Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de meydana gelen ve kentin birçok noktasından duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi yaralanmıştı.
Patlamaya ilişkin gözaltına alınan aralarında fabrika sahibinin de bulunduğu 5 şüpheli tutuklanmış, bir şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Patlamada yaralanan Ahmet Ç. ise davada müşteki sanık olarak yargılanıyor.
Kontrollü imha amacıyla Adapazarı ilçesi Taşkısığı mevkiine getirilen fabrikadaki patlayıcıların 9 Temmuz'da saat 11.35'te kamyondan indirildiği sırada meydana gelen patlamada da 3 asker şehit olmuş, 8 jandarma personeliyle kamyon şoförü yaralanmıştı.
22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası isteniyor
İlk patlamaya ilişkin soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan fezleke, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu 7 şüpheli hakkında hazırlanan 27 sayfalık iddianame, 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, 7 sanığın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Aralarında makine, kimya, inşaat, bilgisayar, elektrik ve elektronik mühendisleri ve aynı zamanda iş güvenliği uzmanlarından oluşan 7 kişilik heyet tarafından hazırlanan 127 sayfalık ikinci bilirkişi raporu, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Raporda, fabrikada 4 patlamanın meydana geldiği, ilk patlamanın misket üretim laboratuvarında, ikinci patlamanın kimyasal madde deposunda, üçüncü patlamanın misket depolarında gerçekleştiğinin anlaşıldığı açıklandı.
"Yasal sınırın üzerinde patlayıcı bulundurulduğu anlaşıldı"
Patlamaya sebep olabilecek unsurların ateş, kıvılcım, statik elektrik, sürtünme, darbe, sıcak yüzeyler ve benzeri olduğu vurgulandı.
Misket laboratuvarına günlük olarak giren patlayıcı maddelerin türü ve miktarı ila çalışacak işçi sayısına ilişkin herhangi bir kayıt, iş emri ve benzeri belgenin bulunmadığı anlatılan raporda, şöyle denildi:
"İlk bilirkişi raporunda patlama çukurlarının çapları dikkate alınarak bu çukurlara neden olan patlayıcı miktarlarının hesaplandığı ve yapılan hesaplamalar ile dosya kapsamında yer alan depo kayıtlarının karşılaştırılması neticesinde Çin Mahallesi'nde tüzüğe aykırı şekilde üretim ve depolama yapıldığı belirtilmiştir. Dosya kapsamında yer alan bahse konu rapor, ifadeler ve diğer belgeler dikkate alındığında üretilen malzeme bileşenlerinin ilgili üretim alanında olması gereken miktardan daha fazla miktarda bulundurulmuş olduğu, üretim alanları ve depolarda yasal sınırın üzerinde patlayıcı malzeme bulundurulduğu ve bu malzeme miktarına ilişkin sağlıklı ve planlı bir takip sisteminin oluşturulmadığı anlaşılmaktadır."
"Risk değerlendirmeleri yapılmadı"
Raporda, fabrikanın bazı bölümlerinde elektrik tesisatının mevzuata aykırı şekilde yapıldığı, statik elektrik ihtimalinin gözardı edildiğinin anlaşıldığı ve risk değerlendirmelerinin yapılmadığı açıklandı.
Raporda depoların inşasında en az güvenlik uzaklıklarının dikkate alınmamış, duvarların yanmaz, sızdırmaz şekilde tasarlanmamış, etraflarının sütre, duvar, tel örgü ve benzeri şekilde çevrilmemiş, statik elektriğe karşı gerekli önlemlerin alınmamış olduğunun anlaşıldığına dikkat çekiliyor. Yine iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin eksiksiz şekilde alınıp ve alınmadığının kontrol edilmemesi, emniyetsiz çalışmayı önleyecek gözetimin sağlanmaması hususlarının dava konusu olayın gerçekleşmesinde etkili olduğunun değerlendirildiği de anlatıldı.
Fabrika sahipleri asli kusurlu bulundu
Sanıklar Hasan Ali V., Asiye A., Ahmet Ç., Aslı B. ve Erşan Ö.'nün tali kusurlu olduklarının değerlendirildiğin kaydedildiği raporda, şöyle denildi:
"Dava konusu olayda patlayıcı madde üretimi gibi çok tehlikeli işlerin yapıldığı iş yerinde güvenli çalışmayı sağlamak üzere gerekli organizasyonun yapılmaması, patlama tehlikesine karşı gerekli önlemlerin alınmamış olması nedeniyle Yaşar C. ve Ali Rıza Ergenç C.'nin asli kusurlu oldukları değerlendirilmiştir.
Paporda bahsedilen iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alındığında yaşanan olayın meydana gelmeyeceği, dolayısıyla meydana gelen olayın önlenebilir nitelikte bir olay olduğu, bu durumda kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği değerlendirilmektedir."