İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) Cumhurbaşkanlığı sisteminin iş alemine yansımalarıyla ilgili hazırladığı bildiride, "Şu anki sistem, ekonomik ve toplumsal engelleri aşmamızda yeterli olmuyor. Çözümü acilen bir sistem değişikliğinde görüyoruz." denildi.
İTO'dan yapılan açıklamaya göre, İstanbullu 400 bin firmayı temsil eden oda, TBMM'de görüşülmeye başlanan Cumhurbaşkanlığı sisteminin iş alemine yansımalarıyla ilgili bir bildiri yayımladı.
"Rejimi değil, sistemi tartışıyoruz" başlıklı bildiri, İTO'nun 2017'yi yatırım, üretim, ihracat ve turizm başta olmak üzere Ekonomide Milli Seferberlik Yılı ilan etmesi kapsamında hazırlandı. İTO, bildiri için ocak ayında sektör temsilcilerinden oluşan sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek ortak hareket zemini hazırlayacak.
"İçinde bulunduğumuz sistem bir pranga gibi"
"Ekonomide Milli Seferberlik: Yeni Anayasa" ifadesiyle başlayan bildiride, dünyada doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar tüm ülkelerde bir kaosun hakim olduğu belirtilerek, ABD'den Avrupa'ya, Çin'den Rusya'ya, Brezilya'dan Yemen'e, Hindistan'dan Arjantin'e kadar ülkelerin para sisteminden sınırlarına hatta politik sistemine kadar bir kaosun eşiğinde bulunduğuna dikkat çekildi.
Bildiride, "İngiltere sonrası Avrupa nasıl olacak?", "Trump ile ABD'de sistem değişir mi?", "Rusya, Suriye'de batağa mı saplanacak?", "Nüfusu patlayan Hindistan, ekonomik olarak da patlayacak mı?", "Yeni süper güç Çin'in sonraki hamlesi ne olacak?" gibi birçok sorunun cevap beklediği aktarıldı.
Herkesin asıl büyük tehlikenin, yani 2001 yılında ABD'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırılarla başlayan ve 2008'de yaşanan ekonomik kriz sonrası adeta küreselleşen terör olaylarının bir gün kendi kapısını çalmasından endişe ettiği belirtilen bildiride, bir türlü aşılamayan güven bunalımı nedeniyle tek kutuplu sistemin artık dünyanın büyüme ihtiyacına cevap veremediğine işaret edildi.
Bu küresel kaostan Türkiye'nin de payına düşeni aldığına değinilen bildiride, şunlar kaydedildi:
"İhanet içinde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi bu küresel kaosa eklenince, demokrasimiz yine zorlu bir sınavla karşı karşıya. Bir yanda terör örgütleri, bir yanda döviz kuru ile ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunlar, bir yanda da sınırlarımızda verdiğimiz insanlık mücadelesi... Bütün bunlar, bu süreçte ne kadar dirayetli durmamız gerektiğini bize hatırlatıyor. Yüzyıllardır edindiğimiz tecrübe, birlikteyken kimsenin bizi yıkamayacağını gösteriyor. Biz 'bir' olunca, 'birlikte' olunca daha 'biz' oluyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz sistem, bir pranga gibi sadece ayaklarımızı değil, elimizi kolumuzu bağlayarak kaostan çıkmamıza engel oluyor.
Türkiye'de bir sistem sorunu olduğu konusunda herkes hemfikir. Şu anki sistem, ekonomik ve toplumsal engelleri aşmamızda yeterli olmuyor. İş dünyası olarak daha ileri gitmenin yolunun bu prangadan kurtulmak olduğunu biliyor ve yaşıyoruz. Çıkış yolu arıyoruz ama hepimiz çıkış yolunu biliyoruz. 15 Temmuz darbe girişimine karşı yekvücut olmuş milletimiz gibi biz de iş dünyası olarak darbelerle yapılmış bir Anayasa'ya hayır diyoruz. Ekonomi için, milli seferberlik için, ülkemizin refahı, insanlarımızın mutluluğu için, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için, bu prangalardan kurtulmak için yeni bir Anayasa istiyoruz. İş alemi olarak göstermemiz gereken asıl refleksin bu olduğuna inanıyoruz."
"Bildiriyi sivil toplum kuruluşlarına sunacağız"
İTO Başkanı İbrahim Çağlar konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanlığı sisteminin kazanımlarını ele alan bildiriyi, iş dünyasının önde gelen sektörel sivil toplum kuruluşlarına sunacaklarını ve aldıkları neticeyi kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade etti.
Türkiye'nin önündeki en büyük sorunun sistem sorunu olduğunu belirten Çağlar, bu sorunun ivedilikle aşılması halinde ülkenin prangalarından kurtulacağını ve çıktığı milli seferberlik yolunda başarıya ulaşacağını dile getirdi.