Kocaseyit Mahallesi kırsalındaki anıtın ve mezarın bekçiliğini, Çanakkale Deniz Savaşları kahramanının torununun çocuğu Muhammet Yıkar yapıyor.
Yıkar, anıtın 2006 yılında yapılmasının ardından kendisinin burada görevlendirildiğini belirterek, merhum ninesi Ayşe Yıkar'ın mezarının da aynı yerde olduğunu belirtti.
Anıt ve mezara ilginin yoğun olduğuna dikkati çeken Yıkar, şunları dile getirdi:
"Ben şu an Koca Seyit adına yaptırılan müze ve anıttan sorumlu olarak çalışıyorum. Yıl içinde binlerce ziyaretçiyi ağırlıyoruz. İstanbul, Ankara başta olmak üzere birçok ilden gelen oluyor. Ayrıca okullar buraya geziler düzenliyor. Ben gelen misafirlere dedemden bahsediyorum."
Yıkar, büyük dedesinin savaştan sonra 21 yıl boyunca burada yaşadığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Savaş bitmiş, üzerinden 10 yıl geçmiş kimseye, 'Ben top kaldırdım da gemi batırdım' dememiş. Savaştan 10 yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk Havran'a geliyor. Nahiye müdürünü çağırıyor ve 'Burada Seyit Onbaşı olacaktı, benim onu görmem lazım' diyor. Paşa bir gece ilçede misafir kalıyor nahiye müdürü de Seyit Onbaşı'yı aramaya başlıyor. İki jandarma askeri köye geliyor ancak Seyit Onbaşı evinde değil dağa kömüre gitmiş. Akşama kadar dönmesini beklemişler. Seyit Onbaşı eve geldiğinde bir bakmış 2 jandarma evin önünde bekliyor. Kendi kendine 'Dağdan iki çuval kömür getirdim ama şimdi zabıt tutulacak' diye korkmuş. Askerler onu görünce 'Seyit kaçma, seni yakalamaya gelmedik' diye seslenmiş. Sonra demişler ki (Seni paşa çağırıyor, biz ondan geldik.)"
"Maaşı kabul etmemiş"
Koca Seyit'in, daha sonra jandarmalarla beraber ilçe merkezine gittiğini anlatan Yıkar, şunları aktardı:
"Ancak dedemin üzeri kılık kıyafeti uygun değil. Nahiye müdürünün ceketini giymiş elini yüzünü yıkamış ve öyle gitmiş paşanın huzuruna. Demiş ki, 'Paşam hoş geldin.' Atatürk de 'Seyit, asıl sen hoş geldin. Seni bekliyorum, neredeydin?' demiş. 'Paşam dağda kömür yapıyordum, haberinizi aldım anca gelebildim.' demiş. Daha sonra sohbet devam etmiş, Paşa, 'Seyit sen savaşın kaderini değiştirdin. Buraya gelmişken sana maaş bağlayayım da gideyim.' demiş. Dedem kabul etmemiş ama dağda odun topladığı için ormancıların kendisine karışmaması için ricada bulunmuş. Bir süre kömür işine devam etmiş, daha sonra zeytin fabrikalarında hamallık yapmış. Dedem çalışırken zatürreye yakalanmış ve bundan dolayı da vefat etmiş."
Anıt ve kabrin bakımından sorumlu olan Yıkar, Koca Seyit anıtına geldiğinde göğsünün kabardığını dile getirdi.
"Onun torunu olmak gurur verici"
Koca Seyit'in diğer torunu Büşra Çevik de lisede okuduğu arkadaşlarıyla anıtı ziyarete geldiklerini ve dedesinin kabrinde dua ettiklerini söyledi.
Çevik, dedesinin annesinin Koca Seyit'in kızı olduğunu belirterek, "Ben 4. kuşak torunu oluyorum. Bugün arkadaşlarımla birlikte kabir, müze ve anıt ziyaretinde bulunduk. Büyük dedemin Çanakkale'de düşman gemisini batırması göğsümüzü kabartıyor. Onun torunu olmak gurur verici. Onun torunlarıyız bugün savaş olsa biz de aynısını yaparız" dedi.
Öğrenciler de ziyaret ediyor
Ayvalık'ta bir kolejin 4. sınıf öğrencilerini anıta getiren öğretmenlerden Tuğçe Yasal da öğrencilerin Çanakkale ruhunu daha iyi anlamaları için böyle bir etkinlik düzenlediklerini söyledi.
Yasal, küçük yaşlardan itibaren tarihi en iyi şekilde öğrencilere aktarmak gerektiğini vurgulayarak, "Öğrencilere çok faydalı oldu. Müzeyi gezdiler, kabrinde dua ettiler, anıtta bol bol fotoğraf çektirdiler. Bu sırada biz de öğrencilere bilgiler aktardık" dedi.
Öğrencilerden Ali İhsan Seyhan, "Buraya Koca Seyit'in anıtına geldik. Çok güzel oldu. Resimlerini gördük sonra mezarında dua ettik" diye konuştu.
Kaynak: AA