Koronavirüsler genellikle yabani hayvanlarda bulunuyor ancak evcil hayvanlarda da bulunabiliyor. İnsandan insana geçebilen koronavirüslerin sebep olduğu SARS salgınında öne çıkan virüs kaynağı yabani bir kedi türü olan misk kedileriydi. MERS salgınında ise tek hörgüçlü develer öne çıkan virüs kaynağıydı. Yeni koronavirüs salgınında ise tam olarak bir kaynak saptanamamış durumda. İlk zamanlar virüsün yılanlardan yayıldığına dair haberler ortaya çıkmıştı ancak genetik materyali tamamen çözümlendiğinde yeni koronavirüsünün genetik diziliminin yılanlarda değil yarasalarda bulunan koronavirüse yüzde 96 oranında benzediği ifade edildi. Virüsün gen dizilimi SARS’a sebep olan türe de yüzde 80 oranında benzerlik içinde.
Salgın ilk başladığında yeni koronavirüs etkeninin insandan insana bulaştığı şüpheli idi ancak toplumda çok hızlı yayılması, hastaların diğer hasta bireylere temas öyküsü varlığı, ülke sınırları dışında da vakaların görülmesi insandan insana yayılımının mümkün olduğunu gösterdi.
Çin’den gelen kargolarla virüsün bize bulaşıp bulaşmayacağı da sık sorulan bir soru ancak virüsün cansız yüzeylerde yaşamadığını, hayvan veya insanların canlı hücrelerinde yaşayabildiğini vurgulamak gerekiyor. Virüsün bir kişiye bulaşmasından hastalık belirtilerinin ortaya çıkışına kadar geçen süreye kuluçka (inkübasyon) süresi deniyor. Yeni koronavirüsün kuluçka süresinin 2 ila 10 gün olduğu tahmin ediliyor.
Hasta kişilerden veya hastalığı taşıyan hayvanlardan bulaş damlacık yoluyla (hapşurma, öksürme sırasında saçılan ve havada asılı kalabilen küçük sıvı damlalarının başka insanlar tarafından solunmasıyla) gerçekleşiyor. Toplumda her kış görülen grip salgınlarında olduğu gibi koronavirüsler de solunum yoluyla yayılıyor. Ayrıca virüsün mukozal yüzeylere (ağız içi, gözler, burun içi gibi vücudun iç yüzeylerine) teması da bulaş açısından yüksek risk içeriyor. Bu sebeple hasta bireylerin izole odalarda tedavi edilmesi, hastane havalandırma sisteminin yeterli olması önem taşıyor. Hastaların yatırılması için yeterli yer olmadığında ise salgın hastalarına özgü ayrılmış çok yataklı odalarda tedaviye devam edilebileceği DSÖ tarafından belirtiliyor.