Cumhuriyeti inşa edenler, cephe gerisindeki şehit çocuklarını yalnız bırakmadı. 23 Nisan, Himaye-i Etfal geleneği ile onlara adandı. Himaye-i Etfal Cemiyeti, bugünün Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün tarihi kökenini oluşturuyor.
23 Nisan’ın çocuklara adanmasında önemli rol oynadı
Geçmişi Osmanlı'ya uzanan Cemiyet, 1921 yılında Ankara'da faaliyete geçti. Amaç, Milli Mücadele döneminde kimsesiz kalan çocukların korunması ve yetiştirilmesiydi. Atatürk'ün himayesinde cemiyetin o dönem yaptığı çalışmalar, 23 Nisan’ın çocuklara adanmasında önemli rol oynadı. Cemiyetin yetim ve öksüz çocuklar için yardım toplaması, çocuk bayramına giden sürece katkı sağladı.
Mustafa Kemal Paşa, cemiyetin koruyuculuğunu üstlendi
Milli mücadele için cephede şehit düşenlerin evlatları bütün vatanın evlatları ve yarınlarıydı artık. Büyük Millet Meclisi'ni kuranlar için de onlara sahip çıkmak önemli bir öncelik haline geldi. Mustafa Kemal Paşa, Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin koruyuculuğunu kendi ifadesiyle iftiharla üstlendi. Mecliste'ki temsilciler de cemiyete yardım için çalışmalar yürüttü, halkı da bu desteğe teşvik etti.
"Çocuklara kol kanat germe onların iyi bir eğitim almalarını sağlama anlamında bir inisiyatif oluşturdu"
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Taner Lüleci, Himaye-i Etfal Cemiyeti'ne ilişkin, "Çocuklara kol kanat germe onların iyi bir eğitim almalarını sağlama anlamında bir inisiyatif oluşturdu. Türk milleti şehitlerinin çocuklarına ortada kalan çocuklara bütün varlığıyla elinden gelen yardımı yapmak istemiştir." dedi.
Çocuk Bayramı olarak kutlamaya başladı
Yıllar ilerledikçe cemiyetin sahip çıktığı çocukların 23 Nisan kutlamalarına katılımı arttı. Bu tarih, farklı bir coşkunun ve duyarlılığın simgesi oldu. 1927’de Himaye-i Etfal Cemiyeti 23 Nisan’ı Mustafa Kemal Paşa’nın himayesinde Çocuk Bayramı olarak kutlamaya başladı. 2 yıl sonra, takvimler 23 Nisan 1929’u gösterdiğinde Atatürk, bu bayramı çocuklara armağan etti.
Ulusal egemenliğin kazanıldığı gün, savaş sırasında kimsesiz kalan çocukların en mutlu olduğu güne dönüştü.
Haber: Ahmet Çakıcı
Kamera: Oğuz Karatoprak