İstanbul Müftüsü olarak atanan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, düzenlenen törenle görevi Prof. Dr. Rahmi Yaran'dan devraldı.
Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilen devir-teslim töreni, Fatih Camisi imamı Bünyamin Topçuoğlu'nun Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam coğrafyasının çok zor bir dönemden geçtiğini hatırlatarak, hiçbir kurumun tek başına kendine yetemeyeceğini, tüm insanların ne yapıp edip, ortak aklı ve ortak hikmeti birleştirerek, bunu bir güce dönüştürmesi gerektiğini, camilerdeki kürsülerle ilahiyat fakültelerindeki kürsülerin birleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul ve Diyanet İşleri Başkanlığı için tarihi bir mekanda önemli bir toplantı gerçekleştirdiklerini ifade ederek, Yaran ve Yılmaz'ın çok değerli iki ilim adamı olduğunu vurguladı.
"Bütün insanlığa bir ümmet gözüyle bakarız"
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ilim ve hikmetin imbiğinden geçmemiş hiçbir sözü mihraba ve minbere taşımadıklarına dikkati çeken Görmez, "Helali haram, haramı helal yapmak gibi bir hakkımız ve haddimiz yoktur. Biz, Din-i Mübin-i İslam ne demişse, hangi davranışı helal görmüşse onu helal, hangi davranışı haram görmüşse onu haram olarak görmek ve anlatmakla yükümlüyüz. Bunu yaparken de hem Kur'an'ın imbiğinden geçirerek, hem sünnetin imbiğinden geçirerek, hem din ile hayat arasındaki ilişkiyi, vahiy ile akıl arasındaki ilişkiyi göz ardı etmeden, bugün söylenmesi gereken dil ve üslubun ne olduğuna, nasıl olması gerektiğine dikkat ederek söyleriz. Bunu söylerken de hiçbir insanın hayat tarzı üzerinde baskı kurmak gibi bir düşüncemiz olmaz." diye konuştu.
Allah'ın, Müslümanlara "dinde zorlama olamayacağı" noktasında kesin emir buyurduğu ayetin lafzını okuyarak açıklayan Görmez, şöyle devam etti:
"Dine zorlamanın, dinde zorlamanın sadece nifakı ortaya çıkaracağını bildiğimiz için biz, sadece güvenilir nasihatçi makamında kalarak ama Allah'ın dini ne diyorsa, bunu da ilmin ve hikmetin imbiğinden geçirerek topluma takdim ederiz. Bu bizim vazifemiz. Sanki Diyanet İşleri Başkanlığı, her cuma 15-20 milyonu bulan Müslümanla camide bir araya gelip, camiye gelmeyen kardeşleri aleyhine, onların hayat tarzı hakkında konuşmalar yapıyor gibi bir düşünce ve atmosfer oluşturuldu. Bu tamamen yanlıştır."
Görmez, camilere gelenlerle birlikte gelmeyenlere de dua edildiğine işaret ederek, "Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, 'Müslümanım' diyen her kardeşimize vazifeyi hizmet biliriz. Dindar ve dindar olmayan gibi bir tasnif etmek gibi hakkımız ve haddimiz olmaz. Biz bütün insanlığa bir ümmet gözüyle bakarız. Bu ümmeti ikiye ayırırız, ümmet-i icabet ve ümmet-i davet. Bu düşüncelerle bu şekilde Diyanet İşleri Teşkilatı hizmetine devam edecek. Sadece bu ülke için değil, bütün İslam coğrafyası için Diyanet İşleri Teşkilatı çok önemlidir. Vahdetimizi ayağa kaldırarak, zor durumda olan kardeşlerimize yardımcı olacağız." ifadelerini kullandı.