Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla gazeteciler Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 7 sanığın yargılandığı dava, sanıkların savcılık mütalaasına karşı savunmalarıyla sürüyor.
Pazartesiden itibaren süren davada daha önce tutuklu sanıklar Fevzi Yazıcı, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak esas hakkındaki savunmasını tamamladı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, sanıkların tamamı ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan kapatılan Zaman gazetesi Marka Pazarlama Müdürü Yakup Şimşek, reklam filmiyle darbe çağrışımı yapmaktan suçlandığını kaydetti.
Reklam filminin senaryosunda ve ne zaman yayınlanacağı konusunda yetkili olmadığını kaydeden Şimşek, teknik işlerin takibi dışında bir görevi olmadığını iddia etti. Şimşek, reklam filmiyle ilgili tutuksuz yargılanan Tibet Murad Sanlıman'ı suçlayarak, sorumlulukların onun dahilinde olduğunu öne sürdü.
Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olduğunu, güvenlik konularında danışmanlık yaptığını belirten sanık Şükrü Tuğrul Özşengül, kapatılan Samanyolu TV'de 2,5 ay program yaptığını be bazı sitelerde köşe yazısı yazdığını anlattı.
"Çok ciddi askeri darbe kokusu var havada" tweeti
Savcılık tarafından FETÖ'nün medya unsuru olarak belirtildiğini söyleyen Özşengül, örgütün televizyon yüzü olmadığını, reytingi çok olan programlar yapmadığını iddia etti.
Özşengül, 2014 yıllında attığı "Çok ciddi askeri darbe kokusu var havada" şeklinde tweet ile ilgili şunları kaydetti:
"Bu tweeti hatırlamıyorum ama atmış da olabilirim. Bir sürü insan beni sosyal medyada takip ediyor. Zaman zaman attığım tweetler haber de olmuştur. Siyasi kulisleri çok iyi takip ederim, tüm gazeteleri okurum. Bu benim işim. Bundan dolayı böyle bir koku alabiliyorsunuz."
15 Temmuz darbe girişimi esnasında katıldığı bir televizyon programında "Halk sokağa çıkmasın." dediği iddia edilen Özşengül, "Böyle bir şey söylemedim. Darbeyi isteyen, teşvik eden biri değilim. Kimseden de bu yönde telkin almış değilim. 1,5 senedir tutukluyum. Beraatimi ve tahliyemi talep ederim." ifadelerini kullandı.
"Dumanlı'nın gözaltına alınış sürecini film yapmam istenmişti"
Tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman da kendilerinin yaptığı iddia edilen filmin şirketine ait olmadığını öne sürdü.
Şirketlerinde bu reklam filmine ait faturanın da bulunmadığını aktaran Sanlıman, savunmasında şunları kaydetti:
"Zaman gazetesi ve Feza Yayıncılık'ın o dönem terör örgütüne ait yayın olduğunu bilmem imkansızdı. Bu nedenle terör örgütüne yardım yapmış sayılamam. Sanık Yakup Şimşek'in hakkımdaki tüm iddialarını reddediyorum. Ekrem Dumanlı'nın gözaltına alınma sürecini video film yapmam istenmişti. Ben bunun bir reklam filmi olmayacağını düşündüğüm için reddetmiştim. Tüm suçlamaları reddediyorum ve beraatimi talep ediyorum."
Sanlıman'ın savunmasını tamamlamasının ardından dava kapsamındaki tüm sanıklar esas hakkındaki savunmasını yapmış oldu.
Duruşma öğle arasının ardından sanık avukatlarının esas hakkındaki savunmasıyla devam edecek.
3'er kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan ile Nazlı Ilıcak hakkında, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Altan kardeşler ve Ilıcak'ın ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan da 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, firari sanıklar kapatılan Zaman gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Tuncay Opçin'in de "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor. Bu sanıkların ayrıca "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, Emre Uslu için "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçundan da 3 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Darbe girişimi gecesinde yayın yaparak örgüt lehine konuşmalarda bulunan Samanyolu TV Washington Temsilcisi firari sanık Şemseddin Efe, darbe girişiminden bir ay önce katıldığı bir televizyon programında ''Ben profesör olacağıma keşke albay olsaymışım. Mesela bu süreçte daha fazla katkım olurdu.'' diyen firari sanık Osman Özsoy ile Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı firari Mehmet Kamış, gazetenin yöneticilerinden Faruk Kardıç, görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, İsrail muhabiri firari Abdulkerim Balcı, kapatılan Today's Zaman Gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni firari Bülent Keneş, Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olan ve 15 Temmuz gecesinde ABD'den yayın yapan FETÖ'nün bir televizyon kanalına çıkarak polisin darbenin yanında olacağını ve Cumhurbaşkanı'nın darbeye direnmeyeceğini iddia eden tutuklu sanık Şükrü Tuğrul Özşengül, Zaman gazetesi Marka Müdürü Yakup Şimşek ve gazetenin kültür sanat sayfasında çalışan Ali Çolak'ın da aynı suçlardan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, bu sanıklar için ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da ayrı ayrı 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
İddianamede, Zaman gazetesinin 10 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe çağrışımında bulunulduğu belirtilen reklam filmini çeken ajansın sahibi sanık Tibet Murat Sanlıman hakkında ise "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Darbe girişiminin reklam filmi
İddianamede, sanıklar Ahmet Hüsrev Altan, Mehmet Altan ve Ayşe Nazlı Ilıcak'ın sosyal konumları, geçmişleri ve eylemlerinin niteliği itibarıyla terör örgütüyle organik bağları bulunmalarından öte süreklilik arz edecek şekilde örgütün amaçları doğrultusunda, iş birliği içerisinde faaliyette oldukları, darbe girişimine silahlı terör örgütü adına iştirak ettikleri anlatılıyor.
Zaman gazetesinin 5 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe yapılacağı mesajının yer aldığı belirtilen reklam filmini çeken ajansın sahibi sanık Tibet Murat Sanlıman'ın, bu reklamın senaryosunu hazırlayan kişiler arasında olduğu ifade edilen iddianamede, Ekrem Dumanlı'nın da reklamın yayınlandığı tarihte darbe iması ve terör örgütüyle ilgili soruşturmalar yürüten savcıları, davalara bakan hakimleri, kamu görevlilerini ve mevcut hükümeti tehdit eden nitelikteki köşe yazısını kaleme aldığı belirtiliyor.
İddianamede, somut olaydaki şifreli mesaj gönderme yönteminin TSK'ya sızmış terör örgütü mensuplarına yönelik olduğu anlatılarak, darbe girişimi faaliyetinin planlı, sistemli ve gizliliğe azami riayet edilerek gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Darbe mesajı verilen söz konusu reklam filminin, darbeci askeri kanatla fikir ve eylem birliği içerisinde, önceye dayalı planın bir parçası olarak hazırlandığı vurgulanan iddianamede, Sanlıman'ın 17-25 Aralık'tan sonra örgütün yayın organlarının reklam işlerini üstlenmeye devam ettiği anlatılıyor.
Dosyalar ayrıldı, mütalaa verildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanlığı ve 65. Türkiye Cumhuriyet Hükümeti'nin ''suçtan zarar gören'' olarak yer aldığı iddianamede, Abdulkerim Balcı, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ali Çolak, Bülent Keneş, Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Faruk Kardıç, Fevzi Yazıcı, Mehmet Kamış, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Şükrü Tuğrul Özşengül, Tibet Murad Sanlıman, Tuncay Opçin ve Yakup Şimşek "sanık" olarak bulunuyordu.
İddianameyi kabul eden ve davaya bakan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Eylül 2017'deki duruşmada, haklarında yakalama kararı çıkarılan firari sanıklar Ekrem Dumanlı, Osman Özsoy, Emre Uslu, Tuncay Opçin, Abdulkerim Balcı, Bülent Keneş, Faruk Kardıç, Mehmet Kamış, Şemsettin Efe ve Ali Çolak'ın henüz yakalanamamış olmasını göz önüne alarak, bu sanıkların dosyasının ayrılarak başka bir esasa kaydedilmesini karara bağlamıştı.
Böylece bu davada Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Ahmet Altan'ın da bulunduğu 7 sanık kalmıştı. 11 Aralık 2017 tarihli duruşmada mütalaasını açıklayan savcılık, Ilıcak ve Altan kardeşlerle birlikte 6 kişi hakkında, ''anayasayı ihlal'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemişti. Tutuksuz sanık Sanlıman'ın ise ''örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçundan hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Kaynak: AA