Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "FETÖ ile mücadele, milletin ve TBMM'nin ortak mücadelesi olması gerekir." dedi.
Olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının 3 ay süreyle uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresinin TBMM Genel Kurulunda kabul edildiği oylama sonrasında sataşmadan dolayı söz alan Bozdağ, FETÖ ile mücadelenin, milletin ve TBMM'nin ortak mücadelesi olması gerektiğini söyledi.
Konuşmalara göre, kürsüye çıkan milletvekillerinin sürekli birbirini itham ettiğine dikkati çeken Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bunların kime ne faydası var. FETÖ'yü sevindirmekten başka, 'Bak bunlar birbirine düşüyor' demekten başka bir sonuç ortaya koyuyor mu? Koymuyor. Böyle yapıldığı zaman netice alamayız. Ben kalkıp size bir şey söylerim, siz kalkıp bana bir şey söylersiniz. Bizim birbirimize söyleyecek çok sözümüz var. FETÖ, terör örgütü olarak ilan edildikten sonraki sürece baktığımızda Türkiye'de neler yaşandı? Türkiye bir dersane tartışması yaşadı. Dersaneyi kim savundu, kim Anayasa Mahkemesi'ne götürdü? 17-25 Aralık süreci yaşandı. FETÖ'nün yargı darbesi. Bu yargı darbesini Parlamento'ya kim taşıdı, canlı yayınlarda, gruplarda sahte tapeleri burada millete kim izletti? MİT tırlarının müdafaasını kim yaptı burada. Bunlar FETÖ'nün terör örgütü vasfı ortaya çıktığında yapılan şeyler. Seçim ittifaklarını kimler kurdu? Zaman gazetesine, Bugün gazetesine, televizyonlara kayyum atandığında kayyumlara kim direndi? Öte yandan, kontrollü darbe iftirasının Türkiye'deki avukatlığını FETÖ adına kim yapıyor?"
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, 2010 yılında yaşananları "suç" diye Parlamento gündemine getirmenin yanlış olduğunu, asıl suçun yan yana koyulduğunda terör örgütü vasfı çıktıktan sonra bu eylemleri gerçekleştirmenin olduğunu da sözlerine ekledi.