Görevde bulunduğu sırada yazdığı bir gerekçeli kararda FETÖ elebaşı Fetullah Gülen için "mehdi" ifadesini kullanan eski hakim tutuklu sanık İlhan Karagöz'ün yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık İlhan Karagöz'e Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle bağlanılırken, mazeret sunduğu öğrenilen avukatı duruşmaya katılmadı.
Dosyaya giren evrakların okunmasının ardından esasa ilişkin görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık Karagöz'ün FETÖ'nün yargı yapılanması içerisinde yer aldığını belirtti.
Savcılık mütalaasında, sanığın 4 Temmuz 2016'da yazdığı kararı (FETÖ elebaşına mehdi denilen karar), darbe girişiminin altyapısı olarak hazırlamak ve kullanmak suretiyle silahlı terör örgütü üyelerini bir an evvel "amaç suç" için harekete geçirmeye ve azmettirmeye çalıştığı ve yargıyı bir silah gibi kullandığı anlatıldı.
Sanığın, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ise 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen mütalaada, sanığın, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan cezalandırılması istendiği ve bu suçun "geçitli suç" olduğu hatırlatılarak, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçlarından cezalandırılmasına yer olmadığına ve sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesi talep edildi.
Mütalaanın açıklanmasının ardından Mahkeme Başkanı, sanığa ''avukatı duruşmada hazır olmadığı için mütalaaya karşı beyanının alınamayacağını'' hatırlatarak, bir talebi olup olmadığını sordu.
Sanık Karagöz, tepki göstererek, "Ne yaptığınızın farkında mısınız? Ben sizi reddetmiştim zaten, siz ne diyorsunuz? Ben daha savunmamı bitirmedim, mütalaa veriyorsunuz." dedi.
Mahkeme Başkanı, sanığı edep ve usul sınırları içinde konuşması konusunda uyararak, usule ilişkin bir hata olursa itiraz edebileceğini söyledi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Karagöz'ün atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu ve kuvvetli suç şüphesinin varlığı gözetilerek tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ''Balyoz davasında bilirkişilik'' yapanlara yönelik hazırlanan iddianamede, "Balyoz Planı" davasından beraat eden Deniz Kurmay Albay Ali Yasin Türker'in sunduğu dilekçeye yer verilmişti. Dilekçede, sanıkların tutuklanma nedeni olarak dosyadaki 19 CD ile ilgili TÜBİTAK'ta görevli bilirkişiler Erdem Alparslan, Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi tarafından 19 Şubat 2010'da yazılan bilirkişi raporunun gösterildiği, raporun eksik ve hatalı olduğu aktarılmıştı.
O dönem TÜBİTAK'ta Bilişim Sistemleri Grubu'nda araştırmacı olarak görev yapan sanık Erdem Alparslan ile TÜBİTAK'ta başuzman araştırmacı olarak görev yapan sanıklar Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi'nin eksik ve yanlış bilirkişi raporu düzenledikleri öne sürülen iddianamede, sanıkların "görevi kötüye kullanmak" suçundan birer yıldan üçer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. "Balyoz Planı" davasından beraat eden 163 kişi tarafından müdahillik talebinde bulunulmuştu.
İddianameyi kabul ederek yargılama başlatan İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İlhan Karagöz, davanın duruşma tarihi 23 Eylül 2016 olmasına rağmen, müdahil ve sanık taraf avukatlarının haberi olmadan, Ramazan Bayramı'nın arife gününe denk gelen 4 Temmuz 2016'ya duruşma açarak davaya ilişkin gerekçeli karar yazdırmıştı.
Karagöz, medyanın gündemine de giren ve davanın reddedilmesi hükmünü kurduğu 572 sayfalık "ilginç" kararında, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen hakkında "mehdi" nitelemesinde bulunmuş, ayrıca başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok devlet yetkilisinin gözaltına alınması için Genelkurmay Başkanlığını harekete çağıran ifadeler kullanmıştı.
Karagöz'ün bu kararı, "darbe mesajı" olarak nitelendirilmişti
Karagöz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle bazı hakim ve savcılar hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında, tedavi gördüğü Bursa'da gözaltına alınmış, sevk edildiği nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince 22 Temmuz 2016'da tutuklanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eski hakim İlhan Karagöz hakkında hazırlanan 106 sayfalık iddianamede, darbe girişiminden 11 gün önce verdiği kararda TSK'yı hükümete yönelik darbeye çağıran Hakim Karagöz'ün, FETÖ'nün "uyuyan hücrelerinden biri" olduğu vurgulanıyor.
İddianamede, Karagöz'ün yazdığı kararla silahlı terör örgütü üyelerini bir an evvel "amaç suç" için harekete geçirmeye ve azmettirmeye çalıştığı, yargıyı bir silah gibi kullandığı belirtilerek, sanık Karagöz hakkında ''Anayasa'yı ihlal'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Yeni hakim, Karagöz'ün kararını yok saydı
Tutuklanan ve hakkında dava açılan Karagöz'ün yerine İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesine atanan Hakim Hakan Özer, 23 Eylül'deki davanın 13. duruşmasında verdiği kararla, "Daha önce verilen kararda Ceza Muhakemesi Kanunu'nun hiçbir usul kuralına uyulmadığı, kararın dosyayla ilgisinin bulunmadığı ve hakim Karagöz'ün HSYK kararıyla görevden uzaklaştırıldığı" gerekçeleriyle 4 Temmuz tarihli kararının yok hükmünde sayılmasına karar vermişti.
Kaynak: AA