Kırşehir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında aralarında vali yardımcısı, kaymakam, sözde sıkı yönetim komutanı jandarma albay, polis müdürleri, askerler ve kamu görevlilerinin de olduğu 116'sı tutuklu 164 sanık hakkında hazırlanan 30 iddianame, mahkemece kabul edildi.
Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameler, FETÖ'ye ait kurumlar, kamu çalışanları, askeri personel ve yaşanan olaylara göre ayrı ayrı hazırlandı.
İddianamelerde, darbe teşebbüsüyle direkt ilgili olan sanıkların "Anayasa'yı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini düşürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak", diğer sanıkların ise FETÖ üyeliği ve silahlı terör örgütüne destek sağlamak suçlamalarıyla yargılanması istendi.
Cumhuriyet Savcısı Gökhan Tekin tarafından hazırlanan iddianamelerin ortak tespit ve anlatımlarında, örgütün dini duyguları istismar eden "sahte bir mehdi hareketi" olduğu vurgulandı.
Diyanet İşleri Başkanlığının, darbe ve işgal girişimi sonrasında yaptığı açıklamalara atıfta bulunulan iddianamelerde, FETÖ'nün emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dini duyguları istismar eden, dini görünümlü eğitim faaliyetlerini güç ve çıkar ağına dönüştüren, dünyevi, siyasi ve ekonomik yapı oluşturduğu ifade edildi.
'İslam dinine zarar veren sahte bir mehdi hareketidir'
Örgütün, sözde dini söylemlerinde İslam'ın temel bilgi kaynaklarından çok, rüyalar ve gizemli hikayeler barındıran, kendisine bağlı medya aracılığıyla sık sık Hazreti Muhammed'in de katıldığı belirtilen sohbet, vaaz ve konferanslar yoluyla İslam dinin tahrifine tevessül eden bir yapı olduğu aktarılan iddianamelerde, şunlar kaydedildi:
"Kendini gizleme, olduğundan farklı gösterme, ikiyüzlü davranma, çift dilli konuşma, takiyye gereği helal-haram gözetmeme, kod adı kullanma ve bulunduğu ortamda inandığından farklı yaşama, yalan söyleme, tecessüste bulunma, mahremiyeti ihlal etme, şantaj yapma, kayırmacılık, kötü emeller için örgütlü dayanışma gibi yöntemler kullanması nedeniyle FETÖ, gayri İslami ve gayriahlaki özellikler taşıyan, dinler arası diyalog adına din mühendisliği yapan ve Kelime-i Tevhid'i parçalayan, bu yönüyle İslam dinine zarar veren sahte bir mehdi hareketidir."
İddianamelerde, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Kurulu'nun 2016/46 sayılı kararı ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesine işaret edilerek, "FETÖ'nün cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasa'da belirtilen cumhuriyetin niteliklerini siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulan ve faaliyet gösteren, örgüt ideolojisini savunan kod isimli mensupları arasında örgütlü hücresel bağlılık, görev bölüşümü ve sıkı bir hiyerarşi bulunan silahlı bir terör örgütüdür." ifadelerine yer verildi.