Uşak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) finans ayağına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, örgütün kendisine yönelebilecek tehditleri bertaraf etme ile amaç ve hedeflerine ulaşmak için önemli kişilere ait her türlü görsel ve işitsel bant kayıtlarından oluşan "tehdit ve şantaj arşivine sahip olduğu" belirtildi.
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin finans ayağına yönelik yaklaşık 1 yıldır süren soruşturma kapsamında hazırlanan 2 bin 527 sayfalık iddianamede, örgütün kendisine yönelebilecek tehditleri bertaraf etme ile amaç ve hedeflerine ulaşmak için izlediği yollar hakkında bilgilere de yer verildi.
Örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in "bir numaralı sanık" olarak bulunduğu iddianamede, FETÖ/PDY'nin istihbarat birimlerine sızarak, hem kendisine yönelebilecek tehditleri bertaraf etme hem de hedef ve amaçlarına ulaşmak için siyaset, sivil ve askeri bürokrasi ile basın ve önemli kişiler üzerinde baskı oluşturma gücüne eriştiği belirtildi.
Örgütün bu yolla önemli bir güç elde ettiği ifade edilen iddianamede, şu değerlendirmelere yer verildi:
"FETÖ, istihbarat birimlerine sızmakla kendilerine gelebilecek her türlü operasyonu önceden haber alma, önleme ve karşı operasyon başlatma imkanına sahip. Bu yolla sadece savunma değil, saldırı imkanı da sağlamış, devletin istihbarat birimlerinin tüm imkanlarını kullanan, gizli bilgilerin tamamını elde eden bir yasa dışı silahlı örgüttür. Örgüt, gerek kendi hasımları ve gerekse hedef siyasiler, gazeteciler, mafya babaları, bürokratlar, akademisyenler, askerler ve diğer önemli meslek mensuplarının açıklarını içeren, şantaj malzemesi olarak kullanılabilecek her türlü görsel ve işitsel bant kayıtlarından, bu kayıtlara ait çözümlerden, fotoğraflardan her türlü resmi belgeye, hatta kişisel anekdotlara kadar her şeyi içeren bir arşive sahip bulunuyor."
"PKK ile işbirliği yaptı"
İddianamede, FETÖ'nün devlete sızma amacına tehdit olarak gördüğü her türlü unsuru bertaraf etmek için elindeki tüm imkanları kullandığına işaret edildi.
Örgütün siyasi iktidarı bertaraf edebilmek amacıyla da bu yola başvurduğunun ve toplumda bilinçli bir şekilde yolsuzluk, ahlaksızlık, hırsızlık yapıldığı yönünde algı operasyonlarına giriştiğinin bildirildiği iddianamede, FETÖ'nün hem genel seçimlerde hem yerel seçimlerde bölücü terör örgütü üyeleriyle iş birliğine girdiği ve bu şekilde devletin egemenliğinin zayıflatılmasını gaye edindiği de kaydedildi.
TSK'nın etkisizleştirilmesi ve darbe girişimi
İddianamede, örgütün elindeki bu imkanları kullanarak yürüttüğü faaliyetlerle Türkiye'nin saygın kurumlarının güvenilirliğini zedelediğine de işaret edilerek, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içine yerleştirdiği mensuplarıyla gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimine de yer verildi.
Örgütün, TSK'yı etkisizleştirmek adına, sözde darbe planları ile vatansever ve kahraman askeri personeli yok etmeye çalıştığı, kimi karşıtlarını ise sistem içinde tasfiye ederek, örgüt üyesi mensuplarını ordu içerisinde etkin bir konuma ulaşmasını sağladığı ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Ordu içerisinde kendisine bağlı teröristler eliyle gizli bir yapı kurarak, 15 Temmuz gününde ortaya çıktığı üzere Türkiye Cumhuriyeti devletine, aziz Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yönelik silahlı darbeye teşebbüs etmiş, sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü gaye edinen, ay yıldızlı al bayrağa ve sancağına sadakatle bağlı temiz Anadolu evlatlarını milletin ordusundan ayrıştırmaya gayret etmiş ve bizzat Türk milletine karşı örgüt mensuplarınca silah kullanmış, Türk Silahlı Kuvvetlerinde uzun yıllar silinmesi mümkün olmayan bir utanç yaratmış ve Türk milletinin kendi evlatlarından oluşan ordusuna yönelik güvenini sarsmıştır."