Türkiye ile Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası siyasi ve politik açıdan olduğu kadar ekonomik olarak da yeni bir dönemin habercisi. Anlaşma, söz konusu alanlarda başta balıkçılık olmak üzere birçok ekonomik faaliyeti de doğrudan etkileyecek.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, TRT Haber’e yaptığı değerlendirmede, imzalanan anlaşmanın siyasi ve askeri açıdan son derece önemli olduğuna değinerek, işin ekonomik etkilerinin de asla göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
MEB ilk defa resmi belgede
Söz konusu anlaşmanın ardından Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ve deniz sınırlarının harita ile paylaşıldığı resmi bir belgede Münhasır Ekonomik Bölge’den (MEB) bahsettiğine dikkat çeken Gürdeniz, “Bu yaklaşım, yakın zamanda Türkiye’nin kendi MEB ilanını tüm dünyaya duyurabileceği izlenimini doğuruyor” dedi.
Dışişleri Bakanlığı tarafından paylaşılan haritaya atıfta bulunan Emekli Tümamiral Gürdeniz, şöyle devam etti:
“O haritada Anadolu ile Kıbrıs adası arasındaki sınırlandırmanın 2011 yılında KKTC ile yapılan anlaşmayı temel aldığını; Mısır ile ortay hat bırakıldığını; diğer ucun son yapılan anlaşma ile Libya’ya bağlandığını görüyoruz. Türkiye’nin tezi gereği Girit, Kerpe, Rodos ve Meis hattına Yunanistan’ın iddialarının aksine kıta sahanlığı/MEB bırakılmadığını görüyoruz."
Suyun içindeki canlıların hakkı da bize geçiyor
Gürdeniz, herhangi bir ülkenin kendi MEB’ini ilan ettiğinde o alandaki su kitlesi üzerinde de söz sahibi olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
“Türkiye bu adımıyla kendi MEB alanı olarak gördüğü yerlerdeki suyun içi ve dibindeki canlı cansız tüm kaynakların kullanımı, gerekirse kota tahsisi ve kontrol haklarını da elde etmiş oluyor. Bu da pratikte saha içindeki balıkların avlanması konusunda Türkiye’yi karar verici kılıyor.
Önümüzdeki dönemde Türkiye, bu alanda balık avlamak isteyen ülkelere kota verebilir. MEB ilan etmediğimiz için bu alanda adımlarımızı şu anda çok dar kapsamlı atabiliyoruz. Örneğin sadece orkinos avcılığının kontrolü kapsamında Uluslararası Atlantik Ton Balıklarını Koruma Komisyonu (ICCAT) denetimlerini yapabiliyoruz. Şimdi süreç değişebilir. Bu bölgede kaçak balık avcılığından Türkiye’nin ciddi maddi kayıpları olduğu biliniyor.”
Orkinostan çok ciddi kazançlar elde edilebilir
Gürdeniz, MEB ilan edilmesi durumunda söz konusu bölgede canlı veya cansız su üstü ve su altı kaynaklarının tamamen Türkiye’nin kontrolünde olmasının önünün açılacağını söyledi.
“Bugün Türkiye’nin orkinos kotası 2 bin tona yakın” bilgisini paylaşan Gürdeniz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz henüz MEB ilan etmediğimiz için başka ülkeler gelip bizim alanlarımız içerisinde serbestçe avlanma yapabiliyor. Hal böyle olunca bizim balıkçılarımız da başka alanlara gidiyordu. Önümüzdeki dönemde bu da değişecek ve her şey Türkiye için daha kontrollü bir hal alacak.
ICCAT raporlarına göre söz konusu alan; deniz ürünleri noktasında dünyanın ihtiyacını büyük oranda karşılayabilecek durumda. Orkinos etinin bir kilosunun 140 TL civarında olduğunu ve söz konusu bölgeden tonlarca orkinos elde edilerek, ülkemize çok ciddi bir gelir kazandırılabileceğini hatırlatmakta fayda var.”