Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin çok sayıda kitap ve makale yazan Prof. Dr. Nadim Macit, yazıları ve konuşmaları sonucu örgütün baskı ve tehditlerine maruz kaldığını, özellikle kızına yaşatılan sıkıntılar nedeniyle sustuğunu söyledi.
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Macit, yaptığı açıklamada, örgütün amacını, kime hizmet ettiğini uzun yıllardır kitaplarında, makalelerinde, çıktığı televizyon programlarında anlatmasıyla zor günler yaşadığını, kendisinin ve ailesinin hayatının olumsuz yönde etkilendiğini anlattı.
İslam kelamı üzerine ihtisas yapan bir ilahiyatçı olarak 1990'dan sonra uluslararası stratejide dinin ve kültürün önemli bir yer tuttuğunu gördüğünü, bunun üzerine bilimsel kaynaklar ışığında dinin uluslararası boyutu üzerinde yoğunlaşmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Macit, bu çalışmalar sırasında merkezi devletlerin strateji araştırma merkezlerinin raporlarında Fetullahçı Terör Örgütü'ne ilişkin değerlendirmeler gördüğünü ifade etti.
Prof. Dr. Macit, raporlarda dünyaya hakim olmak için "Türkiye gibi ülkelerin liberal kapitalist sistemin siyasi, stratejik amaçlarına bağlanması" gerektiğini bildirerek, bunun için cemaatin işaret edildiğini aktardı.
Araştırmalar sonucunda edindiği bilgileri toplumu uyarma amacıyla kamuoyuyla paylaştığını, kitaplarının, makalelerinin, konuşmalarının bir süre sonra sıkıntı olmaya başladığını vurgulayan Macit, "Şahsım başta olmak üzere ailem ve çocuklarım üzerine baskılar oluştu." dedi.
Tuzaktan kurtulmak için arabasını sattı
Prof. Dr. Macit, kendisine yönelik tehdit ve baskılara ilişkin şunları kaydetti:
"Bir gün arkadaşımın arabasında otururken etrafı polisler sardı. İlahiyatçıyım, eroin nedir bilmem, görsem bile tanımam, böyle olduğu halde arabamda eroin araması yapıldı. Bu bir mesajdı, bize bir tehditti. 'Konuşmaya eğer devam edersen arabana eroin koyup sonra tuzaklarız' demekti. Böyle bir tuzağa düşmemek için arabamı sattım. Yaklaşık 3 yıl araba kullanmadım. Görev yaptığım ilahiyat fakültesinden ayrılma ihtiyacı hissettim. Çünkü aleyhimde 'Müslüman düşmanı, İslam düşmanı' dediler. Aşağılamalara muhatap oldum."
Kızı baskılar nedeniyle TÜBİTAK'tan ayrıldı
Kızının kendisi yüzünden TÜBİTAK'taki işinden baskılar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını, daha sonra geçtiği Türk Hava Kurumu Üniversitesinden gerekçe gösterilmeden çıkarıldığını ifade eden Prof. Dr. Macit, "Bu yaşadıkları ağır sıkıntılara neden oldu, epey süre işsiz kaldı. İşsiz kaldığı için değil, hakkı gasbedildiği için, onuruna dokunduğu için ağladı sürekli. Ben de artık sustum, yazmadım, davet edildiğim televizyon programlarına katılmadım." diye konuştu.
Alternatif platform üzerine Genelkurmay'dan aradılar
Prof. Dr. Macit, FETÖ üyelerinin her yıl Abant Platformu'nun toplantılarında cemaatin Türkiye'de daha etkin olması için yapılması gerekenleri ele aldığını, Gazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı görevini yürüttüğü dönemde milli bir platform kurmak amacıyla "Ilgaz Platformu" adıyla bir yapı oluşturmaya karar verdiğini dile getirdi.
Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nın alt kademelerinden arandığını, "Abant'ın bir devlet projesi olduğunu, alternatif bir toplantının ülke menfaatine uygun olmayacağı" yönünde uyarı geldiğini ifade eden Macit, uyarıların tehditlere dönmesi üzerine bu platformdan vazgeçtiğini kaydetti.
"Darbe değil işgal girişimi"
Prof. Dr. Macit, darbenin otoriter bir yapı olduğunu, insanların benliğini öldürdüğünü, asla savunulamayacağını aktararak, şöyle dedi:
"Yamyamlığın bile bir hukuku vardır. Darbenin de bir usulü vardır. 1980'de yaşadım. Bu olup biten tam bir işgal hareketidir. Küresel merkezi devletlerin, kendi siyasi ekonomik, stratejik hedefleriyle özdeşlen yapılar üzerinden Türkiye'de belirleyici olma hareketidir. Cemaat bunun bir parçası, kullanılan bir malzemedir. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, darbe girişimi sonrası Türkiye'deki bazı muhataplarının tutuklandığını söyledi. Bu da ispatıdır."