Çok Bulutlu 1.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
13.09.2019 11:41

Kara Havacılık Komutanlığı davasının gerekçeli kararı yazıldı

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında MİT ve Genelkurmay Başkanlığı gibi kritik kamu kurumları ile sivilleri hedef alan helikopter pilotlarının da yargılandığı Kara Havacılık Komutanlığı davasında 152 sanık hakkında verilen hükmün gerekçesi yazıldı.

Kara Havacılık Komutanlığı davasının gerekçeli kararı yazıldı

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince sanıklardan 56'sına ağırlaştırılmış müebbet, 18'ine müebbet, 45'ine 6 yıl 3 ay ile 18 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası ile 33'üne beraat ve tefrik verilen kararın gerekçesi taraflara tebliğ edildi.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, üye hakimler Mustafa Şenocak ile Ahmet Dişbudak'ın imzasını taşıyan 1242 sayfalık kararda, 278 mağdur müşteki, 261 tanık, 27 şehit yakını ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in de aralarında bulunduğu 12 katılanın beyanı da yer aldı.

Kararda, sanıklara verilen cezaların gerekçeleri hakkında ayrıntılı açıklamalar yapıldı. Aynı zamanda FETÖ'nün yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi ve 15 Temmuz darbe girişiminin nasıl yapıldığı ele alındı.

Örgütün öncelikli amacının kamu kurumlarında yer edinmek için her yolu "mübah" kabul ettiği vurgulanan kararda, örgüt mensuplarının deşifre olmamak için "tedbir" adı altında gizlendikleri, bulundukları ortama ayak uydurdukları ifade edildi.

Kararda, 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe girişiminin, FETÖ üyesi askerler tarafından yapıldığı, bu kapsamda Türkiye'nin birçok yerinde darbe girişiminde yer aldıkları belirlenen sanıklar hakkında davalar açıldığı, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince görülen ilgili bazı davaların karara bağlandığı hatırlatıldı.

Gerekçeli karara göre, "askerlerden sorumlu sözde örgüt yöneticileri Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'in cuntanın merkez üssü Akıncı'da bulunmaları", "kalkışmaya ilişkin mahkeme kararları", "derdest dava dosyaları", "yürütülen soruşturmalar", "itirafçı beyanları" ve "resmi kurumların tespitleri" darbe girişiminin FETÖ'cü bir kalkışma olduğunu ortaya koydu.

Helikopterler sivillere karşı kullanıldı

Sanıkların eylemlerine geniş yer verilen kararda darbecilerin, ülke savunması için kullanılması gereken helikopter ve silahlarla sivillere zarar vermek için kullandıklarına dikkat çekildi.

15 Temmuz darbe girişiminin failinin FETÖ olduğu vurgulanan kararda, "Darbe girişimi, TSK içine yuvalanmış FETÖ mensubu asker ve bu örgüte bağlı sivillerce gerçekleştirilmiştir." denildi.

Sanıkların darbe girişiminden önce organize oldukları anlatılan kararda, bazı darbecilerin karargaha yakın alışveriş merkezlerinde teşebbüs saatini beklediği, start verildiğinde ise bunların kışlaya gittikleri vurgulandı.

FETÖ'cü olmayan askerlerin idari izinli oldukları söylenerek kışladan uzaklaştırıldıklarına dikkat çekilen kararda, darbecilerin 15 Temmuz akşamı kendilerinden olmayan askerleri ise karargaha almadıkları vurgulandı.

Sanıklar, hedef gözeterek halka ateş etti

Kararda, sanıkların savunmalarında terör saldırısı nedeniyle kışlalarına gittiklerini söylediklerini ancak sonrasında gelişen olayların beyanları doğrulamadığı aktarıldı.

Türk ordusunun daima terör örgütlerinin karşısında ön safta yer aldığı hatırlatılan kararda, "Ancak bunun için kendisine tevdi edilen bir yasal görevi olmalıdır. Olay günü Türkiye genelinde tesadüfen de olsa bir terör eylemi yoktur. Kaldı ki eylemlerin gerçekleştiği yerler İçişleri Bakanlığına bağlı güvenlik güçlerinin sorumluluğundaki bölgelerdir. Askeri birliklerin buna dahil olması için genel kolluk kuvvetlerinin imkan ve kabiliyetlerini aşan bir terörist girişimi olmalıdır. Bununla birlikte Bakanlar Kurulu kararı ile valilerin genel koordinasyonu gerekmektedir." değerlendirmesi yapıldı.

Terör saldırısına karşı hareket ettiğini öne süren sanıkların önce kendilerinden olmayan güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirdikleri vurgulanan kararda, şu tespite yer verildi:

"Terör eylemini önlemeye gittiğini söyleyen birliklerin (sanıkların) yaptığı ilk iş, oradaki güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirmek ve silahlarını almak olmuştur. Derdest edilen güvenlik görevlilerinin terörist olmadığı açıktır. Sanıklar, kendilerine tepki gösteren halka ve darbe teşebbüsünü önlemeye çalışan güvenlik görevlilerine hedef gözeterek helikopterle ateş etmiştir. Bu husus telsiz kayıtlarında da açıkça görülmektedir. Olay gecesi öldürülen ya da yaralanan hiçbir Türk vatandaşının terörist eylemi çağrıştıracak hiçbir hareketi olmamıştır."

Darbeciler birbirlerini kollamış

Bazı sanıkların ilk ifadelerinde Kara Havacılık Komutanlığında görev yapan herkesin birbirini tanıdığını söyledikleri aktarılan gerekçeli kararda, söz konusu mahkeme huzurunda ise 15 Temmuz akşamı uçan ve darbe faaliyetlerinde bulunan pilotların isimlerini özellikle vermediklerine dikkat çekildi.

Gerekçeli kararda bu konuya ilişkin şu değerlendirme yapıldı:

"Pilot ve teknisyenlerin birbirlerini iyi tanıdıkları halde birlikte uçtukları kişilerin isimlerini vermekten kaçındıkları, Akıncı Üssü'nde bulundukları pilot ve teknisyenlerin isimlerini bilmediklerini söylemesi, ayrıca kurallara aykırı uçtukları açıkça ortaya çıkmasına rağmen örgütsel bir davranış biçimi sergileyerek isim söylemedikleri mahkememizce değerlendirilmiştir. Ayrıca olay gecesi mevzuata aykırı olarak zimmetli olmayan silahlar dağıtılmıştır. Bu hususlar dikkate alındığında sanıkların amirinden aldığı emri yerine getirdiğine, emri sorgulama imkanının kanunla ortadan kaldırıldığına, emrin yerine getirilmesi nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarına yönelik savunmalarına itibar edilmesi imkanı bulunmamaktadır."  

Kaynak: AA

Sıradaki Haber
Nöbetçi noterlerden 265 bin 644 işlem
Yükleniyor lütfen bekleyiniz