Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması başladı.
Adliye sarayındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle daha uygun olduğu belirtilen Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Salonunda görülen ilk duruşmaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 avukatı ile sanık avukatları, şehit polislerin yakınları katıldı.
Davadan çekilen bazı sanık avukatlarının yerine yenilerinin tayin edileceği öğrenildi.
Duruşmada ilk olarak sanıkların yoklaması yapıldı, ardından kimlik tespitine geçildi.
Daha sonra iddianamenin özetinin okunmasına başlanacağı belirtilen duruşmanın öğleden sonraki kısmında ilk olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konakladığı Marmaris'teki otele yönelik saldırıyı yönettiği belirtilen eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in ifadesi alınacak.
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, sanıklara yeteri kadar savunma hakkı tanıyacaklarını, ancak bu hakkın iddianame dışında olmayacağını ifade etti.
Avukatlara soru sorma hakkı tanıyacaklarını vurgulayan Baştoğ, "Duruşma 4 gün devam edecek ve cuma günü ara vereceğiz. Pazartesi günü de ara vereceğiz ve salı günü yeniden başlayacağız. 15 Mart'a kadar duruşmayı devam ettireceğiz. İkinci celseyi 24-28 Nisan arasında yapmayı planlıyoruz. Daha sonra 5-9 Haziran arasında ikinci duruşma yapılacak." dedi.
Vatandaşlar Türkçe ve İngilizce dövizlerle protesto gösterisi düzenledi
Davanın görüldüğü konferans salonunun yakınında toplanan çok sayıda vatandaş, taşıdıkları Türkçe ve İngilizce dövizlerle protesto gösterisi yaptı.
Sanıkların mahkeme salonuna getirilişi sırasında başlayan protesto gösterisinde AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk ve AK Parti İl Başkanı Kadem Mete de yer aldı.
"İdam isteriz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine, FETÖ lideri Fetullah Gülen aleyhine slogan atan protestocular, "Vatan milletindir, darbecilerin değil", "Bu milleti diz çöktüremezsiniz", "İdam isteriz" gibi yazıların bulunduğu dövizler taşıdı.
Gösteriye katılan vatandaşlardan bazılarının İngilizce olarak "FETÖ Game Over" (FETÖ oyun bitti), "Gülen you have innocent blood in your hand" (Gülen elinde masum kanı var), "We know the enemy" (Düşmanı tanıyoruz), "249 Martyrs for democrasy on the night of 15 July. Give as murderer Gulen back. Erdoğan a defender of democrasy" (15 Temmuz gecesi demokrasi için 249 şehit. Katil Gülen'i bize geri verin. Erdoğan, demokrasinin savunucusu) yazılı döviz ve pankartlar taşıdıkları dikkati çekti.
"Hainler cezasını en ağır şekilde çeksin"
Protestoculardan Gökhan Çakır, "Darbeci hainlerin burada yargılanmasını gözümüzle görmek, hepsinin müebbet hapislerle, mümkünse asılarak idam edilmesini görmek için geldik. Vatanımızı milletimizi sevdiğimiz için buradayız. İnşallah bu hainlerin hepsi hakkını bulur, cezasını en ağır şekilde çekerler. Ekmeğini yedikleri bu millete başkaldıranlar, bizim paramızla silah alıp, bize silah sıkan bu hainlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz." diye konuştu.
"Gülen'i hiçbir avukat savunmak istemedi"
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, iddianamede bir numaralı sanık olan Fetullah Gülen'i, Muğla Barosundan hiçbir avukatın savunmak istemediğini belirterek, bu sorunu önlerindeki süreçte aşmaya çalışacaklarını söyledi.
Baştoğ, sanıklar için tayin edilen avukatlardan bazılarının çekilmesi üzerine de onların yerlerine yeni avukatların belirleneceğini açıkladı.
Sanık avukatlarından Hakan Tunçkol, bir kısım sanıkların müdafi yetki hususunda itirazları olduğunu ifade ederek, "Bu davanın ana teması ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanına suikast iddiası. Cumhurbaşkanı burada olmadığı için ve adresi Ankara'da olduğu için davanın Ankara'da görülmesi gerekir. Dosyanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ediyoruz." dedi.
"Yetkisizlik talebi oy birliğiyle reddedildi"
Avukat Tunçkol, mahkemeden "yetkisizlik" talep ettiklerini dile getirdi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı müşteki avukatlarına bu talebi sordu. Avukatlar, bu talebi olumlu karşılamayarak, "Sayın Cumhurbaşkanı, suçun işlendiği sırada mahkemenizin yetki alanında bulunuyordu. Bu tarz talepler davayı uzatmaya yöneliktir. Bu nedenle davanın Muğla'da görülmesini istiyoruz." diye konuştu.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine sanıklar da ayrı ayrı "yetkisizlik" kararı verilmesini talep etti. Mahkeme başkanı heyetiyle yaptığı görüşmenin ardından "yetkisizlik" talebinin oy birliğiyle reddedildiğini açıkladı.
Ara verilen duruşmanın öğleden sonraki bölümüne sanıklardan Gökhan Şahin Sönmezateş'in dinlenmesiyle devam edilecek.
"Bu dava tarihimizde emsali olmayan bir dava"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avukatı Hüseyin Aydın, sanıkların bir kısmının Özel Kuvvetlerde, bir kısmının Hava Kuvvetlerinin en önemli operasyonel birliklerinden Muharebe Arama Timine, bir kısmının da Sualtı Taarruz Timine mensup olduğunu, bunların TSK'nin en önemli operasyonel timi durumunda bulunduğunu vurgulayarak, sanıkların savunmalarının "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı alıp bir yere götürme" yönünde olduğunu söyledi.
Yapılan hazırlıklara, dosya kapsamındaki delillere ve özellikle operasyon sırasındaki davranışlara bakıldığında, sanıkların alıkoyma iradesinde olmadıklarının görüldüğüne işaret eden Aydın, "Cumhurbaşkanının varlığını ortadan kaldırma iradesiyle olay mahalline gelindiğine ilişkin hiçbir tereddüt bulunmuyor." dedi.
Aydın, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'nin daha önce yaşadığı darbelerden çok farklı olduğuna dikkati çekerek, "Bu darbe teşebbüsü aynı zamanda ülkeyi işgal girişimiydi. Bu anlamda bu darbe davaları ayrı bir öneme sahip. Başka önemli bir husus ise ilk defa tarihimizde TSK mensupları tarafından bir başkomutana, cumhurbaşkanına yönelik suikast girişiminin söz konusu olması. Bu anlamda da bu dava tarihimizde emsali olmayan bir dava olarak öne çıkıyor." dedi.
"Gerçek anlamda bir itirafçılık gözlemlemedik"
Aydın, bir basın mensubunun sorusu üzerine, sanıklarda gerçek anlamda bir itirafçılık gözlemlemediklerini belirterek, "Sanıkların bir kısmı bazı itiraflarda bulundular ancak itirafçılık -buradaki suçlar açısından Anayasal düzeni zorla değiştirme, Cumhurbaşkanına suikast girişimi gibi- itirafçılık ve etkin pişmanlığın ceza hukuku karşısında bir anlam ifade etmesi söz konusu değil." açıklamasında bulundu.
"Cumhurbaşkanımızın Muğla'ya gelme niyeti yok"
Avukat Aydın, bir gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanının önümüzdeki günlerde duruşmayı takip etmek için Muğla'ya gelmesi bekleniyor mu?" sorusu üzerine "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu aşamada duruşmaları takip noktasında Muğla'ya gelme niyeti yok." yanıtını verdi.
"FETÖ'cü değilim"
Duruşmanın öğleden sonraki kısmında mahkeme heyeti, ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminin planlayıcı olduğu iddia edilen ve darbe girişiminin başarılı olması halinde atama listesinde "MİT başkanı" olarak görevlendirildiği belirlenen davanın iki numaralı sanığı Gökhan Şahin Sönmezateş'in ifadesini aldı.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve soruşturmada "başı sıkışan" herkesin kendisinin adını öne sürdüğünü iddia eden Sönmezateş, "FETÖ'cü değilim." dedi.
Sönmezateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmek için değil, derdest ederek Ankara'ya götürmek için Marmaris'e gittiklerini belirtti.
"Biz tuzağa düşürülerek oraya gönderildik"
Suikast girişimine giden timleri kendisinin seçmediğini ileri süren Sönmezateş, şunları söyledi:
"Bütün dünya Cumhurbaşkanının İstanbul'a gittiğini bilirken, biz tuzağa düşürülerek oraya gönderildik. Ben yaverle görüşmedim. Bu görevi ben planlamış olsaydım, ya başarılı olurduk ya da görevi iptal ederdim. Fetullah Gülen'in 'mesih' veya 'Peygamber' olduğuna inanmıyorum. Bu sapkın bir düşünce. Şu andaki hesabım 'Bizi kim yanılttı ve 4 saat bekletti?' sorusunun cevabını bulabilmek. Bütün sorumluluğu üzerime alıyorum ama olmadığım yerlerle ilgili sorumlulukları kabul etmiyorum."
"Görevi bana Semih Terzi verdi"
TSK'nın emir komutası içerisinde ihtilal yapıldığını düşünerek hareket ettiğini iddia eden Sönmezateş, darbeden önce Ankara'daki bir villada FETÖ'nün imamlarının yaptığı toplantıda kendisinin bulunmadığını da öne sürdü. Sönmezateş, söz konusu villanın nerede olduğunu dahi bilmediğini savundu.
Görevden ilk olarak 11 Temmuz'da, açık görevden ise 13 Temmuz'da haberinin olduğunu anlatan Sönmezateş, "Görevi bana Semih Terzi verdi. (Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general. Şehit Astsubay Ömer Halisdemir, ÖKK karargahının komutasını almayan gelen Semih Terzi'yi vurmuştu.) Uçuş ekibine operasyonla ilgili bilgi vermedim. 'TSK yönetime el koydu' dediğimde uçuş ekibi helikopterlerin başındaydı. Görevin Genelkurmay Başkanlığından geldiğini söyledim. Ekibe sadece koordinatları verdim. Ekipteki herkes görevi kendi komutanlarından alıp gelmişti. Ben de dahil o resmi kafamızda çıkartabilseydik göreve gitmezdik." diye konuştu.