Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde ifadesine başvurulan İ.T, ev sohbet toplantılarına dini konulardan istifade etmek için katıldığını dile getirdi.
İş yerine gelen hocaların sürekli cemaatin yaptığı hizmetlerden bahsederek, bu yapıya yüklü miktarda maddi destekte bulunması için çaba sarf ettiğini vurgulayan İ.T, cemaate ait bir okulda çok sayıda Konyalı iş adamının da bulunduğu geniş katılımlı bir sohbet toplantısı düzenlendiğini aktardı.
"Bir konuşmacı sohbetinde, yurt dışında okul yaptırmanın, yurt dışına açılmanın kutsal bir görev olduğunu, bu hizmeti yapanların sahabelerle eş değer olacağını söyledi, hatta dinleyicilere 'Sizler birer Ömer, birer Ali gibi olacaksınız' şeklinde hitapta bulundu." ifadelerini kullanan İ.T, sahabelerle sanki alelade insanlarmış gibi bahsedilmesinden rahatsızlık duyduğunu bildirdi.
İ.T, bu yapının himmet toplantılarında sahte bağışlar yapılıp, iş adamlarından çok yüksek meblağları almak için teşvikte bulunduklarını duyduğunu belirtti.
Kalp krizi geçiren Gülen, gözünü açar açmaz gazete tirajını söylemiş
İş adamı R.Ş, Fetullah Gülen cemaatinden bazı kişilerin fitre ve zekat taleplerini elinden geldiğince karşılamaya çalıştığını kaydetti.
Gülen cemaatinden çok fazla yardım talebinde bulunulduğunu anlatan R.Ş. "Hocalardan birine sıkıntımı anlattım. O da bana taleplerden kurtulmam için 'cemaat içerisinde mütevelli olmam gerektiğini, mütevelli olduğumda kimsenin gelip herhangi bir talepte bulunamayacağını' söyledi. Ben de mütevelli oldum. Son dönemlerde çok fazla himmet, kurban, burs adı altında paralar toplanmaya başlanmıştı." dedi.
2013'te hacca gitmeye hazırlanırken mütevelli grubu hocasının kendisine, "Kurban dönemi hizmet etmek daha önemli, sen hacca gitme" dediğini aktaran R.Ş. şöyle devam etti:
"Hac dönüşü aynı hoca iş yerime gelerek, hacca gidip gelmemle ilgili bir şey söylemeden direkt, 'Fetullah Gülen'in kalp krizi geçirdiğini, hastanede yattığını, gözlerini açar açmaz yanında bulunanlara Zaman gazetesinin tirajının 1 milyon 250 bine çıkartılmasını söylediğini', bu yüzden gazete aboneliğiyle ilgili çok çalışmamız gerektiğini belirtti. Paris-Brüksel gezisinde Brüksel'deki cemaate ait okulda namazı bizlere gizli yerlerde kıldırarak, orada görevli öğretmen ve öğrencilerin görmesini istememeleri beni cemaatten iyice soğuttu. Mütevelli toplantılarında dini konularla ilgili herhangi bir konunun konuşulmaması ve sırf maddi konuların konuşulması beni iyice cemaatten soğuttu. 2013'te cemaatle tüm bağlarımı koparttım."
Kurgulanan teşvik oyunu sahneleniyordu
İş adamı A.S, çeşitli maddi yardımlarda bulunduğu cemaatin kendisiyle ilgilenen kişinin iki yılda bir değiştiğini söyledi.
Her yıl kendisinden sorumlu cemaat mensubunun burs için yanına geldiğini dile getiren A.S, şöyle konuştu:
"Yardım miktarını söylediğimde onlar fazlası için ısrar eder, pazarlık sonrası orta yol bulunurdu. Ödemeleri genelde senet veya çek şeklinde, bazen de nakit olarak yapardım. Senet ve çek olarak yaptığım ödemelerden verdiğim evrakın günü geldiğinde hiç tolerans göstermeden tahsil ederlerdi. Ne evrak verdiğimde ne de nakit ödeme yaptığımda kesinlikle herhangi bir makbuz veya belge verdiler. 17-25 Aralık sürecinden sonra cemaate yaptığım yardımların amacı doğrultusunda kullanılmadığı kanısına varıp vermemeye başladım.10-15 yıllık cemaat ile irtibatlı olduğum dönemlerde benimle ilgilenen cemaat mensubunun teşvikiyle çok kez sohbet toplantılarına katıldım. Toplantılarda vatandaşların yaptığı bağışların nerelerde kullanıldığına yönelik videolar gösterilirdi. Bazı kişiler himmet adı altında cemaate yapacakları yüksek miktardaki paraları 3 milyon, 5 milyon, 2 milyon gibi meblağları belirterek bağış yaparlar. Bizden herhangi bir bağış bedeli veya miktarı söylememizi istemezlerdi. Toplantıdaki yüksek miktarlardaki meblağlar benim gibi küçük esnaf durumundaki kişilere bağış yapmak için oynanan teşvik oyunudur. Söyledikleri paraları himmet olarak kesinlikle verdiklerini düşünmüyorum."
Yeni katılanlara açık artırma gibi himmet toplantıları
İş adamı N.K. 1990'lı yıllardan 2011'e kadar çeşitli adlar altında (himmet, burs ve kurban) Allah rızası için, fakir fukara çocuklara yardım amaçlı paralar verdiğini belirtti.
Gülen örgütünün gerçek amacının Müslümana, fakir fukaraya yardım etmek değil, kendilerini ve mensuplarını zengin etmek olduğuna dikkati çeken N.K, şunları anlattı:
"Benim üç çocuğum da Gülen cemaatine ait okullarda okudular. Yurtta 'abla' konumuna getirdikleri kızım bizim aile yaşantımıza uygunsuz hareketler yaparak bizden uzaklaşmaya başlayınca yurttan aldım. Kızımı cemaatin elinden kurtardım. Firmalardan sürekli para isterlerdi. Vermeyen firmalara maliye denetimi yapılacağı söylerlerdi. Bir otelde Konya esnafından yaklaşık 600 kişiyi topladılar. Bu esnaflardan cemaate ait Mevlana Üniversitesi Hastanesi yapımı için 25 bin Amerikan doları himmet vermeyi taahhüt ettirdiler. Verdiğim paralar karşılığında bana herhangi bir makbuz ya da belge vermediler. Himmet toplantılarına katıldım. Sanki orada müzayede salonu gibi açık artırmayla bir şey satılıyormuş gibi sürekli para miktarı artırılıyor. Hatta bazı kişiler ziynet eşyası ve gayrimenkullerini veriyorlardı. Bu himmet toplantısı, benim gibi yeni katılanlar için hazırlanan bir tuzak mıydı tam olarak bilemiyorum. Fakat gelen insanları etkileyip galeyana getirerek çok para almak için yapılmış olabileceğini düşünüyorum."
Himmet için "psikolojik baskı"
İş adamı A.T, himmet toplantılarında il dışından gelen hitabeti yüksek hatiplerin konuşma yaptıktan sonra, anons sistemiyle herkesin ne kadar "himmet" adı altında yardım yapacağının söylendiğini bildirdi.
Taahhüt edilen paraların görevlilere teslim edildiğini belirten A.T, "Bu toplantılarda yapacağım yardım miktarının sesli zikredilmesini istemiyordum. Ortamda oluşturulan psikolojik baskıdan rahatsızlık duyuyordum. Hatta bu durumu grup hocalarına, 'Neden himmet toplantılarında alenen herkesin yapacağı yardım miktarı soruluyor, insanlar kendini baskı altında hissediyor?' diye sorduğumda, bu uygulamayı özellikle bir rekabet ortamı oluşturup, hizmete daha çok para toplamak için yaptıklarını söylemişlerdi." diye konuştu.