Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İtalyan uzmanlar tarafından restorasyonu yürütülen İstanbul Fatih’teki Zeyrek Mahallesi’nde bulunan tarihi Şeyh Süleyman Mescidi’nin bodrum katında 1700 yıllık olduğu tahmin edilen “pagan mezarlığı” bulundu.
Çeşitli nedenlerden zarar gören mezarlık ve mescidin çatısında yapıyı hafifletmek için yerleştirilen Bizans amforaları da koruma altına alındı.
‘MED ART1’ adlı proje kapsamında 25 Eylül 2013’te başlayan restorasyon, 7 Kasım 2016’da tamamlandı. Mescidin avlusunda arkeolojik kazılar yapılırken arkeojeofizik, sismolojik testler ve taramalar uygulandı. 19. yüzyıldaki depremlerden ve meydana gelen yangınlardan dolayı zarar gören mezarlığın duvarları, Osmanlı dönemine ait konservasyon çalışmalarından sonra açıkta bırakıldı.
“Amforaları bulduğumuz haliyle koruduk”
Mescidin kubbesinde 1955 yılında yapılan çalışma esnasında Bizans döneminden amforaların bulunduğunu ifade eden arkeolog Murat Sav, “Bu amforalar hiç dokunulmadan çatıda bırakılmışlardı. Sonra buradaki çalışmalar esnasında amforalara herhangi bir zarar verilmesin diye arkeolojik kazı yürütüldü. Tahmin ettiğimiz amforalara ulaştık. Amforalar kubbe etrafını 360 derece boyunca çeviriyor. Buradaki amforaları 11-12. yüzyıllar civarında tarihlendirdik. Biz de bir karar aldık. Amforaların alınıp tamir edilmesi bir zarara yol açacağı için herhangi yerinde alma gibi bir şey söz konusu olmadı. Amforaları bulduğumuz haliyle koruduk” dedi.
“20. yüzyılın başlarında bu bölgede geniş kapsamlı yangınlar var”
Pagan mezarlığı ve Şeyh Süleyman Camii’nin deprem ve yangınlardan etkilendiğini ifade eden Sav, “Osmanlı döneminde 18. ve 19. yüzyılda inanılmaz derecede fazla yangınlar var. Burası Çırçır olarak da bilinen bir semt. Burada çok yangınlar yaşanıyor. Hatta 20. yüzyılın başlarında bu bölgede geniş kapsamlı yangınlar var. Bu yangınlardan yapımız da etkilenmiş. 1754 ve 1766 depremlerinde Şeyh Süleyman Mescidi de bir nebze etkileniyor. Üstüne de bir yangın geçiriyor. Bundan sonra onarıma tabi tutuluyor” diye konuştu.
“Şu şekliyle bir yapımız İstanbul’da mevcut değil”
Mezar yapısında Bizans döneminin çeşitli müdahalelerinin görüldüğünü aktaran Sav, “İstanbul’da korunmuşluk olarak Suriçi kesiminde günümüze ulaşan ünik yapıdır diyebiliriz. Bu yapımızı da benzer dönem, 4. ya da 5. yüzyıla tarihlendiriyoruz. Balabanağa Mescidi’nin altındaki yapı da çoklu mezar yapısıydı. Ne yazık ki geçen süreçte kaybedildi. Onun dışında birkaç tane benzer örnek olsa da şu şekliyle bir yapımız İstanbul’da mevcut değil. Hem şu planla hem de korunmuşluk özelliğiyle” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA