Kendisine de COVID-19 teşhisi konan, evinde gördüğü tedavi ile 1 Aralık'ta sağlığına kavuşan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, COVID-19 ile mücadele konusunda yaptığı açıklamada, İzmir'in pandeminin başladığı mart ayında vaka sayılarında ikinci sırada yer aldığını söyledi.
"Rakamların azalmasında alınan tedbirler etkili oldu"
Bu dönemde alınan önlemlerin sonuç verdiğini ve depremin yaşandığı 30 Ekim'e kadar vaka sayılarının kent genelinde kontrol altına alındığını aktaran Köşger, şöyle devam etti:
"İzmir'de depremden sonra tahmin ettiğimiz gibi vaka sayılarında bir patlama yaşandı. Vatandaşlarımız depremden önce riayet ettiği maske, mesafe ve hijyen kurallarına depremden sonra o şok ile riayet edemedi. Testi pozitif olanlar ve izolasyonda olması gereken kişiler, depremin etkisiyle sokağa çıktı. Bunun etkisiyle, kentte vaka sayıları da rakamlar aritmetik olarak 5'e katladı. Bu kötü bir şey ama bu bize kurallara riayet ettiğimiz taktirde, bunun bulaşma hızının düştüğünü gösterdi. Belli bir süre sağlıkçıların deyimiyle plato yaptı. Vatandaşların alınan önlemleri riayet etmesiyle şu an inişe geçti. Son haftada vaka sayılarında yüzde 25 civarında azalma oldu. Bunun geçici mi yoksa kalıcı bir düşüş mü olduğunu perşembe gününe kadar gözlemleyeceğiz. Tabii bu rakamların azalmasında sokağa çıkma kısıtlaması ve alınan tedbirler de etkili oldu. Ben bu konuda bize destek olan tüm İzmirlilere teşekkür ediyorum."
"Yatak ve yoğun bakım sayımız yeterli"
Köşger, kent gelinde 800 filyasyon ekibinin 2 bin 400 personeliyle görev yaptığını, kaymakamlıklar bünyesinde görevlendirilen ekipler ile jandarma ve polislerin de vatandaşların kalabalık bulunduğu semt pazarları ve alışveriş merkezlerinde kontroller gerçekleştirdiğini söyledi.
Kent genelinde sağlık hizmetlerinin verilmesi ve yatak sayısı bakımından bir sıkıntının yaşanmadığını vurgulayan Köşger, "Kent genelinde bulunan hastanelerimizde yatak sayımız ve yoğun bakım sayımız yeterli. Sağlık Bakanımızın da açıkladığı gibi hastanelerimizde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 83 civarında. 550 ventilatör cihazımız var. Bunlardaki doluluk oranı yaklaşık yüzde 50 oranında. Depremin ardından hastanelerde tedavi gören vatandaşlarımızın sayısı artmıştı ama kurallara uyuldukça orada da çok şükür normale dönüyoruz" dedi.
Köşger, toplu ulaşım araçlarında Hayat Eve Sığar (HES) kodu uygulamasının bu ay içinde kullanılmaya başlamayı planladıklarını da bildirdi.
"Kente özgü çağrı merkezini hizmete aldık"
İzmir'de devletin tüm kurumlarıyla vatandaşın yanında olduğunu dile getiren Köşger, şöyle konuştu:
"Kente özgü bir çağrı merkezini hizmete aldık. 35 kişinin görev yaptığı merkezdeki görevliler, vatandaşların Kovid-19 testlerinin pozitif çıkmalarının ardından onlara telefonla ulaşıyorlar. İlaçlarının kendilerine ulaşacağı zamanı söylüyorlar. Evden ayrılmamaları gerektiğini, mutlaka izolasyon kurallarına uymaları gerektiği konusunda bilgi veriyorlar. Vatandaşların evde olup olmadıkların o çağrı merkezi üzerinden kontrol ediyoruz. Bir diğer çağrı merkezimiz de ise 30 kişi görev alıyor. Onlar da karantinadaki vatandaşların bir ihtiyaçlarının olup olmadığı soruyorlar. Onlardan gelen istekleri karşılıyorlar. Sosyal Vefa Destek Gruplarımız da görevlerinin başındalar. Vatandaşlarımızın isteklerinin karşılama konusunda sıkıntımız yok onlar yeter ki kurallara uysunlar."
"Ayağa kalkacak hal bırakmıyor"
COVID-19'a kendisinin ve eşinin de yakalandığını belirten Köşger, şunları kaydetti:
"Her bünyede farklı semptomlar gösteriyor. Bizde de klasik ateş, eklem ağrısı gibi rahatsızlık verdi. Bu hastalık sizi rahat bırakmıyor. Ayağa kalkacak hal bırakmıyor. Çok şükür biz evde aldığımız tedaviyle atlattık ama herkes çok dikkatli olsun. Hala ölümcüllüğü devam ediyor. Hastalık mutasyona uğradı, hafif atlatılıyor deniyor. Bu spekülatif şeydir. Bunlara itibar edilmemesi lazım. Herkes önerilen kurallara uymalı. Hayatımızı yeni normale göre dizayn etmeliyiz."