Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya, tutuklu sanık Kılınç ve avukatı ile sanığın yakınları katıldı.
Esasa ilişkin mütalaaya karşı savunmasını yapan Kılınç, FETÖ üyesi olmadığını, örgütle bir ilgisinin bulunmadığını öne sürdü.
Anayasa Mahkemesinde baktığı davalarda hukukun gereğini yaptığını, hiçbir grup ya da kişi adına hareket etmediğini savunan Kılınç, "parlatma stratejisi çerçevesinde örgüt tarafından Anayasa Mahkemesine getirildiği" iddiasını kabul etmedi ve öz geçmişini anlattı.
Hakkındaki tanık beyanlarını da kabul etmeyen Kılınç, gizli tanık "Defne"nin, yasada belirtilen gizli tanıklık şartlarını taşımadığını öne sürerek ifadelerinin dosyadan çıkarılmasını istedi. Kılınç, "Defne"nin aynı suçun şüphelisi konumunda bulunduğunu, etkin pişmanlıktan yararlanmak amacıyla beyan verdiğini, tutuklanma tehdidi bulunan gizli tanığın, bağımsız ve tarafsız beyanda bulunmasının mümkün olmadığını savundu.
Tanık Recep Ünal'ın ifadelerinde geçen "Anayasa Mahkemesinin abisiydi" iddiasını kabul etmeyen Kılınç, iddianın somut bir delile dayanmadığını öne sürdü.
ByLock kullanmadığını iddia eden Kılınç, Anayasa Mahkemesi Genel Sekreter Yardımcılığı döneminde HSYK seçimleri için örgüt adına temayül yoklaması yaptığı iddiasını da kabul etmedi.
Sanık avukatı da müvekkilinin suçsuz olduğunu öne sürüp beraat talebinde bulundu.
Beyanların ardından heyetin kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Ahmet Nazmi Alp, sanık Bahadır Kılınç'ı silahlı terör örgütü üyeliği suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Hükümle birlikte tutukluluğunun devamına karar verilen Kılınç, cezaevine götürüldü.
Kaynak: AA