Deniz Emniyet Derneği'nden (DEDER) yapılan açıklamada, en son yaşanan gemi kazası ile İstanbul Boğazı ve çevresini tehdit eden olası risklerden sadece birinin gerçekleştiği ifade edildi.
Her an bir başka geminin "Vitaspirit" gibi arıza yaparak ya da akıntıya kapılarak, insan hayatına, Boğaz'ın doğal, kültürel ve tarihi güzelliklerine zarar vermesinin mümkün olduğu söylendi.
Tehlikeli madde taşıyan bir gemi veya akaryakıt tankeri olması halinde çok daha büyük çevresel felaketler, can ve mal kayıplarının ortaya çıkabileceği kaydedilen açıklamada, İstanbul Boğazı'nın yoğun nüfus, paha biçilemeyecek doğal, tarihsel ve kültürel miraslara sahip eserlerin bulunduğu bir bölge olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada, "2017 yılı içerisinde İstanbul Boğazında Vitaspirit kazasına benzeyen ancak daha ucuz atlatıldığı için kamuoyunun duymadığı 127 olay meydana gelmiştir. Bunlar çatma, çarpışma, temas, karaya oturma makine arızası gibi olaylardır. Buna göre İstanbul Boğazı her üç günde bir kazayı ucuz atlatmaktadır" denildi.
Kaza Boğaz'ın en derin yerinde oldu
Kazanın meydan geldiği bölgenin 60 metre ile Boğaz'ın en derin bölgesi olduğuna vurgu yapıldı.
"Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye'yi gemi geçişleriyle ilgili emniyet önlemlerini almak için yetkilendirmektedir. Türk Devleti de ilgili kurumları vasıtasıyla bu konuda gerekli hassasiyeti göstererek üzerine düşen görevi yerine getirmektedir. Ancak her kaza aynı zamanda ilave emniyet ihtiyaçlarını da gerekli kılmaktadır. Kazanın olduğu anda gemiyi takip etmekte olan M/T Sienna adlı 244 metre uzunluğunda 105 bin ton ham petrol yüklü tanker, Vitaspirit gemisine çarpmamak için Yeniköy önlerinde demirlemek zorunda kalmıştır. Bu da önden giden gemilerden birinin arızalanması, geçişi kapatması durumunda arkadan gelen gemi ya da gemilerin kaza yapma olasılığını düşündürmektedir."
Kaynak: AA