Çok Bulutlu 3.9ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Türkiye
TRT Haber 07.11.2020 10:32

Marmara depreminden İzmir depremine uzanan bir hayat hikayesi

İzmir depremi, acı ve hüznün yanı sıra kahramanların imza attığı mucize hikayeleriyle de hatırlanacak. Kendisi de enkazdan çıkarılan bir depremzede olan Akbaş, Marmara depreminden İzmir depremine uzanan ilginç hikayesini TRT Haber'e anlattı.

Tarih 17 Ağustos 1999...

Saat 03.02...

45 saniye süren sarsıntı, yok olan binlerce hayat...

Yeni bin yıla girmeden önce Türkiye'nin yaşadığı büyük deprem travması...

"Sesimi duyan var mı" sözü 17 Ağustos'ta kazındı hafızalara. Bu soruya "evet" diyen enkazın altındaki binlerce kişi, yeniden hayata tutundu.

Sayıları az olan arama kurtarma ekipleri ve kurtarma köpekleri, enkaz altındakilerin umudu oldu. Bugün ise bir "kurtarma ordusu" var.

"Kıyamet koptu sandım"

Murat Akbaş da o kahramanlardan biri. 

Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi arama kurtarma biriminde görevli. Onu bu mesleğe iten de, 17 Ağustos 1999 günü yaşadıkları.

"Siz bir odadasınız depremin dahi ne olduğunu bilmiyorsunuz. Hani kıyamet koptu diye düşündük."

21 yıl önce enkaz altında kaldı

Akbaş 99 depreminde 25 yaşındaydı. Oturduğu ev yıkıldı, eşi ve çocuğuyla enkazın altında kaldı. 

"Normalde yatak odasında yatarken o gece salona geçtik biraz daha serindir diye. Bir yer yatağı açtık, hatta oğluma kızdım. Oğlum nedir bu bizi uyutmuyorsun hep aynı saatte uyanıyorsun, bi şeyden mi korkuyorsun. O anda bir aydınlık oldu. Çok enteresan hiç duymadığım bir ses duydum. Kulaklarımı tıkamaya çalışıyorum. Oğlum o sesin etkisiyle boğazımı sıkıyor. Ufacık çocuk. Yani kollarını açmaya çalışıyorum. Her şey bir anda oldu sallanmaya başladık. Baktım alt kat geldi. Gözlerimi kapadım kelime-i şahadet getirdim. Dedim kıyamet herhalde bu. Başka bir şey değil. O gece aklımın bir anda gittiğini, çocuğumla beraber öldüğümü çünkü çocuğumun ağlaması devam ediyordu, oğlum 3 yaşına yakındı. Gözlerinizi açıyorsunuz ortalık kapkaranlık. Sanki kabirde gibisiniz mezarda gibisiniz."

21 yıl önce enkaz altında kurtarma köpeğini gördü, hayatı değişti

O karanlığı yaran, çok sevdiği köpeklerin sesi olmuş.

"O arada bir öksürme başladı. Yıkılan binanın çimentosundan dolayı boğazımız yanmaya hapşırmaya başladık. Elimi değdirince baktık parkelerimiz duruyor. Demek ki dedim ben binadayım halen, yaşıyorum. Köpek seslerini duyarak dışarıya çıkabildik oğlumla beraber. Eşim yanımda değildi o anda ona seslendim. O da basıncın etkisiyle mi artık tam bilmiyorum balkondaymış. Bahçeye düşmüş kirişin altında kalmış ayağı. Onu kurtardım."

Enkazdan sağ çıktığında karşılaştığı ilk şey kurtarma köpekleri oldu.
Akbaş için yeni bir dönemin kapıları o an açılmış.

"Bir baktık ki Ankara Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri köpekli arama kurtarma ekibi işte yerleri tespit ediyor falan. Ben şimdi köpekleri çok seven bir insandım. Ama benim belki de K9'daki dönüm noktam, köpekli arama ekibinde olmak isteyişimi ya da kurmak isteyişimizin en büyük sebebi bu olmuştu belki de. Dönüm noktasıydı 17 Ağustos."

Depremin hemen ardından köpeğiyle İzmir'e koştu

O günden sonra kendisini hayat kurtarmaya adamış, girişimleri sonuç vermiş. Sakarya İtfaiyesine bağlı köpekli arama kurtarma ekibi kurulmuş. 

Murat Akbaş ekibin üyesi. Köpeği "Baron"la depremin hemen ardından İzmir'e koşan 8 bin kişiden biriydi. 

'Köpeklerimiz mesai arkadaşımız'

Türkiye'yi sevince boğan mucizelere, birlikte imza attılar.

"Emrah Apartmanına davet edildik, aynı anda birkaç ekiple girdik. Bizim Sakarya İtfaiye ve AFAD'dan 3 köpeğimiz var toplam. Üçümüzün köpeği de aynı yere bir işaret verdi. Biz burada muhtemeldir ki bir kaybın olduğunu ancak canlı emaresinin olduğunu ifade ettik. Kağıt üzerine işaretledik. İdil Şirin'di yanılmıyorsam. Bir de rahmetli İpek kızımız beraberlermiş. Bunu anlatmak çok zor çünkü tarif edemiyorum, yani kelimeler kilitleniyor diyebilirim. Aynı duygudasınız yani kapalı bir yerdesiniz. Yani yaşıyor musunuz yaşayacak mısınız ne olacağınız belli değil. Bir umudunuz da olsa var ve sizin yerinizi bir dostumuz yani bugün bir iş ortağımız, mesai arkadaşımız dediğimiz köpeklerimiz buluyor." 

'Kendisini kurtaran Cankız'ı hiç unutmadı'

Yıllardır Baron'la çalışan Murat Akbaş, kendisini enkazda bulan kurtarma köpeğini ise asla unutmuyor.

"Cankız'dı adı. Bu konuda eğitimler alırken Cankız'la da çalışma fırsatımız oldu. Hiç bağımız kopmadı onlarla"

21 yıl önce enkazın altından mucize eseri çıktı. İzmir depreminde ise yeni mucizelerin kahramanı oldu.

"Biz o duyguyu yaşarken çok tepki vermesek de, kendi istirahat ettiğimiz zaman, onları izlediğimiz zaman işin gerçeği ağlıyoruz. Bu kolay bir şey değil, çok zor bir şey. Yani kelimeler yetmiyor onu söyleyim sadece."

Haber: Tayfun Öçal

Kamera: Mustafa Oğuz

ETİKETLER
Sıradaki Haber
Muş'ta yılın ilk karı yağdı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz