İstanbul ve çevresindeki tatil alternatifleri

Kurban Bayramı’na sayılı günler kala tatil planları hayata geçirilmeye başlandı. Bayramı İstanbul’da geçiren ve uzun bir tatil yerine günübirlik plan yapmak isteyenler için sayısız seçenek mevcut. Şehrin gürültüsünden ve karmaşasından uzakta, sevdikleriyle güzel bir hafta sonu geçirmek isteyenler için pek çok alternatif bulunuyor. Doğa yürüyüşü, kamp, piknik, deniz keyfi ya da tarihten izler taşıyan köyler… İşte İstanbul’a yakın ama İstanbul’un karmaşasından uzak seyahat rotaları…

Ağva (İstanbul)

Yeşille mavinin iç içe geçtiği Ağva, doğa özlemi çekenler için ideal bir kaçış noktası. Şile’ye bağlı bir belde olan Ağva, dere kıyısına dizilmiş otel ve restoranları ile uzun sahil şeridi sayesinde büyük rağbet görüyor. 

Cumalıkızık (Bursa) 

Uludağ’ın eteklerinde yer alan Cumalıkızık, Osmanlı’nın erken dönem sivil mimari özelliklerini taşıyan yapılarıyla ünlü. Kuruluşu 1300’lü yıllara dek uzanıyor. İyi korunan mimarisi sayesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. 

Maşukiye (Kocaeli)

Şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenlerin en fazla rağbet ettiği adreslerden biri Maşukiye. Kartepe’nin eteklerinde yer alan Maşukiye, aynı zamanda ziyaretçilerini dört mevsim boyunca ağırlamasıyla biliniyor. Konaklamak isteyenler için uygun seçenekler de var. 

Kıyıköy (Kırklareli) 

Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı bu şirin köy, en eski taş manastırlardan biri olan Aya Nikola Manastırı’na da ev sahipliği yapıyor. Sakinliğiyle dikkat çeken Kıyıköy, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp keyifli bir hafta sonu geçirmek için birebir. Kıyıköy’ün doğası gibi, denizi ile de tercih edilen bir adres olduğunu unutmamak gerek. 

Polonezköy (İstanbul)

İstanbul içerisinde kaçış noktası denilince ilk akla gelen adreslerden biri Polonezköy. Beykoz’a bağlı bu şirin köy, özellikle hafta sonları ailece güzel bir gün geçirmek isteyenlerin akınına uğruyor. Yürüyüş, piknik ve bisiklet turu gibi seçenekleri aynı güne sığdırmak mümkün. Yolu Polonezköy’e düşenler aynı zamanda tipik Polonya köy evi mimarisine sahip Zosia Teyzenin Anı Evi gibi tarihi yapıları ziyaret edebilir.

Kefken (Kocaeli)

İstanbul’un sıcağından bunalıp kendini denize atmak isteyenler için Kefken ideal bir seçim. Kocaeli’ne bağlı olan Kefken, plajları kadar doğal güzellikleriyle de ilgi çekiyor. Kefken’de özellikle Pembe Kayalar mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde. 

Sapanca (Sakarya)

Doğa tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri olan Sapanca’da ciğerlerinize temiz hava doldurarak sakinliğin keyfini sürmek sizi fazlasıyla dinlendirecektir. Sapanca piknikçilerin yanı sıra balıkçıların da göz bebeği. Çünkü göl suları balık açısından hayli bereketli. 

Gökçetepe Tabiat Parkı (Edirne)

Kamp yapmayı sevenler için ideal bir yer olan Gökçetepe Tabiat Parkı, Edirne’nin Keşan ilçesinde yer alıyor. Çam ağaçlarının denize uzandığı küçük sahiliyle Gökçetepe, şehrin gürültüsünden kaçanlar için sürprizlerle dolu bir yer. Gökçetepe’de konaklamak isteniliyorsa tek seçenek, kamp alanları…

Yalova

İstanbul’a yakınlığı sebebiyle eskiden beri yazlık olarak tercih edilen Yalova, günümüzde de bu değerini koruyor. Yalova’ya gitmenin en pratik yolu, deniz ulaşımı. Keyifli bir deniz yolculuğundan sonra kendinizi orman, şelaleler ve göllerle dolu eşsiz bir yerde bulacaksınız. Yalova, denizi ve doğal güzelliklerinin yanında Atatürk’ten anılar taşıyan Yürüyen Köşk’ü ile de ünlü.

Trilye (Bursa)

Eski bir Rum Köyü olan Trilye, Bursa’nın Mudanya ilçesinde yer alıyor. Trilye, geçmişi 12. yüzyıla kadar giden mimari yapıları ile dikkat çekiyor. Dündar Evi, Aziz Vasil Kilisesi, Kemerli Kilise, Trilye Taş Mektep, Fatih Camii ve Avlulu Hamam mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. İstanbul’dan Trilye’ye deniz otobüsüyle rahatça gidilebiliyor.

Karasu (Sakarya)

Dört mevsim ziyaretçi akınına uğrayan Karasu, İstanbul’a yakınlığı sebebiyle özellikle hafta sonunu geçirmek isteyenlerin akınına uğruyor. Uzun sahili ve ince kumlarla örtülü plajıyla dikkat çekiyor. Yolu Karasu’ya düşenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında Maden Deresi, Acarlar Longozu ve Küçükboğaz Gölü ilk akla gelenler.

Mudanya (Bursa)

Mudanya, Bursa’nın en güzel köşelerinden biri. Bir zamanlar ağırlıklı olarak Rumların yaşadığı Mudanya’da hala o günlerin izlerini taşıyan pek çok yapı bulunuyor. Mudanya’ya gidenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başını Mütareke Evi Müzesi, Tahir Paşa Konağı ve Apostoloi Kilisesi çekiyor. 

Misi Köyü (Bursa)

Bursa’nın şirin bir köyü olan Misi, neredeyse 2 bin yıllık geçmişe sahip. Köyün sokakları özellikle fotoğraf çekmek isteyenler için kartpostal güzelliğinde. Kavacık Sultan Yatırı, Ulu Cami ve piknik yapmak için ideal bir alan olan Dağyenice, bu şirin köyün çekim noktaları. 

Gölyazı (Bursa)

Ulubat Gölü kıyısında yer alan Gölyazı, özellikle günbatımı manzarasıyla hayranlık uyandırıyor. Bir zamanlar Rumların ve Osmanlıların yaşadığı Gölyazı’da hala o dönemin izlerini taşıyan yapılar mevcut. Ağlayan Çınar, Aziz Panteleimon Kilisesi, Apollan Tapınağı ve Zambaktepe, Gölyazı’ya gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. 

Taraklı (Sakarya)

Osmanlı izleri taşıyan Taraklı, hafta sonunu huzurlu ve sakin bir yerde geçirmek isteyenlerin tercihi. Tarihi ahşap evleri, Yunus Paşa Camii, tarihi han ve hamamlarıyla Taraklı, şehrin stresinden ve gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için güzel bir alternatif.

Şarköy (Tekirdağ)

Şarköy, eskiden beri İstanbul’a yakın deniz tatili arayanların rağbet gösterdiği bir adres. Yolu Tekirdağ’ın bu küçük ilçesine düşenler, tertemiz koyların yanı sıra endemik bitki örtüsüyle dikkat çeken Uçmakdere, Gaziköy, Güzelköy, Eriklice ve Tepeköy’e uğramadan edemiyor.

Mudurnu (Bolu) 

Mudurnu, doğal güzelliklerin tarihi mekanlarla iç içe geçtiği bir rota. Bolu’ya bağlı olan Mudurnu, Osmanlı döneminden kalma konaklarıyla dikkat çekiyor. Yolu Mudurnu’ya düşenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında Demirciler Çarşısı, Yıldırım Beyazıt Camii ve Kanuni Sultan Süleyman Camii’yi sayabiliriz.

Göynük (Bolu) 

Batı Karadeniz’in tipik mimarisinin hakim olduğu Göynük 150 yıllık geçmişe sahip tarihi konaklarıyla dikkat çekiyor. Bolu ilinin sınırları içerisinde kalan ilçede Zafer Kulesi, Akşemseddin Hazretleri Türbesi, Çınarlar Köprüsü, Gürcüler Konağı Müzesi, Gazi Süleyman Paşa Camii, Göynük Açık Hava Müzesi gibi pek çok gezi noktası bulunuyor.

Poyrazköy (İstanbul)

Boğaz’ın Anadolu yakasından Karadeniz’e uzanan Poyrazköy, şehrin içinde ama şehir hayatının uzağında dingin bir semt. Özellikle piknik ve deniz keyfi yapmak isteyenlerin tercih ettiği semte yolu düşenler geçmişi 600 yıl öncesine dek uzanan Poyraz Kalesi’ni ziyaret etmeden dönmüyor.

Riva (İstanbul) 

Geniş ve uzun kumsalıyla bilinen Riva, günübirlik deniz keyfi yapmak isteyenlerin vazgeçilmez adresleri arasında. Eski bir Rum köyü olan Riva, Beykoz’a bağlı. Riva deresinin Karadeniz’le birleştiği noktada kurulu bu güzel semt özellikle yaz aylarında hayli kalabalık oluyor.

Abant Gölü Tabiat Parkı (Bolu)

Abant Gölü Tabiat Parkı mevsim farkı gözetilmeden ziyaret edilen bir yer çünkü her mevsim ayrı bir güzelliğe sahip. Doğa Müzesine sahip parkta göl çevresinde piknik, kamp, olta balıkçılığı, doğa yürüyüşü, bisiklet, fayton ya da yamaç paraşütü gibi pek çok alternatif mevcut. 

Avşa Adası (Balıkesir) 

Marmara’da deniz keyfi deyince ilk akla gelen yerlerden biri Avşa… Avşa Adası tertemiz denizi ve birbirinden güzel koylarıyla dikkat çekiyor. Adada aynı zamanda doğa yürüyüşleri ve bisiklet turları gibi seçenekler de var. Avşa’ya yolu düşenlerin mutlaka görmesi gereken yerler şöyle sıralanıyor: Çınar Koyu, Mavi Koy, Kumburnu, Değirmen, Altınkum Plajı ve Manastır Mevkii… 

Bozcaada (Çanakkale)

Son yılların gözde tatil destinasyonları arasına bulunan Bozcaada, Çanakkale’de yer alıyor. Türkiye’nin üçüncü büyük adasıdır. Bozcaada, daha ziyade deniz turizmi ile ön plana çıkıyor. Güzel denizi, her geçen yıl daha büyük kalabalıkları Bozcada’ya çekiyor. Meryem Ana Kilisesi, Yeni Kale, Köprülü Mehmet Paşa Camii ve Alaybey Camii gibi tarihi mekanlar da gezilebilir.

Garipçe Köyü (İstanbul)

Rumeli Kavağı ve Rumeli Feneri arasında yer alan Garipçe, hafta sonlarında sakinlik arayanların gözdesi. İstanbul’un bu eski balıkçı kasabasına kahvaltı için gidenler, akşam yemeği yemeden de dönmüyor. Sarıyer ilçesinde yer alan Garipçe’de Hasan Paşa Kulesi, ICA Botanik Bahçe ve Topçu Kalesi de ziyaret edilebilir.

Anadolu Kavağı (İstanbul)

Boğaz’ın en güzel yerlerinden biri olan Anadolu Kavağı, küçük bir sahil köyü. Günübirlik geziler ve balık keyfi için ideal bir adres. Anadolu Kavağı’ndaki Yoros Kalesi ve Hz. Yuşa Tepesi ziyaretçilerin eksilmediği adreslerden.

Rumeli Kavağı (İstanbul)

İstanbul Boğazı kıyısındaki Rumeli Kavağı, Sarıyer’e bağlı. Özellikle midyesi ve inciriyle ünlü. Kısa bir yolculukla ulaşılabilen Altınkum ve Elmaskum gibi plajlarının güzelliği Rumeli Kavağı’nı gözde hafta sonu rotaları arasına ekliyor. 

Kilyos (İstanbul)

İstanbul’da deniz keyfi yapmak isteyenlerin tercih ettiği yerlerden biri olan Kilyos, yaz aylarında özellikle hafta sonları büyük rağbet görüyor. Kilyos’ta uzun doğa yürüyüşü rotaları ve değişik piknik alanları da mevcut. 

Çamlıköy (Tekirdağ)

Çamlıköy ya da bilinen adıyla Kastro, Tekirdağ’ın Saray ilçesinde yer alıyor. Bahçeköy Deresi’nin Karadeniz’e döküldüğü noktaya kurulmuş. Aynı zamanda Milli Park olan Çamlıköy, ailece yapılacak deniz keyfi ve doğa gezintisi için ideal.

Prens Adaları (İstanbul)

İstanbulluların büyük rağbet gösterdiği Prens Adaları, yılın dört mevsimi ayrı güzel. Ama özellikle yaz aylarında hayli kalabalık oluyor. Ada sokaklarında yapılan yürüyüşler son derece keyifli. Birbirinden güzel Ada evleri bu yürüyüşlere ayrı bir keyif katıyor. Büyükada’daki Aya Yorgi Kilisesi, Heybeliada’daki Hüseyin Rahmi Gürpınar Evi ve Burgazada’daki Sait Faik Abasıyanık Müzesi mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. 

Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu