Ahmet Odabaşı, 2010 yılında araba kazasında ölen kedisini Edirne'deki arazisine defnetti. İstanbul'a geldiğinde diğer hayvanların da gömüleceği yerin az olduğunu düşündüğü için Edirne'deki arazisini hayvan mezarlığı yapmaya karar verdi.
15 dönüm araziyi hayvan mezarlığı olarak kullanan Odabaşı yaklaşık 10 yıldır hayvanseverlere bu hizmeti veriyor.
“İstanbul’da hayvanların gömüleceği yer yok”
Ahmet Odabaşı, "Kızım Nehir o zaman 7 yaşındaydı. Arabanın ezdiği bir kedi yavrusu buldu. Yaralıydı. O kediyi veterinere götürdük. Bütün tedavilerini yaptık. İsmini de 'Çakır' koyduk. Çakır'ı köye götürdük. Bir gün Çakır'ı tekrar İstanbul'a getirelim dedik. Çakır İstanbul'a alışık değildi ve evden kaçtı. Evden kaçtığında tekrar bir araba kazası geçirdi. Bu sefer hayatını kaybetti. Hayatını kaybettiğinde hepimiz çok üzüldük. En güvendiğimiz yer kendi toprağımızdı. Edirne'deki alanımızdı. İstanbul'da insanların hayvanları vefat ettiğinde onları gömebilecekleri düzgün bir alanları olmadığını fark ettim. Bazı insanlar şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Büyük bir saksı alıp çiçek saksısına hayvan gömen insanlar da var" dedi.
15 dönüm arazide hayvan mezarlığı
Hayvan mezarlığına bu zamana kadar 250 hayvanın gömüldüğünü söyleyen Odabaşı, "Hayvanlardaki defin işlemi aynı insanlardaki gibi yapılıyor. Yaklaşık 1 metre derinliğinde bir mezar yeri hazırlanıyor. Uygun beze sarıldıktan sonra defin işlemi gerçekleşiyor.
15 dönüm arazi var. Şu anda orada bize emanet edilen 250 canımız var. Bende onlara orada sahip çıkıyorum. Telefonla bana ulaştıklarında vefat eden hayvanın nerede olduğunu, cinsinin ne olduğunu öğrenip ona göre malzemelerimi hazırladıktan sonra gerekli kefen bezi, onu taşıyıcı kutu ve buz aküleri ile uygun şekilde taşıyoruz. Edirne'ye gittiğinde de mezar yerleri hazır oluyor. Hazır mezara defin işlemi yapılıyor. Kedi, köpek ağırlıklı papağan, hamster tarzı hayvanların mezarları da var" şeklinde konuştu.