Tüketici dernekleri ve hukukçular, üniversiteyi kazanan öğrenciler ile ailelerinin "ortada kalma" endişesiyle ev kiralarken ve özel yurt tutarken sözleşmeye dikkat etmeyebildiğini, bu gibi durumlarda yurtta dönemlerin ücretinin ödenmesi gibi bazı mağduriyetlerle kaşı karşıya kalındığını belirtti.
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Emlak Komisyonu Başkanı Hatice Kolçak yaptığı açıklamada, üniversite sınavı sonuçlarının açıklanmasıyla öğrencilerin yurt ya da ev kiralamak için araştırmalara başladığını anımsatarak, başta İstanbul olmak üzere binlerce öğrencinin Türkiye'nin her bölgesinde kazandıkları okullara kayıt olmak üzere büyük heyecan taşıdığını söyledi.
Bu heyecanın kayıt işlemleriyle beraber kiralık ev ve yurt bulma arayışlarını da gündeme getirdiğini dile getiren Kolçak, "Üniversiteyi kazanan ve kayıt yapmak üzere yola koyulan öğrenciler, ev kiralarken veya özel yurt sözleşmeleri imzalarken dikkatli olmalılar. Ebeveynlerin de en az öğrenciler kadar heyecanlı olduğu bu sırada büyük hatalar yapılabilmektedir." dedi.
Kolçak, özel yurt sözleşmesi yapılırken öğrencilerden senet de alınabildiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"Bazen öğrenci ilk olarak özel yurda yerleşmekte arkasından daha önce başvuru yaptığı devlet yurdu çıktığında tüm yılın kirasını yurda ödemek zorunda kalmaktadır. Veya öğrenci yurdu beğenmeyebilir, koşullar yetersiz olabilir, sene bitmeden başka bir yurda geçmek isteyebilir. Bu noktada kalınmayan dönemin parasının ödenmemesi için yurt ile yapılan sözleşme hükümleri önemli olduğundan dikkat edilmelidir. İmzalanan senetler de böyle durumlarda işleme konabilmekte. Bu nedenle verilen senetler her ay için ayrı ayrı imzalanmalı ve borçlu olunan kişi veya kurum adına 'nama yazılı' olacak şekilde düzenlenmeli. Sözleşmeye de yazılmalıdır. Senetlerin ve sözleşmenin birer kopyası da mutlaka istenmelidir."
Kolçak, Özel Yurt Yönetmeliğine göre vadeli ödemelerde senet alınabildiğini, bu uygulamanın bazı mağduriyetlere neden olduğunu, bu yüzden Milli Eğitim Bakanlığının öğrencilerden senet alınmasının önüne geçmesi gerektiğini söyledi.
Yurda verilecek depozito miktarına ilişkin Kolçak, rakamın bir aylık ücret tutarını geçmemesi gerektiğini vurguladı.
"Sıkıntı anında aleyhte kullanılacak maddelere dikkat"
Kolçak, ev kiralamada, yüksek aidat, kira, ısınma gibi maliyetlerin dikkate alınması gerektiğini belirterek, kiralama kontratı yaparken şartların iyi okunması gerektiğini aktardı.
Çocuğun dışarıda kalma riskini göze alamayan velinin dikkatli okumadan kira sözleşmesi yapabildiğini, önüne konan senedi bakmadan imzalayabildiğini dile getiren Kolçak, daha sonra mülk sahibi ile anlaşmazlığa düşüldüğünde çoğu maddenin kiracının aleyhine kullanılabildiğini vurguladı.
Kolçak, özellikle kira sözleşmesi yaparken, sahte emlakçılara ve fırsatçı mal sahiplerine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Sözleşme ile verilecekse senetlerin de birer kopyasının alınması gerektiğini dile getiren Kolçak, sözleşmenin mal sahibi ile yapılması gerektiğini aktardı.
"Evde kaç kişi kalacaksa belirtilmeli"
Gayrimenkul Hukuku Uzmanı, avukat Ecem Gedikkaya, kiralık ev sözleşmesi yaparken, evde kaç kişi kalınacağı gibi durumların mutlaka sözleşmede belirtilmesi gerektiğini kaydederek, "Bu gibi durumlarla sık sık karşılaşıyoruz. Mesela öğrenci iki veya üç kişi kalmak isteyince ev sahibi çıkarmak istiyor ve sözleşme de lehine olunca geri adım atmıyor." dedi.
Evin fiziki özelliklerinin incelenmesi gerektiğinin altını çizen Gedikkaya, evde eksik veya tamirat gereken durumların önceden belirlenmesi, gerekirse bunların sözleşmeye yansıtılması, buralara harcanan ücretin mal sahibinden talep edilmesi gerektiğini anlattı.
"Sahte emlakçılara para kaptırmayın"
Gedikkaya, özellikle Beşiktaş, Kadıköy gibi lüks semtlerde bazı dolandırıcıların, kiralık dairelerin fotoğraflarını bir şekilde temin ederek ilana koyduklarını söyledi.
Avukat Gedikkaya, "Bu kişiler kendilerini arayanlara, 'ilandaki daireye çok talep olduğunu ve ciddi düşünüyorlarsa kapora yatırmaları gerektiğini' söylüyor. Bu kişilerin hesabına para yatırıldığı anda karşı taraf telefonunu kapatıyor. Oysa ki bu kişinin ne daire ne de sahibi ile ilgisi var. Bu gibi mağduriyetlerle karşılaşmamak için mutlaka daire görülmeli, daire görülmeden peşinat verilmemeli, depozito ev sahibine verilmeli, hatta hesabına yatırılmalı." diye konuştu.