Dünya genelinde iklim değişikliği nedeniyle birçok canlının yaşam süresi ve habitatı değişiyor.
Bu durum, bazı endemik türleri de etkileyince bilim insanlarının çalışmaları olumsuz gidişatı durdurmak üzerine yoğunlaşıyor.
Özellikle, deniz suyu sıcaklık seviyelerinin artmasıyla meydana gelen çevre sorunları, ülkemizde de kendini gösteriyor.
İki yıl önce meydana gelen Marmara Denizi’ndeki müsilaj artışı bunun en büyük örneğiydi.
Sıcaklık artışı ve kirliliğe bağlı olarak gittikçe düşen oksijen seviyesi, denizdeki bazı canlıların yaşamlarını da kırmızı alarm seviyesine getirdi.
Ancak diğer taraftan Marmara Denizi’nin özel konumu, denizi çok değerli bir endemik türün tek adresi de yaptı.
Bahsettiğimiz bu endemik tür Akdeniz havzasında, özellikle İspanya kıyılarında yaşayan pinalar… Fakat iklim şartlarının değişmesiyle bu bölgeleri terk eden küçük deniz canlıları artık Marmara Denizi’ni yuva yapmış durumda.
Denizin filtresi olarak bilinen pinaların yaşadığı ortama katkısı çok değerli. Öyle ki pinalar, Marmara Denizi’nin son yıllarda yaşadığı kirlilik ve oksijensizlik sorunlarına karşı umut anlamına geliyor.
Denizlerin filtresi pinaların, Marmara Denizi için önemini bu alanda birçok çalışması olan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ile konuştuk.
"Pina ölümleri denizlerde kirliliğe neden oluyor"
Prof. Dr. Sarı, öncelikle pinaların nasıl bir tür olduğu hakkında bilgi vererek başlıyor. Denizlerde yaşayan ve saatte 6 litre deniz suyunu filtre ederek temizleyen kabuklu bir yumuşakça olduğunu söylüyor.
Bu canlıların özellikle Akdeniz Havzası'nda endemik bir tür olarak yaşadığını belirten Sarı, deniz ekosistemini sağlıklı tutmada çok önemli bir rol oynadıklarının da altını çiziyor. Pinaların kabukları üzerinde birçok organizmanın yaşayabildiğine ve deniz suyunun berraklaşmasına, temizlenmesine yardımcı olduklarına dikkati çekiyor.
Sarı son yıllarda, özellikle İspanya kıyılarında başlayan ve Akdeniz'in diğer bölgelerine yayılan bir parazit nedeniyle pinaların toplu ölümlerinin meydana geldiği bilgisini de paylaşıyor. Bu durumun ise iklim değişikliği gibi faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığına işaret ediyor. Öyle ki, pinaların ölümünün deniz ekosisteminde dengesizliklere ve kirliliğe neden olduğunu belirtiyor.
“Dünyada pinaların büyük bir kısmı sadece Marmara Denizi'nde”
Prof. Dr. Sarı, pinaların Marmara Denizi’nde artan popülasyonuna dikkati çekerek, şöyle devam ediyor:
“Marmara Denizi, diğer Akdeniz bölgelerine kıyasla pinaların korunmasına daha elverişli bir ortam sunuyor. Bu nedenle, şu anda dünya genelinde pina popülasyonunun büyük bir kısmı sadece Marmara Denizi'nde bulunuyor.
Ancak Marmara Denizi'nde de kirlilik ve oksijen azalması gibi sorunlar yaşanıyor. Bu durum, deniz ekosisteminin zarar görmesine ve müsilaj gibi oluşumların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Marmara Denizi'nin kurtarılması ve ekosisteminin yeniden canlanması için atık arıtma tesislerinin iyileştirilmesi, kirliliğin önlenmesi ve deniz çayırlarının korunması gibi adımların atılması gerekiyor. Ayrıca, bu durumda pinaların korunması da önemli çünkü onlar deniz ekosisteminin önemli bir parçası ve temiz suyun sağlanmasında rolleri çok büyük.”
“100 metrekarelik alanda 30'un üstünde pina var”
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi'ndeki pina popülasyonun ne kadar değerli bir seviyede olduğunu ise şöyle aktarıyor:
“Dünya Doğayı Koruma Birliği 'Eğer 100 metrekarelik bir alanda 10 adetten daha fazla pina görürseniz bu çok önemli bir bilgidir. Bizimle paylaşın' der. Marmara'daki ortalama rakamlar 100 metrekarelik alanda 30'un üstünde. Aynı zamanda Erdek Körfezi'nin bazı bölgelerinde 100 metrekarelik alanda 73 tane pina saydığımız alanlar var. Yani aslında bir pina cenneti Marmara Denizi.
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’ndeki popülasyonun ortalama bilgisini bu şekilde veriyor ve pinaların sayımlarının hala devam ettiğini de ekliyor.
"Deniz çayılarında pinalar yoğun oluyor"
Sarı son olarak, Marmara Denizi'nin yeniden canlanması ve ekosisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesi için çeşitli önlemlerin yanında pinaların korunması için de çalışmaların artırılması gerektiğini söylüyor.
Bunun yanı sıra halkın da pinalara karşı bilinçli olması gerektiğine dikkati çekiyor.
Örneğin; pinaların deniz çayırlarında çokça olduğunu söylüyor Sarı. İnsanlar yüzerken rahatsız oluyor diye bu çayırların kesilmesinin dile getirildiğini hatırlatarak bunun talep dahi edilmemesi gerektiğini vurguluyor.