12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Demir (31) ve avukatı Şükrü Kaya katıldı.
Maktul Ulviye Avağ'ın (32) ailesi ve avukatları Burak Göncü ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada söz alan sanık avukatı Kaya, müvekkilinin İstanbul'a öldürme amacıyla gelmediğinin önceki celse açıklanan mütalaada da belirtildiğini söyledi.
Olayda haksız tahrik olduğunu savunan Kaya, müvekkilinin lehine olan hususların dikkate alınmasını istedi.
Bakanlığın avukatı ile Avağ ailesinin avukatı, sanık hakkındaki şikayetlerinin devam ettiğini belirtti.
"Olayın böyle sonuçlanmasını istemezdim"
Son savunması sorulan sanık Demir, "Bu olayı gerçekleştirdiğim için çok pişmanım. Gerçekleştirmemek için çok mücadele ettim. Olayın böyle sonuçlanmasını istemezdim. Bana çok baskı yapıyordu, pişmanım." dedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Demir'i "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Sanığın olumlu davranışlarını lehine indirim nedeni sayan heyet, cezayı müebbet hapse indirdi.
Heyet ayrıca aldığı ceza miktarı ve kaçma ihtimalini dikkate alarak sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Mütalaada suçun "tasarlanarak" işlenmediği görüşü sunulmuştu
Davanın 16 Mart'taki duruşmasında açıklanan mütalaada, sanığın ifadesine göre, 11 yıl önce tanıştığı maktullün, aralarındaki gönül ilişkisi sürerken evli olduğunu öğrendiği, bunun üzerine ayrıldıkları, sanığın bu süreçte başka biriyle evlendiği, 7-8 yıl sonra sosyal medya üzerinden tekrar iletişim kurdukları anlatılmıştı.
Maktulün, sık sık yanına geldiğini ve boşanması için baskı yaptığını, ilişkilerini eşine anlatacağı şeklinde tehdit ettiğini söyleyen sanığın bunun üzerine kadını öldürmek için Mardin'den İstanbul'a geldiği aktarılan mütalaada, sanığın bu kararından, maktul ve kendi ağabeyiyle yemek yedikten sonra sakinleşip vazgeçtiği ve dönüş için bilet aldığı belirtilmişti.
Mütalaada, sanığın ifadesinde, "10 Mart 2021'de kıraathanede otururken maktulün gelip küfrettiğini, belindeki silahı isteyip kendisini öldüreceğini söylediği için vermediğini, rezillik çıkmasın diye onu arabaya bindirdiğini, aracı yeğeni Mehmet Gök'ün kullandığını, aracı Sultangazi Kent Ormanı'nda durdurduklarını, bir anlık cinnetle belindeki ruhsatsız tabancayı çıkararak maktule rastgele 10 el ateş ettiğini" söyleyerek suçunu kabul ettiği anlatılmıştı.
Sanığın koşulsuz aldığı öldürme kararından sonra ruhsal dinginliğe ulaştığı ve bunu gözden geçirecek yeterli süre bulunduğu ifade edilen mütalaada, suçu tasarlayarak işlediğine ilişkin kesin delil bulunmadığından sanığın "kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması isteniyordu.