Az Bulutlu 14.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
31.01.2018 11:50

FETÖ'nün örgüt içi kullandığı "dili" çözüldü

FETÖ'nün, dışarıdan anlaşılayamayacak şekilde kurguladığı özel iletişim dili sayesinde dış dünyaya karşı güçlü bir "anlaşma, anlaşılma" bariyeri kurduğu ortaya çıktı.

FETÖ'nün örgüt içi kullandığı "dili" çözüldü

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığınca, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in tüm kitap ve vaazları ile yürütülen soruşturmalardan elde edilen belgeler, mağdur, müşteki, tanık ifadeleri incelenerek "FETÖ'nün İdeolojisi" raporu hazırlandı.

Örgütün devleti ele geçirmek amacıyla izlediği yol haritasının deşifre edildiği 181 sayfalık raporda, Gülen'in, dini kavramlar kullanarak bir işgal için gerekli olan insan potansiyelini elde etme ve bu potansiyel ile devleti ve dünyayı ele geçirme yönündeki stratejileri gözler önüne serildi.

Raporda, FETÖ'nün, dışarıdan birisinin duyduğunda anlayamayacağı şekilde kurguladığı ve ikiye ayrılan örgüt içi özel iletişim dili sayesinde dış dünyaya karşı güçlü bir "anlaşma, anlaşılma" bariyeri kurduğu bilgisi yer aldı.

FETÖ'nün özel dili

Raporda yapılan tespitlere göre FETÖ, örgüt mensuplarının söylediklerini gizlemek için özel bir iletişim dili geliştirdi. Elemanlarının kimliklerini gizlemek için onlara kod isim veren FETÖ, gizliliği bir yaşam biçimi haline getirdi.

Örgüt içi özel iletişim dili, dışarıdan birisinin duyduğunda anlayamayacağı şekilde kurgulandı. Özel iletişim dili, dilsel ve dinsel olmak üzere ikiye ayrıldı.

Kendi içerisinde de "anlaşılmayan dil" ve "örgüt jargonu" olmak üzere ikiye ayrılan dilsel özel iletişim dili, Gülen'in sadece örgüt üyelerinin anlayabildiği, yoğun olarak kullandığı dil ile günümüzde kullanılan kelimelere yan anlamlar eklenmesiyle oluşturuldu.

Bunlar örgüt üyelerini kapsayan dar bir çevreye özgü yeni bir haberleşme aracı sağlarken dış dünyaya karşı çok güçlü bir "anlaşma, anlaşılma" bariyeri kurdu.

Dinsel özel iletişim dili de yine kendi içerisinde "çift anlamlı dini terimler" ve "istismar etme amacıyla gerçek anlamında kullanılan dini kavramlar" olmak üzere ikiye ayrıldı.

Çift anlamlı dini terimler dili, dini terimlere ikinci bir anlam verilerek örgütün dünyaya bakışını anlatmak amacıyla kullanıldı. Dini terimlerin örgütsel anlamını ise örgüt elebaşı Fetullah Gülen üretti.

İstismar etme amacıyla gerçek anlamında kullanılan dini kavramlara ise dinin istismar aracı olarak kullanılacağı zamanlarda başvuruldu.

Dini terimlerin içindeki gizli anlamlar 

Dinin ümit ve korku, ödül ve ceza ile ilgili kısımları, adanmış peygamber ve sahabe hayatlarının anlatımında kullanılan bu dil sayesinde, FETÖ mensuplarının daima zinde olması, moral ve motivasyonunun sağlanması ve adanmışlık ruhunun artırılması amaçlandı.

Raporda, FETÖ'nün özel iletişim dilindeki dini terimler ile gizlenen karşılıkları şöyle sıralandı:

"Birinci aşama, FETÖ'ye taban oluşturmak (iman), ikinci aşama, devletin tüm birimlerine sızarak kontrolü ele almak ve toplumun tüm köşe taşlarını tutmak (hayat), üçüncü aşama, ele geçirme süreci tamamlandıktan sonra devleti, toplumu ve fertleri FETÖ'nün ideolojisi doğrultusunda yeniden dizayn etmek (şeriat) olarak kodlanmıştır.

Örgüte eleman kazandırmak ve sayısal olarak insan kaynaklarını güçlendirmek, irşad ve tebliğ vazifesi, 'Emri bil maruf nehyi anil münker' ile kodlanmıştır.

Örgüte kazandırılan elemanı her şeyinden faydalanılan bir mutanta (mankurta) dönüştürmek, büyük cihad olarak kodlanmıştır.

Örgüt mensuplarınca, verilen hiçbir emri sorgulamamak ve üstlere mutlak itaat etmek, istişare, meşveret, ulul emre itaat olarak kodlanmıştır. (Zümre egemenliğinin tesis edilebilmesi için örgüt içi kast sisteminin kurulmasını sağlamaktadır.)

Gizli ve görünmez olmak, takiye yapmak, tedbir olarak kodlanmıştır. Örgütçe her yere yayılmanın ön şartı olarak görülmektedir ve FETÖ'nün güçlenmesi ve güçlü kalması için gerekli olduğuna inanılmaktadır.

Her yere yayılmak, her yerde olmak, 'İlayı Kelimetullah' ile kodlanmıştır. FETÖ'nün 'İlayı Kelimetullah' anlayışı örgüt öğretilerinin her yere ulaştırılması, her yerde temsil edilmesidir.

Güçlü olmak ve güçlü kalmak, Allah rızası ve 'Asrı Saadet'ten örnekler verilerek kuvvet dengesi, muvazene olarak kodlanmıştır.

Oligarşik (aristokratik) bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetmek, Fetullah Gülen'in ideali olan bu yönetim biçiminde bahsi geçen zümre 'Başyüceler' olarak kodlanmıştır.

Nihai hedeflere ulaşma amacıyla paralel vergilendirme sistemi kurmak, himmet olarak kodlanmıştır.

Devletin temelli kontrol altına alınması, cihat olarak kodlanmıştır."

Rapordaki tespitlere göre, dini terminolojiden devşirilen kavramlarla kendisine paralel bir sistem kuran FETÖ, yasa dışı faaliyetlerini bu sistem üzerine inşa etti.

Faaliyetleri sorgulandığında ise bir anda anonimleşen örgüt, faaliyetin örgütsel anlamını gizleyerek toplumun genelinin anladığı anlamı ön plana çıkartma yoluna gitti.

Tabandan tavana kadrolaşmışlar

Rapora göre, FETÖ elebaşı Gülen, ilk olarak çekirdek kadroyu fikirleri doğrultusunda yetiştirdi. Daha sonra bu çekirdek kadro, aldığı ideolojik eğitim doğrultusunda yeni elemanlar yetiştirerek örgütün bugünkü halini almasını sağladı.

Özellikle dindar ve muhafazakar toplum kitlelerine mensup zeki ve çalışkan ortaokul öğrencilerini örgüte katma hedefi güden FETÖ, bunların kamu ile özel sektörde istihdam edilmesine önem verdi.

FETÖ, söz konusu öğrenciler sayesinde devlet kadrolarına sızma ve örgütün reklamını yapma fırsatı elde etti.

Öncelikle hedefe alınan öğrenciler, "ikram" taktiğiyle örgütün evlerine davet edildi. Çeşitli sosyal aktivitelere çağrılan, eksiklikleri giderilen ve maddi yardım yapılan öğrenciler, örgütün maddi boyunduruğu altına alındı, manevi anlamda borçlandırıldı.

İkram aşamasında öğrenciler hakkında bilgi toplayan örgüt yöneticileri, daha sonra beyin yıkama aşamasına geçti.

Ders çalışma bahanesiyle Işık evlerine çağırılan öğrencilere örgüt ideolojisi empoze edildi.

Ayrıca öğrencilere örgütün kanatları altında olduklarından kendilerine devlette ya da özel sektörde iş imkanı sağlanacağı ve asla mağdur edilmeyecekleri gibi vaatlerde bulunuldu.

Öğrenciler, örgüte katılmalarının ardından geçen 5-10 yıllık sürenin sonunda "militan" kimliğinin inşası aşamasına alındı.

Bu evlerde yetişen erkekler, aynı eğitimlerden geçen kadınlarla evlendirilerek örgütsel bağların pekiştirilmesi amaçlandı. Bu sayede örgüt, kalıcı taban oluşturup birbirlerine sıkıca bağlı bir topluluk üretti.

Gizlilik içerisinde hareket ettiler

Raporda Gülen'in, örgüt elemanlarının deşifre olmadan temkinli hareket etmeleri konusuna verdiği önem şöyle anlatıldı:

"DHKP-C, PKK gibi terör örgütlerinin neyi savunduğu, niyetleri, hedefleri, bunlara ne şekilde ulaşılacağı açıkça bellidir ama bir terör eyleminin ne zaman, ne şekilde, nereye karşı yapılacağı gizlidir. Ancak klasik terör örgütlerinin aksine FETÖ'de bu niyetlerin ve hedeflerin de gizlilik perdesiyle örtülmesine gerek duyulmuş, niyetlerin ve hedeflerin açıkça deklare edilmesi yerine geliştirilen özel bir iletişim diliyle gizlenmesi yoluna gidilmiştir. FETÖ'yü klasik terör örgütlerinden ayıran ve gizliliği sadece kullanışlı bir araç olmaktan çıkarıp ideolojisinin ayrılmaz bir parçası haline getiren, işte bu anlayıştır. Bu yüzden FETÖ'de gizlilik, stratejinin ötesinde hedeflere nasıl ulaşılacağını gösteren bir ilkedir."

FETÖ elebaşı Gülen'in özel iletişim diliyle dolaylı olarak ifade ettiği gerçek niyeti, raporda, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek, devleti, toplumu ve fertleri ideolojisi doğrultusunda yeniden dizayn ederek oligarşik (aristokratik) özellikler taşıyan bir zümre eliyle yönetmek" olarak yer aldı.

Rapora göre, bu amaçla yapılan yasa dışı faaliyetler, örgüt içerisinde kopuşlar olabileceğinden mensuplarından büyük bir titizlikle ve elemanların statülerine göre gizlendi.

Bir sanık veya müştekinin ifadesinde Fetullah Gülen'in kendilerine "Bir gün bana Ankara'da bin evimiz olduğunu söyleyin, devletin paçasından şöyle bir tutacağım, devlet uyandığında yapacağı hiçbir şey kalmayacak." dediğine de yer verilen raporda, ilkokul mezunu olan Gülen'in bu sözlerinin, toplum mühendislerine bile taş çıkartacak tutumla devleti ele geçirme hırsının ne kadar yoğun olduğunu ortaya koyduğuna dikkati çekildi.

Kod isim uygulaması

FETÖ, mensuplarını gizlemek amacıyla onlara kod isim verdi. Örgüt, bunu yaparken yasa dışı işlerin bilinmesinin önüne geçmeyi, mensubunun güvenliğini sağlamayı, yapılması planlanan eylemin veya yasa dışı faaliyetin başarıyla gerçekleştirilmesini temin etmeyi, gerektiği gibi soruşturulamamayı, arkasında az iz bırakmayı ve örgüt mensubuna yeni bir kişilik kazandırmayı hedefledi.

Gizliliği bir yaşam biçimi haline getiren örgüt, elemanları arasında haberleşme için "ByLock" ve "Eagle" gibi şifreli mesajlaşma uygulamalarını kullandı. Ayrıca Gülen, örgüte ait sırların söylenmesini de kul hakkına eş değer tuttu.

Her şeyi güçlenmek için yaptı

Devlet kademelerine sızarak tüm birimlerini ele geçirme stratejisi izleyen FETÖ, elemanlarını bu plan doğrultusunda yetiştirdi.

Örgüt ayrıca kendi mensuplarından mühendislik, tıp, hukuk gibi yüksek puanlar isteyen bölümleri kazananları dahi eğitim fakültelerine yönlendirerek öğretmen olmaya teşvik etti.

Bu sayede öğretmenleri bir yandan kurduğu okul, dershane ve kolej gibi kurumlarında görevlendirerek yeni öğrenciler ve örgüt mensubu adayları kazandı, diğer yandan öğretmen- öğrenci-yeni öğretmenler-daha çok örgüt mensubu olmaya aday öğrenciler şeklinde örgütsel bir döngü oluşturdu.

Kaynak: AA 

Sıradaki Haber
Jandarma'dan darbecilere 5,5 milyon liralık tazminat davası
Yükleniyor lütfen bekleyiniz