Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Mogan Gölü dip çamurunun temizlenmesine yönelik protokolün imzalanması dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.
Gölbaşı'ndaki bu sorunla ilgili geçmişte çıkan olumsuz haberlerin dosya halinde yanında bulunduğunu anlatan Özhaseki, "Doğru, Ankara'nın göbeğinde bulunmaz bir nimet ama kirli ve kokuyor. Hepimiz de bundan rahatsız oluyoruz. Değişik girişimler olmuş ama şimdiye kadar sonuçlandırılamamış. Bugün için güzel bir adım atıyoruz. Bunu sonuçlandırma nimeti Ahmet Bey ile bana nasip oldu. Allah'a hamdolsun. Şimdiye kadar emek veren bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
"Florasını, faunasını olduğu gibi koruyacağız"
Mogan Gölü'nün dip çamurunun temizlenmesi süreciyle ilgili teknik bilgileri paylaşan Özhaseki, gölün yüzeyinin yaklaşık 6 kilometrekare, kirlilik tespit edilen alanın ise bunun yüzde 60'ı yani 3,7 kilometrekare olduğunu bildirdi.
Bu kirliliğin onlarca yılda oluştuğuna dikkati çeken Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gölün yüksekliğinin yaklaşık 4,5 metre olması gerekirken, birçok yerde en az 50 santimetre yüksekliğinde kirlilik oluşmuş. Gölün içinde kimi yerlerde 6 kilometreye kadar bir boru döşüyoruz. Dışarıda da 3 kilometre kadar daha uzağa götüreceğiz. Yerleşim alanlarının dışında, insanları rahatsız etmeyecek yerde özel membranlı bir çuval içerisinde bunları bekleteceğiz. Biraz sıvısını dışarı vereceğiz."
Özhaseki, "Koku, kirlilik oluşturmayacak. Dışarıya sinek veya buna benzer rahatsız edici bir salgısı var mı? Hayır. Üstelik toprakla karıştırıp yeni bir rekreasyon alanı daha oluşturacağız. Burada dikkat ettiğimiz konu, sazlık alanı olduğu gibi koruyacağız. Buranın florasını, faunasını olduğu gibi koruyacağız. Bu konuda hiç kimsenin endişesi olmasın. Sadece halihazırdaki kirliliği, kötü kokuyu, içindeki canlıları bile yok eden mikroplu yapıyı deşarj ediyoruz, temizliyoruz ve bu noktada da belki Türkiye'de bir ilki uygulayarak yapıyoruz." dedi.
"480 günde temizlenecek"
Öncelikle 3 ay süresince geminin gelmesini, boruların döşenmesini içeren bir ön çalışma yapılacağını bildiren Özhaseki, "Ondan sonra da 480 gün içinde inşallah burayı temizlemiş olacağız. Daha sonrasında da gerek Orman Bakanlığımız gerekse bizim yapacağımız çalışmalarla 30 yılda oluşan bu kirlilik bir daha da oluşmasın istiyoruz. Bunun için özel bir çalışma yapıyor arkadaşlarımız." diye konuştu.
44 tarama gemisi görev yapacak
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da geçmişten beri kıyı yapılarının kendi sorumluluklarında olduğunu vurgulayarak, bu konudaki çalışmalarını anlattı.
Bir limanı yapmadan önce orayı taradıklarını, daha sonra limanı ve tesisi faal tutmak için gerekenleri yaptıklarını belirten Arslan, "Bütün bunlar için bizim 44 adet tarama gemimiz var. Kimse Ulaştırma Bakanlığının bu kabiliyetini çok bilmez. Adeta bir gemi filomuz var. Buna bağlı olarak da her yıl yaklaşık 10 milyon metreküplük tarama yaparız kıyıların birçok yerinde. İnsanlarımızın ve özellikle denizden yararlanan paydaşlarımızın hizmetlerini daha iyi görebilmesi adına..." dedi.
Törene, eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay ile ilgili bürokratlar katıldı.
Türkiye'de ilk olacak
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında imzalanan protokolle, Mogan Gölü tabanında, gölü içten kirleten çamur tabakasının ortamdan alınması ile göl tabanında yer alan içsel kirletici kaynağın ortadan kaldırılarak kirlilik düzeyinin en aza indirilmesi, mevcut sucul ekosistemin eski doğal konumuna döndürülmesi amaçlanıyor.
Mogan Gölü Dip Çamuru Temizleme Uygulama Projesi ile gölün tabanından yaklaşık 2 milyon 700 bin metreküp dip çamuru çıkarılacak, gölün güneyinde kurulacak geotekstil çamur susuzlaştırma tesisinde susuzlaştırma işlemi yapılacak ve yüzde 50 kuruluğa getirilen çamur, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait arboretum ve botanik bahçesi yapılmak üzere tahsis edilen alana taşınacak.
Proje, Türkiye'de, en son teknolojiler kullanılarak bir koruma alanında yapılan ilk çalışma olma özelliğini taşıyor.