Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edilen iki hakimin yaptığı bireysel başvuruyu, başvuru yolları tüketilmediğinden reddetti.
Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararlarına göre, darbe girişimi sonrasında alınan tedbirler kapsamında, Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile iltisak ve irtibatı sabit görülerek Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) 31 Ağustos 2016 tarihli kararı ile 667 sayılı KHK kapsamında meslekten çıkarılan Sarıveliler Hakimi Murat Hikmet Çakmakçı, kararın kaldırılması için HSYK'ya başvurarak yeniden inceleme talebinde bulundu.
Başvurucunun talebi, HSYK Genel Kurulunun 29 Kasım 2016 tarihli kararıyla kabul edilemez bulundu.
Başvurusu reddedilen eski hakim Çakmakçı, 15 Aralık 2016'da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.
Yüksek Mahkemeye aynı yönde diğer bir başvuru da Yargıtay Üyesi iken üyelikten çıkarılan ve tetkik hakimliğine atanan, ardından da HSYK tarafından meslekten ihraç edilen Hacı Osman Kaya tarafından gerçekleştirildi. Meslekten çıkarılma kararına yaptığı itiraz, HSYK Genel Kurulunca uygun görülmeyen Kaya da 29 Aralık 2016'da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Çakmakçı'nın başvurusunu Birinci Bölüm, Kaya'nın başvurusunu ise İkinci Bölüm sonuçlandırdı. Her iki hakimin yaptığı bireysel başvuru da başvuru yolları tüketilmediğinden kabul edilmedi.
Gerekçe
Anayasa Mahkemesi Birinci ve İkinci bölümlerinin ret kararlarında, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan başvuru yollarının tüketilmesinin zorunluluğu hatırlatıldı.
Bu ilke uyarınca başvurucunun şikayetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerektiğine işaret edilen kararlarda, ilgili KHK'lar kapsamında meslekte kalmalarının uygun bulunmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilenlerin, kararın kesinleşmesinden itibaren 60 gün içinde ilk derece mahkemesi olarak Danıştaya dava açabilecekleri ve bu kişilerden daha önce dava açmış olanların idare mahkemelerinde derdest olan veya karar verilen dosyalarının Danıştaya gönderileceğinin hükme bağlandığı belirtildi.
Kararlarda, "Böylelikle, meslekten çıkarılan yargı mensuplarının bu karara karşı Danıştayda dava açabilecekleri açıkça belirtilmiş ve anılan uyuşmazlıkların çözümünde idari yargıda, hangi yargı yerinin görevli olduğuna yönelik uygulamada yaşanan tereddütler giderilmiştir. Daha önce açılan davalar yönünden de geçiş hükümleri ihdas edilmiştir. Buna göre, 685 sayılı KHK ile belirginleştirilen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun, etkili bir yargı yolu olduğu ve bu yol tüketilmeden başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir." ifadelerine yer verildi.
Çakmakçı'nın adli yardım talebine kabul
Yüksek Mahkeme, Murat Hikmet Çakmakçı'nın adli yardım talebini de görüştü.
Anayasa Mahkemesi heyeti, daha önce verdiği kararda belirtilen ilkeleri dikkate alarak, yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucu Çakmakçı'yı adli yardım talebini kabul ederek, yargılama giderlerinden muaf tuttu.