Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi Gülistan Doku'nun ailesinin, Diyarbakır'dan Tunceli'ye gelerek kayıp başvurusu yapmasıyla başlatılan arama çalışmaları, Uzunçayır Baraj Gölü'nde sürdürüldü.
Bugünkü arama çalışmalarına İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekiplerinin yanı sıra Adana Jandarma Sualtı Arama Kurtarma (SAK) ile Konya Emniyet Müdürlüğüne bağlı dalgıç polis ekibi katıldı.
Botlarla arama yapıldı
SAK ile dalgıç polislerin, 1 metreye kadar görüş mesafesinin olduğu baraj gölünde belirlenen alanlarda dalış yaptığı arama çalışmalarında, AFAD ekibi de botlarla baraj gölü ile Dinar Deresi mevkisinde göl yüzeyinde ve kıyılarda tarama yaptı.
Aramalarda bugün de Doku'ya ait herhangi bir ize rastlanmadı.
Bölgede devam eden arama çalışmalarını Gülistan Doku'nun annesi Bedriye ve ablası Aygül Doku da gün boyu takip etti.
"O görüntü netleşirse Gülistan'ın akıbeti belli olur"
Gülisran Doku'nun ablası Aygül Doku, kardeşinden 164 gündür haber alamadıklarını söyledi.
Gülistan'ın kaybolduğu gün Munzur Üniversitesinin güvenlik kameralarından birinin Sarı Saltuk Viyadüğü'nü gördüğünü ve görüntünün netleştirilmesi için çalışma başlatıldığını anımsatan Doku, "O görüntü şu ana kadar hala çözümlenmiş değil. Biz o görüntünün bir an önce çözülmesini istiyoruz. Görüntünün netleştirilmesi için ülkedeki diğer kurumlardan da destek bekliyorum. O görüntü netleşirse Gülistan'ın akıbeti belli olur" dedi.
"Artık bu çalışmaların bir sonuç vermesini istiyorum"
Gülistan'ın kaybolmadan önce erkek arkadaşı ile bir kafe önünde yaptığı görüşmenin MOBESE kameralarına yansıdığını belirten Doku, şöyle konuştu:
"Gülistan ile çocuğun kafe önündeki görüntüsü vardı. O görüntü de dudak okuma yöntemiyle çözülürse en azından biz yine Gülistan'a ne olduğunu, o an o konuşmada ne olduğunu anlarız. Nitekim Şule Çet davası o şekilde çözülmüştü. 164. gündeyiz ve biran önce görüntü netleştirilebilir ve dudak okuma ile görüntü çözülürse belkide bir sonuca varırız. Ekipler çok çalışıyor, onlara teşekkür ediyorum ve onların da en az bizler kadar yorulduklarını da hissedebiliyorum. Artık bu çalışmaların bir sonuç vermesini istiyorum."