Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada Yargıtay eski üyesi sanık Dursun Altınöz, ikinci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya Altınöz'ün avukatı Hüseyin Aygün de katıldı.
FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla 2010'da Yargıtay üyeliğine seçilmek, örgütün grup sorumluluğunu yapmak, HSYK seçiminde Gaziantep'te örgütün adayları için çalışmak, ByLock kullanmak ve örgütün toplantılarına katılmakla suçlanan Altınöz, Yargıtay 5. Dairesinde görülen FETÖ'nün kumpas davalarından olduğu ortaya çıkan "futbolda şike davası"nı onayan üyeler arasında bulunuyor.
Duruşmada, sanık hakkında ifade veren eski HSYK üyesi Ömer Köroğlu, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, tanık olarak dinlendi. Tutuksuz yargılanan Birol Erdem ile tutuklu bulunduğu cezaevinden getirilen Ömer Köroğlu, duruşma salonunda hazır edildi.
Tanık olarak dinlenen aynı suçtan tutuklu bulunan eski HSYK Üyesi Ömer Köroğlu, 2011'deki Yargıtay üyeliği seçimi için yapılan toplantılarda, Altınöz'ün adının cemaat mensupları tarafından verilen listede yer aldığını ancak Altınöz'ün cemaatçi olup olmadığını bilmediğini savundu.
Yargıtay üyeliği için seçilen 80 aday arasındakilerin liyakatının seçilmek için yeterli olduğunu söyleyen Köroğlu, Altınöz'ün de seçilme yeterliliğine sahip bulunduğunu, bu nedenle kimsenin seçilmesine karşı olmadığını iddia etti.
Erdem, tanık olarak dinlendi
Duruşmada tanık olarak dinlenen eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, bakanlıkta uzun yıllar "personelcilik" görevinde bulunması nedeniyle Altınöz'ün "cemaate yakın veya irtibatlı" olduğuna dair bir kanısının oluştuğunu anlattı.
Sanığın cemaat mensubiyetinin ne boyutta olduğuna dair somut bilgiye sahip bulunmadığını ifade eden Erdem, Yargıtaya üye seçildikten sonra da Altınöz'ün bu yapıyla hareket ettiğine dair duyumların geldiğini söyledi.
Birol Erdem, yüksek yargıya üyelik seçimlerinde cemaate mensup HSYK üyeleri tarafından Altınöz'ün adının Yargıtay üyeliği için önerildiğini, bunun da başta oluşan kanısını desteklediğini belirtti.
2010'daki anayasa değişikliğinin ardından oluşturulan yeni HSYK'nin, Yargıtay ve Danıştaya üye seçmek için 2011'de yaptığı çalışmaları anlatan Erdem, Yargıtaya üye seçimi öncesinde bu yapıya mensup HSYK üyeleriyle dönemin HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya'nın evinde bir araya geldiklerini kaydetti.
Erdem, toplantıda Kurulun cemaatçi üyeleri tarafından hazırlanan liste üzerinde çalıştıklarını, sanığın da cemaat mensupları tarafından hazırlanan listede yer aldığını ifade etti.
Yargıtaya yeni seçilen 160 üyenin görev yaptığı bir yılın sonunda, "toplu hareket ettikleri, seçimleri kilitledikleri, mensubiyetlerini işlerine yansıttıları"na dair yakınmaların gelmesinin ardından İbrahim Okur ile çalışma başlattıklarını söyleyen Erdem, Yargıtaydaki bu üyeler dışındaki üyeleri bir araya getirmeyi planladıklarını belirtti.
Cemaatçi olmadığını bildikleri, bu yapıya karşı diğer Yargıtay üyeleriyle çeşitli toplantılar yaptıklarını, onların tanışmasını sağlayarak seçimlerde etkin olmalarının yolunu açtıklarını anlatan Erdem, yaptıkları bu toplantılara Dursun Altınöz'ü çağırmadıklarını kaydetti.
2011 seçimi öncesi cemaat mensubu HSYK üyeleriyle yaptıkları toplantıları "kulis faaliyeti" olarak nitelendiren Erdem, şunları anlattı:
"HSYK'de her dönem bu çalışmalar yapılırdı. Bu, yargı içinde her zaman olan bir şeydi. Herkes kendisine yakın isimleri öneriyordu. O dönem ittifak ettiğimiz gruplar içinde en güçlü olanlar bu yapı mensuplarıydı. O zamanki güçlerini kullanıp istediklerini seçtirdiler. O dönemdeki Anayasa değişikliği niçin yapıldı, hükümet bu 160 kişiyi niye seçti? Bunlara bakmak lazım. Daha önce Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesinde, yargıda etkin olan grubun, siyasi iktidara nasıl baskı yaptığını hepimiz biliyoruz. O süreçte bu yapı iktidarın en yakın partneriydi.
Vesayet çok tatlı bir şey demek ki önceki vesayetçilerden kurtulduk, sonra bunlar vesayetçi oldu. Beraber haraket ettiğimiz bu yapı zaman içinde güçlendikçe vesayet odağı olmaya dönüştü. Bunu görünce önceki vesayetçi yapıyla nasıl mücadele ettiysek bunlarla mücadeleye başladık."
"Milliyetçi olarak tanırdım, listede görünce şaşırdım"
Tutuklu bulunduğu cezaevinden bağlantı kurulan eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur da tanık olarak dinlendi.
Okur, Dursun Altınöz'ü Yargıtaya üye seçilmeden önce "milliyetçi" yapıya sahip olarak tanıdığını, üyelik seçimlerinde ismini cemaatin hazırladığı listede görünce şaşırdığını söyledi.
Yargının içinde bulunduğu durum nedeniyle özellikle Yargıtaydaki vesayetçi yapıyı kırmak için bu yapıya karşı uyumlu çalışacakları yeni üyeleri belirlemeyi amaçladıklarını anlatan Okur, bu kapsamda yeni üyelerin belirlenmesi sürecinde yaşananları anlattı.
HSYK'deki 2011'de yapılan Yargıtay üyelik seçimi için Kurul üyeleriyle anlaşmaları gerektiğini, bu nedenle eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya'nın evinde değerlendirme toplantısı yaptıklarını ifade eden Okur, Altınöz'ün isminin de belirlenen listede yer aldığını belirtti.
Tanık anlatımları ve gelen belgelere karşı söz verilen sanık Dursun Altınöz ise hakkındaki suçlamaları reddetti, ByLock kullandığı yönündeki tespiti de kabul etmedi. Altınöz, kesinlikle böyle bir programı indirmediğini, kullanmadığını iddia etti.
Bank Asya'da 2008 yılına ait hesabının bulunduğuna dair belgelerin okunmasına karşılık da Altınöz, Kahramanmaraş'ta çalışırken belediyenin Bank Asya ile yaptığı protokol gereği belediye otobüslerine Bank Asya'dan alınan temassız kredi kartı "DIT kart" ile binildiğini söyledi.
Altınöz, tanık beyanlarında kendisini suçlayıcı somut delil bulunmadığını, Yargıtay üyeliğine seçilmek için gereken şartları taşıdığını öne sürerek, tahliyesine karar verilmesini istedi.
Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan heyet, sanık Altınöz'ün tahliye talebini reddetti.
Duruşma, 22 Mayıs'a bırakıldı.
Kaynak: AA