Az Bulutlu 11ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
05.03.2018 15:55

Eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı davada tanık ifadeleri alındı

Darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

Eski yüksek yargı üyelerinin yargılandığı davada tanık ifadeleri alındı

Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, önceki celsede suçlamaları reddeden eski Yargıtay üyesi sanık Sami Sezai Ural yeniden hakim karşısına çıktı.

Duruşmaya, sanık Ural'ın yakınları ve avukatı Erol Aras da katıldı.

Duruşmada, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, eski savcı Bayram Bozkurt ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem tanık olarak dinlenildi.

Okur ve Bozkurt, tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile duruşmaya katılırken, diğer tanıklar salonda hazır bulundu.

Sanık hakkında ilk olarak eski savcı Bozkurt ifade verdi. Bozkurt, sanığı 2003'te hakim ve savcı eğitim merkezinde staj yaparken tanıdığını söyledi. O dönem eski HSYK üyelerinden Ahmet Kaya'nın eğitim merkezinin müdürü olduğunu anlatan Bozkurt, sanık Ural'ın da müdür yardımcısı olarak görev yaptığını ifade etti.

Ahmet Kaya ile daha samimi olduğunu belirten Bozkurt, sanık Ural'ın "Cemaat mensubu" mensubu olduğunu Kaya'dan öğrendiğini kaydetti. Bozkurt, aynı şeyi eski HSYK Genel Sekreteri Muzaffer Bayram'dan da duyduğunu söyledi.

Staj yaptığı dönemde eşinin Sivas'ta olduğunu ve yanına gidip gelmesi gerektiğini dile getiren Bozkurt, "Ahmet Kaya ve Sezai Ural, Cemaat mensubu olduğum için beni idare ettiler. İmza kartonuna sonradan Ahmet Kaya'nın önünde imza atıyordum" dedi.

"Toplantılara çağırmadık"

İbrahim Okur da sanık ile Adalet Bakanlığı'nda bir dönem birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Okur, 2010 Anayasa değişikliği sonrasında yeni HSYK'nın oluştuğunu ve Yargıtay ile Danıştay'a üye seçiminin gündeme geldiğini hatırlatarak, eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya ve diğer "Cemaat mensubu" kurul üyelerinin getirdiği 350 isim arasından 80 kişi belirlediklerini, bu kişiler arasında sanığın da bulunduğunu aktardı.

"Cemaat mensubu" olmayan Yargıtay üyelerini bir araya getirerek bilgilendirdiklerini anlatan Okur, "Cemaat ile birlikte hareket ettiği" belirtildiği için Ural'ı bu toplantılara çağırmadıklarını kaydetti.

Sanık Ural'ın FETÖ mensubiyeti konusunda doğrudan somut bir bilgisinin olmadığını ifade eden Okur, Ural'ı milliyetçi, muhafazakar olarak tanıdığını belirtti.

"Cemaat mensuplarıyla yakın arkadaşlık içindeydi"

Ahmet Hamsici ise sanığı Bakanlık ve Adalet Akademisi'nden tanıdığını ifade etti.

Birlikte görev yaptığı dönemde Ural'dan FETÖ'yle ilgili hiçbir şey duymadığını kaydeden Hamsici, Ural'ın "Cemaat mensuplarıyla yakın arkadaşlık içinde olduğunu" söyledi.

Hamsici, eski HSYK Genel Sekreter Yardımcısı Engin Durnagöl'ün sanık için "Bizden değil ama bize yakın" dediğini savundu.

Yargıtay'a üye seçimi için Mehmet Kaya'nın evinde yapılan toplantıda sanığın ismini kendisinin gündeme getirdiğini belirten Hamsici, "Cemaat mensuplarının listesinde olup olmadığını hatırlamadığını" anlattı.

"Listede ismini gördüm"

Mustafa Kemal Özçelik ise sanıkla "Cemaat birlikteliğinin olmadığını", sanığı milliyetçi, ülkücü olarak tanıdığını ifade etti.

Sanık Ural'ın Yargıtay'a seçilmesinden sonra "Cemaatçi olduğunun söylendiğini" dile getiren Özçelik, internette yayınlanan "Cemaat mensuplarıyla ilgili listede de ismini gördüğünü" belirtti.

Kerim Tosun da sanığın "Cemaat'e yakın olduğunu duyduğunu, başka bir bilgisinin bulunmadığını" söyledi.

Birol Erdem ise sanığın "Cemaat mensuplarıyla yakın arkadaşlığının bulunduğunu", Mehmet Kaya'nın evindeki toplantıda ismini Ahmet Hamsici'nin gündeme getirmiş olabileceğini kaydetti.

Erdem, bu yapıdan olmayanları bir araya getirdikleri toplantılara, "Cemaat'le birlikte hareket ettiğinin söylenmesi" nedeniyle sanık Ural'ı çağırmadıklarını anlattı.

Duruşmada örgütte "sohbetçi" olarak görev yaptığını belirten Nesip Yılmaz da dinlenildi. Yılmaz, fotoğrafından teşhis ettiği sanığı duruşmada tanıyamadığını savundu.

Mahkeme başkanı: Yalan tanıklık mı yapıyorsun?

Nesip Yılmaz, yargı mensuplarının bulunduğu 3 ya da 5'erli gruplarla beş kez bir araya geldiğini söyledi.

Duruşma savcısı Müslüm Canpolat, tanığa savcılıkta 46 yargı mensubunu teşhis ettiğini hatırlatarak, "3 ya da 5'erli gruplarla 5 toplantı yaptığınızı söylüyorsunuz, 3'er kişi katılsa 15, 5'er kişi katılsa 25 kişi yapar. Siz 46 kişiyi teşhis etmişsiniz. Fotoğrafından teşhis ettiğiniz sanığı şimdi tanımadığınızı söylüyorsunuz. Yalan tanıklık mı yapıyorsunuz?" sorusunu yöneltti.

Tanık Yılmaz, yalan tanıklık yapmadığını, o zaman da "yüzde yüz budur" demediğini savundu.

Savcı Canpolat, "Ya o zaman yalan söylediniz ya şimdi yalan söylüyorsunuz. Etkin pişmanlıktan yararlanmak için tanığın beyanlarının tutarlı ve birbirini destekler nitelikte olması gerekir. Bu durum tanığın sanık olarak yargılandığı dosyaya bildirilsin" dedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Sanığın tahliye taleplerini reddeden heyet, tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. 

Eski Yargıtay üyesi yeniden hakim karşısında

Önceki celse suçlamaları reddeden eski Yargıtay üyesi sanık Güleç yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Güleç'in yakınları ve avukatı da katıldı.

Duruşmada, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Şahin ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem tanık olarak dinlendi.

Sanık hakkında ilk olarak Şahin ifade verdi. Şahin, 2011'e kadar bu yapı içinde yer aldığını, sonradan ters düşerek ayrıldığını anlattı.

Sanık ile aynı sohbet grubunda bulunduğunu belirten Şahin, sohbet toplantılarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kitaplarının okunduğunu, videolarının izlendiğini söyledi.

Grup sorumlusunun o dönem Yargıtay'da tetkik hakimi olarak görev yapan Aytekin Özanlı olduğunu dile getiren Şahin, grubun teftiş kurulunda çalışanlardan oluştuğunu bildirdi.

"Cemaat dışından kimse gelemezdi"

Şahin, 2004-2011 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda görev yaptığını, o dönem başkanlığın yüzde 70'inin bu yapıya mensup olduğunu kaydetti.

Abdullah Şahin, "Sanıkla katıldığım toplantılara cemaat dışından kimse gelemezdi. Buna en büyük şahit Allah'tır. Allah'ın üzerine yemin ederim." dedi.

Tanık olarak ifade veren eski Yargıtay üyesi Necmi Özer de FETÖ mensubu olmadığını, bu nedenle kimin FETÖ'cü olup olmadığını bilemeyeceğini söyledi.

Nuri Güleç ile aynı dairede görev yaptığını anlatan Özer, 17-25 Aralık sürecinden sonra bir internet sitesinde "Yargıtay'daki FETÖ'cüler" diye bir liste yayımlandığını, bu listede sanığın da ismini gördüğünü bildirdi.

Bu listede yer alanlar hakkında FETÖ'cü oldukları yönünde bir ön kabul oluştuğunu ifade eden Özer, "Bunun üzerine kendisine sorduğumda 'Cemaatçi değilim' demişti. Ben de 41 yaşında Yargıtay'a seçildiğini hatırlattım. O ise dönemin müsteşarı Ahmet K'nın kızıyla İngiltere'de ilgilendiğini, bu nedenle Ahmet K'nın yardımıyla seçildiğini söyledi. İnternet sitesinde yayımlanan listeye karşı neden dava açmadığını sorduğumda ise küçük bir sitede yayımlandığını, dava açsa bile sonuç alınamayacağını ifade etmişti. Somut bir olayına şahit olmadım." ifadelerini kullandı.

"İlk belirlenen 80 kişi arasında"

Birol Erdem ise sanık hakkındaki bilgisinin 2013 öncesine ait olduğunu, aynı lojmanda oturmalarına rağmen özel bir tanışıklığının bulunmadığını savundu.

Adalet Bakanlığında personelde çalıştığı için birçok kişiyi tanıdığını, sanık hakkında da FETÖ'cü olduğu yönünde kendisinde bir algı oluştuğunu dile getiren Erdem, sanığın Yargıtay üyeliği seçiminde FETÖ mensubu HSYK üyelerince önerilen isimler arasında bulunduğunu kaydetti.

Erdem, FETÖ üyesi olmayan Yargıtay üyeleriyle yaptıkları toplantılara, örgüt üyeleriyle birlikte hareket ettiğinin belirtilmesi nedeniyle sanık Güleç'i çağırmadıklarını bildirdi.

Ahmet Hamsici de teftiş kurulundan tanıdığı sanığın, halasının oğlunun kayınbiraderi olduğunu söyledi.

Yargıtaya yapılacak üye seçimi için eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya'nın evinde yapılan toplantıda sanığın ismini kendisinin gündeme getirdiğini belirten Hamsici, buna karşı çıkılmadığını ve sanığın ilk belirlenen 80 kişi arasında yer aldığını ifade etti.

Güleç'in isminin FETÖ mensubu kurul üyelerinin getirdiği listede de bulunduğunu aktaran Hamsici, "Nuri'nin cemaatçi olduğunu kimseden duymadım. Ama Birol Erdem'in hazırladığı listede ismi vardı. Erdem'e emin olup olmadığını sorduğumda, kendisine bu yönde duyumlar geldiğini söylemişti." diye konuştu.

Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tahliye talepleri reddedilerek tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma, 7 Haziran'a bırakıldı.

Kaynak: AA

Sıradaki Haber
Isparta'dan Mehmetçiğe 26 ton elma
Yükleniyor lütfen bekleyiniz