İzmir Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2 Ağustos'ta meydana gelen tekne kazasına ilişkin iddianame hazırlandı. İddianamede, bilirkişi raporuna yer verildi. Raporda, benzeri teknelerin yolcu kapasitesinin 4 ila 5 olduğuna dikkat çekildi.
Raporda, "Bu tip polyesterden imal narin teknelerin 10 kişi ile çıkılan seyirde en küçük olumsuz deniz ve hava koşulunda alabora olma riski çok yüksektir. Söz konusu teknenin 10 kişi ile denize açılmasının gerek mevzuat açısından gerek teknik açıdan kapasitesinin üzerinde olduğu değerlendirilmiştir. Tekne kaptanı A.D'nin tekneye kapasitesi üzerinde yolcu alarak gerek seyir emniyeti gerekse kendisi dahil 10 kişinin can güvenliğini tehlikeye atarak kazanın meydana gelmesinde 'asli kusurlu' olduğu kanaatine varılmıştır" ifadelerine yer verildi.
Kaptanın alkollü olduğu belirlendi
İddianamede, kazanın ardından kaçan kaptanın, olaydan bir gün sonra yakalandığında yapılan testte, 113 promil alkollü olduğunun belirlendiği de söylendi.
Yolculardan bir bölümü çocuk olduğu için teknedeki kişi sayısını önemsemediğini, teknede 8 can yeleği bulunduğunu, hareket etmeden önce iki duble içki içtiğini ancak sarhoş olmadığını, denizde 1 saat kadar yüzdükten sonra başka bir teknenin kendisini kurtardığını ve korktuğu için kaçtığını öne süren şüphelinin savunması da iddianamede yer aldı.
22,5 yıl hapsi istendi
İddianamenin sonuç bölümünde şöyle denildi:
"Şüphelinin kendisi dahil 10 kişi ile kapasitesi 4-5 kişilik olan tekne ile denize açıldığı, olayın mağdurları ve şüphelinin ikrarı ile miktarı tespit edilemese de şüphelinin alkollü olduğu, bilirkişi raporuna göre de asli kusurlu olduğu belirlendi. Şüphelinin tekne kaptanı olması nedeniyle teknenin kapasitesinin iki katı kadar fazla yolcu alması durumunda herhangi bir kazaya veya teknenin batma olasılığını değerlendirebileceği kanaatine ulaşılmıştır. A.D. hakkında 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur."
Şüphelinin 22,5 yıla kadar hapsi istendi. İddianame Karşıyaka 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi.
"Hayatımız karardı"
Kazada eşini ve biri üvey 3 çocuğunu kaybeden Erdal Göksoy, kazadan bu yana perişan olduğunu belirterek suçluların cezasını çekmesini istediğini söyledi.
Göksoy, kaptanın 2,5 ay sonra tahliye olmasının kendilerini çok üzdüğünü anlatarak, "Acısı gün geçtikçe artıyor. Hayatımız karardı. 5 aydır nasıl yaşıyorum Allah biliyor. Evden çıkmıyorum. Kardeşimin evine geçtim. Eşimi ve 3 çocuğumu kaybettim. En ağır cezayı almasını bekliyoruz. 10 sene de yese fark etmeyecek ama bir nebze rahatlayacağız. Şahit olanlar kaptanın ihmali olduğunu söylüyorlar. İki deniz makarnası varmış, onları alıp kaçmış. Kimseye yardımcı olmadan. Yelek ve simit yok. Olay yerini terk ediyor, polisler yolda yakalıyor. Tutuklanmasını istiyoruz" dedi.
"Kaptan deniz makarnalarını alıp kaçtı"
Göksoy'un avukatı Harun Ümit Eren, teknede can yeleği bulunduğuna dair bir emareye rastlanmadığını vurguladı.
Kaptanın 2 deniz makarnasını alıp kaçtığını öne süren Eren, şunları söyledi.
"Can yelekleri olsaydı yüzmeyi bilmeyenler can yelekleriyle kurtulabilirdi. Çocuklarımız kurtulabilirdi. Olayda 'olası kast' olduğunu düşünüyoruz. Bu kadar ağır kusurla ve alkolün etkisiyle yaşananlardan sanığın sorumluluğu aşikardır. Bizce tutuklanması gerekiyor. Teknenin su aldığını görmelerine rağmen geri dönmeyerek devam etmeleri olay olursa olsun dediğimiz olası kastın temel unsurlarından birine gidiyor. Bunu bilerek öngörüyorlar ancak olayın olmayacağını, olursa bir çözüm üreteceklerini düşünüyorlar."