Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nde bacağından kurşunla yaralanan Mustafa Çakal, "Hiçbir zaman askerlerin bize ateş açacağını düşünmedim. Vurulduğum sırada plastik mermi isabet ettiğini sandım. Gerçek mermiyle vurulduğuma inanamadım." dedi.
Mustafa Çakal, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da 5-6 arkadaşıyla otururken, bir arkadaşının araması sonucu darbe girişiminden haberdar olduğunu söyledi.
Bazı önemli noktalara tankların gittiğini öğrendiklerini ve silah seslerini de duyunca arkadaşlarıyla mahalleleri Küplüce'ye döndüklerini belirten Mustafa Çakal, "Mahalleye geldiğimizde kalabalık bir grup toplanmıştı fakat kimse bir şey yapmıyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Sokağa çıkın' çağrısı sonrasında hepimiz organize olarak Boğaziçi Köprüsü'ne çıktık." diye konuştu.
Köprüde karşılarına yaklaşık 5 askerin çıktığını ve halkı görünce teslim olduklarını, polislerin de onların silahlarını aldığını ifade eden Mustafa Çakal, şöyle devam etti:
"Yürümeye devam ettik. Burada tanklar ve zırhlı araçlar vardı. Çömelen, ayakta duran askerler vardı. Biz onlara doğru yürümeye devam ettik. Askerler bizi görünce havaya ateş açtı. Biz ateş açılmasından sonra daha da hızlandık. Ardından darbeci askerler bize doğru yayılım ateşi açtı. Hiçbir zaman askerlerin bize ateş açacağını düşünmedim. Vurulduğum sırada plastik mermi isabet ettiğini sandım. Gerçek mermiyle vurulduğuma inanamadım. Yarayı görünce vurulduğumu fark ettim. O sırada herkes kaçışıyordu."
Mustafa Çakal, yaralandığını gören bir arkadaşının kendisini kucaklayarak hastaneye götürdüğünü dile getirdi.
Kendisinden sonra da hastaneye akın akın yaralılar getirildiğini, her gelenin durumunun bir öncekinden daha kötü olduğunu aktaran Mustafa Çakal, bu arada sürekli dua ettiğini ifade etti.
"Allah ülkemize zeval vermesin"
Mustafa Çakal, hastanedeyken "Allah'ım devletimizin başına bir şey gelmesin, devletimiz yıkılmasın" diye dualar ettiğini ifade ederek, şunları anlattı:
"Çünkü örnekleri vardı. Suriye, Irak gibi. Orada yaşananlar bizim başımıza gelebilirdi. Direnmemiz gerektiğini biliyordum ki öyle de oldu. Allah'a şükürler olsun bunu da atlattık. Şehitlerimiz, yaralılarımız oldu ama Allah devletimize zeval vermesin. Çünkü devletimiz varsa biz varız. Bunu komşu ülkelerden görebiliyoruz."
"Arkadaşlarımız birer kahramandı"
Darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'ne gidenler arasında bulunan Mustafa Birinci ise televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını duyduktan sonra Küplüce halkı olarak Kiraztepe'de toplandıklarını söyledi.
Arkadaşlarıyla darbeci askerlerin kapatmaya çalıştıkları Boğaziçi Köprüsü'ne gitmeye karar verdiklerini belirten Birinci, şöyle konuştu:
"Beylerbeyi'nden köprüye doğru yürüdüğümüz esnada itfaiyenin üst kısmında bulunan askerler bizi görünce kaçtı. Özel Harekatçılar bizi görünce görünce çok sevindiler. Desteğe gittiğimiz için bizi alkışladılar. Askerin bize ateş açmayacağını düşünmüştük. Hatta, 'En büyük asker bizim asker', 'Asker kışlaya' sloganları atarak konuşmak için yanlarına gittik. Darbeci askerler ateş açınca arkadaşlarımız vuruldu. En samimi arkadaşım da burada yaralandı. Herkes yerdeyken onun bir kahraman gibi 'Yürüyün artık, öleceksek ölürüz' dediğini duydum."
Birinci, köprüye her türlü insanın geldiğini, çoğu arkadaşının kahramanca bağırarak, "Kaçmayın, öleceksek beraber ölürüz", "Mermileri bitmeyecek mi?" dediğini ifade ederek, "Köprüyü Küplüce kurtardı. Arkadaşlarımız birer kahramandı. Büyüklerimden rica ediyorum Küplüce'ye bir gelsinler. Herkes bir kahramanlık yaptı." diye konuştu.
Birinci, Boğaziçi Köprüsü'nde şehit olan Salih Alışkan'ın adının Küplüce Mahallesi'ne verilmesini de istedi.