Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, bir şirkette çalışan avukat, kurumsal elektronik posta adresinden başka bir çalışana gönderdiği mesajların incelenmesi sonrasında işten çıkarıldı.
Avukatın açtığı işe iade davası mahkeme tarafından reddedildi, yerel mahkeme kararı Yargıtay tarafından onandı.
Bunun üzerine avukat, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Başvurucu avukat, kurumsal elektronik posta hesapları üzerinden gerçekleştirdiği kişisel yazışmalarının rızası olmadan işveren tarafından incelendiğini, yazışmaların incelenebileceğine, denetlenebileceğine yönelik yazılı ya da sözlü kuralın mevcut olmadığını, iş sözleşmesinin feshine gerekçe bulmak amacıyla yazışmalarının incelendiğini, adil yargılanma ile haberleşme hürriyeti ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.
Yüksek Mahkeme, 8 bin lira manevi tazminata hükmetti
Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile Anayasa'nın 22. maddesindeki haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine hükmeden Yüksek Mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına, başvurucuya 8 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Gerekçeden
İşveren tarafından kurumsal elektronik posta hesabı üzerinden yapılan iletişimin izlenebileceği ve denetlenebileceği yönünden açık bir bilgilendirme yapılmadığına işaret edilen gerekçede, elektronik posta yazışmaları gerekçe gösterilerek başvurucunun iş akdinin feshedildiği hatırlatıldı.
Gerekçede, şunlar kaydedildi:
"İşveren yargılama sürecinde kişisel verilerin işlenmesinin hukuki dayanağı ve işlemenin amaçları, işlenecek verilerin kapsamı, verilerin saklanacağı süre, veri sahibinin hakları, işlemenin sonuçları ve verilerin muhtemel yararlancılarını gösterir bir bilgilendirme yapıldığını ortaya koymamıştır. Yargılama sürecinde feshin temel sebebini oluşturan elektronik posta iletişimine yönelik olarak böyle bir bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığı derece mahkemelerince tartışılmamış, başvurucunun kendisi alenileştirmediği halde onun rızası alınmadan ve önceden bir bilgilendirme yapılmadan elektronik posta içeriklerine erişildiği yönündeki esaslı iddiaların karşılanmadığı anlaşılmıştır."
Başvurucunun elektronik posta iletişiminin içeriğine erişilmesini zorunlu kılan bir durumun mevcut olduğunun işveren tarafından açıklanmadığı vurgulanan gerekçede, fesih bildiriminde ise "iddiaların araştırılması ve ekip üyeleri arasındaki ilişkilerin anlaşılabilmesi" amaçlarının belirtilmesiyle yetinildiği aktarıldı.
Gerekçede, aynı amaca ulaşılabilmesi bakımından "tarafların şikayet ve savunmalarının analizi, tanıkların dinlenilmesi" gibi araçlar mevcut olduğu halde elektronik posta içeriklerinin neden incelenmesinin zorunlu ve gerekli görüldüğünün işveren tarafından açık şekilde ortaya konulmadığı, derece mahkemelerince de olayın bu yönüyle tartışılmadığı belirtildi.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde şunlar kaydedildi:
"Başvurucunun kişisel verisi kapsamındaki elektronik postaları ile ilgili olarak trafik bilgisi ile yetinilmediği gibi içeriklerine de kapsamı belirsiz olacak şekilde erişildiği ve bunların kullanıldığı anlaşılmıştır. Özel hukuk iş ilişkilerinden doğan uyuşmazlığı karara bağlayan derece mahkemeleri tarafından anayasal güvenceleri gözeten özenli bir yargılama yapılarak pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği anlaşılıldığından başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."