Puslu 6.3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
07.02.2018 10:37

FETÖ sanığı SAT'çılarla "mahrem imamları"nın davasında 7. duruşma

Sualtı Taarruz ile Kurtarma ve Sualtı komutanlıklarındaki 38 askerle "mahrem imamları'nın aralarında olduğu 52 sanığın yargılandığı davada 7. duruşma başladı.

FETÖ sanığı SAT'çılarla "mahrem imamları"nın davasında 7. duruşma

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli 38 asker ile bu personelden sorumlu sözde "Deniz Kuvvetleri Yapılanması"nın mahrem imamı konumundaki 14 sivilin de aralarında bulunduğu 42'si tutuklu 52 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binada yapılan 7. duruşmaya, 39 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.

Duruşmada, eski astsubay tutuklu sanık Kenan Ceylan, hakkındaki suçlamaları reddetti. Ceylan, darbe gecesi birliğinde bulunduğunu, hiçbir eyleme katılmadığını, daha önce verdiği ifadelerin de kendisinin olmadığını savundu.

Sanık Ceylan, bir kişinin verdiği ifadede, kendisini 5 yıldır tanıdığını ve iki öğrencinin bir imamının olduğunu söylediğini belirterek, "Normalde bir imamın iki öğrencisi olamaz" dedi.

Mahkeme Başkanı Ali Öztürk de "Nereden biliyorsun?" diye sordu. Bunun üzerine sanık Ceylan "O zaman geri alıyorum." şeklinde cevap verdi.

Başkandan "mahkemenin aklıyla dalga geçme" uyarısı

Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, sanık Ceylan’ın çapraz sorgusunu şu şekilde gerçekleştirdi:

"Başkan Öztürk: 14-15 Temmuz’da nerede olduğunu izah edecek misin? Sana isnat edilen suçlamalara bir şey demedin. Birliğe hiç gittin mi? Neredeydin?

Sanık Ceylan: 14 Temmuz’da Maltepe’deki akrabama uğradım.

Başkan Öztürk: Hangi caddede akrabanın evi?

Sanık Ceylan: Bilmiyorum.

Başkan Öztürk: 15 Temmuz’da neredeydin?

Sanık Ceylan: Birlikteydim.

Başkan Öztürk: O gün ne yaşandı? Onu istiyoruz.

Sanık Ceylan: 23:30-00:00 gibi birliğe gittim.

Başkan Öztürk: Bize detay verecek misin? Sorgu senin sorgun, sen bilirsin. Burada adam zarflanacaksa biz zarflarız.

Sanık Ceylan: SAT'a gitmedim.

Başkan Öztürk: Daha önce verdiğin ifadelerle şimdikiler bambaşka. Daha önceki verdiğin ifadelerle baz bilgilerin tutuyor. Hakan Egemen salonun ortasına geldi 'darbe olacak' dedi demişsin.

Sanık Ceylan: Ben öyle bir şey demedim.

Başkan Öztürk: Mahkemenin aklıyla dalga geçme. Kayıtlarda ByLock kullanıcısı olduğuna dair kayıtlar var. Özel bir yazılım kullandın mı? WhatsApp simgeli ama içeriği ByLock olan programlar var. Herhangi özel yazılım kullandın mı?

Sanık Ceylan: Hayır. Gazetelerden okuduğum kadarıyla bir karışıklık var.

Başkan Öztürk: Daha önceki ortaya çıkan ByLock yazışmalarında işkence, eziyet yapılmasa bile bunu söyleyin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız, büyük tazminat alacaksınız. Bunları söyleyen yönlendirme yapan oldu mu?

Sanık Ceylan: Böyle bir talimat almadım. Hür irademle söyledim.

Başkan Öztürk: Yüz bin kişiyi dinliyoruz. Yüz bini de aynı şeyi söylüyor.

Sanık Ceylan: Aklın yolu bir.

Başkan Öztürk: Aklın yolu bir, adamları biz ilk kez görüyoruz değil mi, ben ilk kez mahkeme başkanlığı yapıyorum değil mi? Dışarıda ele geçirilen bir sürü silah var. O silahları kim koydu? Ben mi koydum? Bana şu ana kadar mantıklı cevap veren çıkmadı. Baz bilgilerinde hareket halinde görünüyorsunuz. Bir sürü sanığa sordum, "faaliyet iptal oldu gitmedim" dediler. Sen o gün kimlerle görüşme yaptığını hatırlıyor musun?

Sanık Ceylan: Ailemle görüştüm. İnsanlarla da görüşmüş olabilirim."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı da "Dosyadaki delillerin sabit olması nedeniyle, hukuki olarak soru sormaya ihtiyaç duymuyoruz."dedi.

"Önemli bir eşyamı unutmuştum"

Bir diğer eski astsubay tutuklu sanık Serkan Canpolat, savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddederek, kesinlikle örgüt üyesi olmadığını, hiçbir zaman himmet vermediğini savundu. Darbe girişimine katılmadığını, gelen mesaj üzerine birliğine gittiğini öne süren Canpolat, Hakan Egemen’in emriyle silah alıp birlik dışına çıkmadığını, gece boyunca birlikte oturduğunu ve birliğinin emrini yerine getirdiğini iddia etti.

Kimseden talimat almadığını savunan Canpolat, "İddialardaki gibi Telekom binasına görevlendirilmedim. O gece sabaha kadar birliğimizde bekledim. Sivil kıyafetle birliğe gittim, çünkü ne için çağrıldığımı bilmiyordum. Darbe teşebbüsüne sivil kıyafetle gidilmez." dedi.

Kısıklı’daki eve gitmesi, Metin Bircan ve Kenan Ceylan ile görüşmesi, başka evlerde toplanması, Beylerbeyi bölgesinde görevlendirdiği beyanlarının doğru olmadığını aktaran sanık Canpolat, o gün kesinlikle SAT’a gitmediğini, mahrem imam "Ömer" kod adlı Önder Yılmaz’ı tanımadığını savunarak, bu kişinin evine sohbet için gittiği iddialarını da reddetti.

Başkan Öztürk'ün, "Sen neden izninde birliğe gittin, oradaydın?" sorusuna Canpolat, "Önemli bir eşyamı unutmuştum." yanıtını verdi.

Bunun üzerine Öztürk, "Birçok yerdeki kişiler izinde ancak izinden gelenler var. İzmir’den gelen var. Neden dönüyorsun? Neden sen çağrılıyorsun. Kafamızdaki soru işaretlerine cevap arıyoruz." dedi. Bunun üzerine Canpolat, "Evim de orada. Birliğim de orada." şeklinde konuştu.

Eski astsubay tutuklu sanık Mustafa Türkdoğdu da savunmasında, hiçbir sivilden, ne 15 Temmuz gecesi ne de daha öncesi talimat almadığını, hiçbir toplantıya katılmadığını öne sürerek, iddianamede kendisine ait olduğu belirtilen tüm ifadeleri reddettiğini söyledi.

"Mahrem imam"lardan talimat

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta zincirinden kopuk olarak FETÖ'nün mahrem imamlarından talimat aldıkları ifade edilerek, bunun ardından sanıkların darbe girişimi sırasında SAT ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında muhalif olduklarını düşündükleri bazı askerleri derdest etmekle görevlendirildiği kaydediliyor.

Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz gecesi bu kişilerin harekete geçtikleri ancak darbenin başarısız olması nedeniyle eylemlerini tamamlayamadıkları belirtilen iddianamede, sanıkların bu aşamadan sonra da kendilerini gizlemeye çalıştıkları anlatılıyor.

İddianamede sanıklardan SAS Komandosu E.T'nin etkin pişmanlıktan yararlandığı ve Deniz Kuvvetleri yapılanmasının sözde mahrem imamlarından olan sanık Enes Hozan'a bağlı olduğunu itiraf ettiği aktarılıyor.

İstenen cezalar

İddianamede 51 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.

"Deniz Kuvvetleri Yapılanması"nın "mahrem imamı" konumundaki 14 sanığın ayrıca "terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, etkin pişmanlıktan yararlanan SAS Komandosu E.T'nin de aralarında bulunduğu 38 sanık hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

Kaybolan silahlar Ümraniye'de bulundu

İddianamede, darbe girişimi sonrası SAT Komutanlığı'na ait 2'si uzun namlulu olmak üzere 4 silah ile bu silahlara ait mühimmatlar, SAT komandolarının kullandığı çok sayıda şişmeli can yeleği ve çelik yelekler de dahil birçok malzemenin kaybolduğu belirtiliyor.

İhbar üzerine Ümraniye'de bir apartmanın bodrumunda bulunan silah ve mühimmatların bu iddianamenin sanıkları arasında yer alan tutuklu SAS Komandosu Astsubay Levent Özcan'a ait olduğu, Özcan'ın da bu apartmanda ikamet ettiği kaydediliyor. 

Kaynak: AA

Sıradaki Haber
Erzincan'da 42 kaçak göçmen yakalandı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz