Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Kim ne yaparsa yapsın, inşallah kıyamet sabahına kadar bu ülke, insanlığın vicdanını ve merhametini temsil etmeye devam edecek." dedi.
Görmez, Türkiye Diyanet Vakfının (TDV) vekalet yoluyla kurban kesim programı gönüllü buluşması etkinliğine katıldı.
TDV'nin konferans salonunda Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan etkinlikte konuşan Görmez, insanlığın zor bir süreçten geçtiğini söyledi. Türkiye ve yakın coğrafyasının da büyük zorluklar yaşadığına değinen Görmez, gönüllülere seslenerek "İnsanlığın vicdan ve merhametini kaybettiği bir zamanda, sizler çok önemli bir vazife ifa ettiniz." diye konuştu.
"15 Temmuz, bu toprakların Müslümanlığına karşı yapıldı"
15 Temmuz'un sadece güvenlik güçlerine ya da Türkiye'de yaşayanlara karşı yapılmadığını dile getiren Görmez, 15 Temmuz'un bütün insanlığın vicdanını susturmak için yapıldığını kaydetti. Görmez, "15 Temmuz, bu topraklarda tarih boyunca inşa ettiğimiz Müslümanlığımıza karşı yapıldı. 15 Temmuz, bu toprakların Müslümanlığına karşı yapıldı, bu toprakların vicdanına karşı, merhametine karşı yapıldı. Birtakım güçler istediler ki bu topraklarda yaşayan insanlarda vicdan ve merhamet sesi vermesin." değerlendirmesinde bulundu.
"Himmet adı altında milletimizi haraca bağladılar"
15 Temmuz'u gerçekleştirenlerin, milletin hayır duygularıyla da oynadığını belirten Görmez, şöyle konuştu:
"Bizim zekatlarımızı, sadakalarımızı çaldılar. Himmet adı altında milletimizi haraca bağladılar. Bütün bunlardan dolayı sakın kalbinizde bu hayrın, iyiliğin kaynağı olan yüce dinimize karşı bir soğukluk içerisine girmeyiniz. Genç kardeşlerime sesleniyorum. Müslümanların hatalarından dolayı İslam'ı suçlamayınız. Yapıp ettiklerimizden dolayı, işlediğimiz günahlardan ve hatalardan dolayı Allah'ın yeryüzüne en son merhamet mesajı olan İslam'ı suçlamaya kalkışmayınız. Diyanet olarak, Diyanet Vakfı olarak da milletimize diyoruz ki 'biz sizin emrinizdeyiz. Din hizmetlerine, din eğitiminde, hayır hizmetlerimizde biz sizin emrinizdeyiz' ve bu kuruma bağışladığınız her kuruşun hesabını gelip bize sorunuz. Şeffaf olarak biz, vakıf olarak, diyanet olarak, yaptığınız her hayrın, her iyiliğin hesabını vermeye daima hazırız. Bu vakıf bizim değil, diyanetin değil, milletindir. Siz gelip bu vakfı denetleyin."