Ömür Borazan'ın da katıldığını, eski yargıtay üyesi Selahattin Atalay ve eski Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım'ın da yapı içinde etkin isimlerden olduğunu söyledi.
Akyol, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in çağrısının ardından toplantılarda Bank Asya'ya para yatırılmasının söylendiğini ancak bunu kimin söylediğini hatılamadığını savundu.
Darbe girişiminden birkaç gün önce Ali Akın'ın, Yargıtay üyelerinin görevlerinin sona ereceğine ilişkin yasa hazırlıklarına karşı kendisinden imza istediğini anlatan Akyol, bunu kabul etmediğini ve bildiriye imza atmadığını öne sürdü.
Eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı davalarda ilk itiraf niteliğini taşıyan beyanlarının ardından yapı içinde olduğunu bildiği veya tahmin ettiği isimleri de paylaşan Akyol, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verildi. Sanık Akyol'a, yurt dışına çıkış yasağı konularak haftada bir kez polise imza verme şartı getirildi.
Sanık hakkında ifade veren eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal'ın tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 5 Haziran'a bırakılması kararlaştırıldı.
Kaynak: AA