"Kızım o ateşin içinden çık gel"

Diyarbakır annelerinin eylemine katıldıktan sonra yeni tip koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında bir süreliğine memleketi Ağrı'ya gelen Süheyla Demir, 6 yıl önce gazetecilik mesleği hayaliyle lise okurken PKK üyelerince 3 arkadaşıyla kaçırılan kızı Hayal'in yolunu gözlüyor.

Hamur ilçesine 16 kilometre uzaklıktaki Sehithanbey köyünde yaşayan Mehmet-Süheyla Demir çiftinin 4 çocuğundan biri olan Hayal, il merkezindeki Şemsi Türkmen Anadolu Lisesinde 6 yıl önce 3. sınıfta okurken terör örgütü PKK üyelerince kandırılarak kaçırıldı.

Kızının üzüntüsünü yaşayan ve geri isteyen anne Demir, çareyi 3 Eylül'de çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin partinin il binası önünde başlattığı oturma eylemine katılmakla buldu.

Minik kızı Asmin ile aylarca eylemde yer alan ve şu an memleketinde çocuklarıyla ilgilenen anne Demir, Covid-19 salgını sonrası Diyarbakır'daki annelerin eylemine tekrar katılacak.

Gazeteci olmayı isteyen Hayal'den geriye fotoğraf makinesi kaldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dün telefonla görüştüğü Demir, gazetecilik hayalleri kuran kızından geriye kalan fotoğraf makinesi ile fotoğrafına bakarak hasret gideriyor.

Acılı anne Süheyla Demir yaptığı açıklamada, lise okurken hafta sonu dershaneye giden kızının bir anda ortadan kaybolduğunu söyledi.

Kızının yolunu dört gözle beklediğini ifade eden Demir, şöyle dedi:

"Kızımla birlikte 3 arkadaşı daha gitmişti. Onlar ailelerine not bırakmıştı 'biz dağa çıkıyoruz' diye. Biz de bu mektuplardan sonra kızımızın dağa çıktığını tahmin ettik. 4 arkadaşı birlikte kandırıp götürmüşlerdi. Gönlü olan kız cuma günü okula ve dershaneye gidip ondan sonra mı dağa gider. Benim kızım çalışkan ve çok zeki biriydi. Benim kızım gazeteci olmak istiyordu, sürekli dilinde o vardı. Hatta evde fotoğraf makinesi de var. Onun hayali oydu, onun hayalini hepsini yıktılar, bizimkini de yıktılar. Kızımın yolunu gözlüyorum."

Demir, kızının dağa götürüldüğü çözüm süreci döneminde 9 ay kendilerini telefonla aradığını anlatarak, "Kızımızı ikna etmeye çalıştık ama bir türlü başaramadık. Biz soru sorarken kızımız 'bana soru sormayın, ben konuşayım siz dinleyin' diyordu. Zaten sorduğumuz sorulara da cevap vermiyordu. Çözüm süreci bozulurken bir daha görüşemedik ve kendisi de bizi aramadı." diye konuştu.

Oğluna kavuşan Hacire Akar onlar için umut ışığı oldu

Diyarbakır annelerinin eylemine 3 Ekim'de katıldığını ve Hacire Akar'ın oğluna kavuşmasının kendileri için büyük bir umut oluşturduğunu söyleyen Demir, aylarca küçük kızı Asmin ile eylemde kaldığını anımsattı.

Diyarbakır'a yine gideceğini ve dağa kaçırılan kızından haber alıncaya kadar vazgeçmeyeceğini aktaran Demir, şunları kaydetti:

"Eğer onlarda biraz vicdan varsa kızımı bırakırlar. Ben orada (Diyarbakır) bir buçuk yaşındaki kızımla 6 ay bekledim. Bu 40 senedir gençleri dağa taşa çıkarıyorsunuz, hepsi heba oldu. Benim kızımın hayalleri vardı, bırakın gelsin. Ne istiyorsunuz bizden? Eğer kızım beni görüyorsa ve duyuyorsa, kızım gel hayatına kaldığın yerden devam edeceksin. Devlet ceza vermiyor, işkence yok sizi kandırıyorlar. Annen ve baban burada seni bekliyor. Biz her zaman senin arkandayız, bunu sakın unutma. Ne zaman gelirsen de annen ve baban burada seni bekliyor. Eğer anneni görüyorsan ve bize acıyorsan lütfen dön gel."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün kendilerini aradığını ve desteklerinden dolayı gurur duyduklarını dile getiren Demir, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da kendileriyle konuşup kızlarına kavuşmaları için ellerinden geleni yapacaklarını söylediğini belirtti.

Baba Mehmet Demir de kızına gelip devlete teslim olması için çağrıda bulundu.

Sürekli gözyaşı dökerek kızlarını gelmesini beklediklerini dile getiren baba Demir, "Gel teslim ol. Devlete gelip teslim olursan pişmanlık yasası var, çık gel. O ateşin içinden çık gel. Senin gittiğin yol yol değil. Anne ve küçük kız kardeşin Diyarbakır'da 6 ay nöbette kaldı. Eğer bizi düşünmüyorsan bari küçücük kız kardeşini düşün. 6 ay orada seni bekledi. Ne gecemiz gece, ne de gündüzümüz gündüz. Hep gözyaşlarımız var." ifadelerini kullandı.