Çölleşme tehdidinin yol açtığı sorunlar ve buna karşı yürütülen mücadele için Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla her yıl 17 Haziran, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak kutlanıyor.
Çölleşme ve kuraklık arttıkça, bunun insanlar, hayvancılık, tarımsal üretim ve çevre üzerindeki etkileri yıkıcı olabilir. Her yıl 75 milyar ton verimli toprak, arazi bozulumu nedeniyle kaybediliyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Şaylan, kuraklığın, yağışın miktar ve dağılımına, bitkilerin su ihtiyacının karşılanıp karşılanamadığına bağlı olduğunu vurguladı.
"20 milyon ton tahıl üretebilecek alan kaybediliyor"
Şaylan, kuraklığın sosyal ve ekonomik etkileri olduğunu ancak çölleşmenin, insan faaliyetleri ve iklim değişikliğinden kaynaklanan nedenlerle meydana gelen arazi bozulumuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Her yıl sadece çölleşme ve kuraklık nedeniyle 12 milyon hektar arazi kaybedilmektedir. Bu, yaklaşık 20 milyon ton tahıl üretebilecek bir alanın kaybedilmesi demektir. Çölleşme ve kuraklık, günümüzde daha fazla dikkat gerektiren bir konudur. Arazi bozulumu olduğunda ve toprak verimli olmayı bıraktığında, doğal alanlar bozulur ve dönüşür. Böylece sera gazı emisyonları artar, biyoçeşitlilik azalır. Topraklar korunmalı, verimlilikleri artırılmalı ve geri kazanılmalı, çölleşme ve kuraklığın etkilerini azaltmak için çalışmalar yapılmalıdır. Gelecekte iklim değişikliğinin kuraklık üzerine yapabileceği etkiler incelenmeli ve gerekli önlemler planlanmalıdır."
"Bozulmuş araziler sağlıklı arazilere dönüştürülmeli"
Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'nde odaklanılacak konunun bozulmuş arazileri sağlıklı arazilere dönüştürme olduğunu vurgulayan Şaylan, arazi bozulumu olan yerleri restore etmenin, verimli hale dönüştürmenin biyolojik çeşitliliği, ekonomik dayanıklılığı ve gıda güvenliğini artıracağını anlattı.
Prof. Dr. Şaylan, arazilerin verimli hale getirilmesinin, küresel ısınma ve iklim değişikliğini de azaltacağını söyleyerek, şöyle konuştu:
"Verimli toprakların ve doğal ekosistemlerin kaybını önlemek, yavaşlatmak ve tersine çevirmek, insanların ve gezegenin uzun vadeli hayatta kalmasını garanti etmek için hem acil hem de önemlidir. 100'den fazla ülke önümüzdeki on yıl içinde neredeyse Çin büyüklüğündeki bir alanın restorasyonunu yapmayı hedefliyor. Eğer, bu büyüklükte bir arazide toprak eski haline getirilebilirse, insanlar ve gezegen için büyük yararı olacaktır. Dünyada sulanan alanlarının yaklaşık yüzde 71'i ve büyük şehirlerin yüzde 47'si periyodik olarak su kıtlığı yaşıyor. Bu eğilim devam ederse, kıtlık ve buna bağlı su kalitesi sorunları, suyu kullananlar arasında rekabete ve çatışmalara yol açacaktır."